PKK-uyuşturucu ilişkisi: İkiyüzlülük sadece Batı’ya mı özgü?

PKK/KCK/PYD’nin uyuşturucu ticaretindeki rolünü görmezden gelmek AB yancılığında ABD’nin Türkiye ile sürdürdüğü savaşta alçakça bir taktiktir. AB ve ABD raporlarında özellikle 2015’ten sonra PKK/KCK/PYD isimlerinin anılmaması herhangi bir rastlantı ile açıklanamaz

Değerli Aydınlık okuru,

Bu yazım Sayın Gaffar Yakınca’nın 18 Şubat 2021 tarihli Aydınlık’ta çıkan “Solcu Kan Lobisi” başlıklı yazısı ile ardışık okunursa bir anlam ifade edecektir. Aynı konuyu yakın tarihlerde kaleme almamız gündem oluşturan somut koşulları aklın ışığını rehber alan irdeleme terbiyemizden kaynaklanmaktadır.

NEREYE BAKMAMIZ GEREKİYOR?

Aşağıdaki bilgiler TC İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanmış Türkiye Uyuşturucu Raporu-2020 (EGM Yayın Katalog No: 712) 139-155 sayfalarından derlenmiştir.

Der Spiegel Dergisi Aralık Sayısı-1995: “PKK/KCK/PYD Almanya’da yaşları 8-12 yaş arasında değişen Alman çocuklarını uyuşturucu sattırmak için kullanıyorlar. Elde ettikleri gelirleri örgütlerine aktarıyorlar.”

Paris Kriminoloji Enstitüsü-Kürdistan İşçi Partisi Raporu-1996: “Terör örgütü PKK/KCK/PYD Avrupa genelinde uyuşturucu nakli ve kaçakçılığını organize etmektedir. Örgütün (PKK/KCK/PYD) sözde üst düzey yöneticileri Avrupa basınında bu faaliyetlerine ilişkin haberleri gündemi değiştirerek engellediğini gerekirse şiddetli, yıldırma taktikleri uygulamaktan hiç çekinmemektedir.”

Paris Kriminoloji Enstitüsü-Terörizm ve Politik Şiddet Raporu-1996: Bu rapor farklı ülkelerden gelen polis raporlarına dayanarak hazırlanmıştır: “Avrupa’da uyuşturucu bağlantılı suçlardan yakalanan Türk vatandaşlarının çoğunluğu PKK/KCK/PYD militanı olup bu örgüte sıkı biçimde bağlıdır.

ABD Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları 1995 ve 1996 yılı raporları: “PKK/KCK/PYD terör eylemlerini finanse etmek amacıyla eroin üretimi ve kaçakçılığı yaptığı belgelerle ortaya konmuştur.”

ABD Dışişleri Bakanlığı 1998 yılı raporu: “PKK/KCK/PYD uyuşturucu ticaretinden sadece pay almakla kalmayıp uyuşturucunun Avrupa’ya taşınması ve pazarlanmasında doğrudan rol almaktadır.”

BM Uyuşturucu Kontrol Programı Beyrut Toplantısı-1998: Orta ve Yakın Doğu Uyuşturucu Ticareti ve Bağlantılı Sorunlar Alt Komisyonu şuna yer vermiştir: “PKK/KCK/PYD Narko-terör örgütlerinin örneğidir. Anılan örgüt ile sınır aşırı suç grupları arasında uyuşturucu trafiğinde açık bağlantılar vardır.”

ABD Dışişleri Bakanlığı Senato Alt Komisyonu Raporu-03.03.2002: ”Etnik Kürt örgütü PKK uyuşturucu trafiğinde yer almakta olup hücresel olarak eroin trafiğini desteklemektedir.”

BM-Uyuşturucu ve Suç Ofisinin (UNODC) Kanada Dışişleri Bakanlığına sunduğu rapor-Nisan 2004:

“PKK/KCK/PYD ve Kürt grupları arasındaki, işbirliği Sicilya mafya aileleri arasındaki ilişkiye benzemektedir. PKK uyuşturucu ticaretinin üretiminden piyasaya satışına kadar her aşamasında yer alan çok katmanlı bir organizasyon gibi çalışmaktadır.”

NATO-Takviyeli Ekonomik Komite toplantısı-2007: “Yasa dışı narkotik endüstrisinin PKK/KCK/PYD’nin en karlı kriminal faaliyetidir. Örgüt narkotik ticaretinin her aşamasın da yer almaktadır.”

DEA-Operasyonel Birim şefi M. Braun-20 Temmuz 2008: “Yasa dışı bir örgüt olan PKK diğer uluslararası suçlar gibi uyuşturucu trafiğinin içindedir.”

Anımsayın; 15 Temmuz’da yakalanan ve ABD’nin onun telefonu ABD malıdır diyerek telefonunu ele geçirmek istediği Metin Topuz DEA görevlisidir. DEA, CIA bağlantılı bir örgüttür. Çoğu Hollywood filminde Güney Amerika’daki uyuşturucu kartelleri ile yakın ilişkisi(!) konu edilen kirli bir diğer ABD icadıdır.

ABD Hazine Bakanlığı Açıklaması-2009: PKK Afganistan’dan getirdiği işlenmemiş morfini Türkiye’deki laboratuvarlarında eroine dönüştürerek Avrupa’da satmaktadır. Raporda tekil bir olay örneği verilmiştir:

“PKK’nın Güney Kıbrıs Lideri ve iki örgüt üyesinin tespit edildiği şüpheli aracın incelenmesinde 10 kg eroin, uzun namlulu silah ve örgütsel dokümanlar, çok sayıda suç unsuru ele geçirildiği ve yakalananların 225.000 (iki yüz yirmi beş bin) dolarla birlikte Yunanistan’a kaçtığı anlaşılmıştır. (Yunanistan’a kaçılabilecek yerin Güney Kıbrıs olması doğal görünmektedir.”

Aynı raporda PKK-uyuşturucu bağlantısı çok uzun yıllardır devam etmektedir. Örneğin 1992-1994 arasında Avrupa uyuşturucu pazarının %60-70’i PKK tarafından yönlendirilmekte ve denetlenmektedir.

ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi-Özel olarak belirlenen uyuşturucu kaçakçısı listesi:

14 Ekim 2009: Murat Karayılan, Ali Rıza Altun, Zübeyir Aydar.

20 Nisan 2011: Cemil Bayık, Duran Kalkan, Remzi Kartal, Sabri Ok, Adem Uzun.

1 Şubat 2012: Zeyneddin Geleri, Ömer Geleri, Çerkez Akbulut (Cernit Murat), Ömer Boztepe (Özel olarak belirlenmiş uyuşturucu kaçakçıları)

Ülkemizi tehdit eden terör örgütlerinin uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerinin uluslararası paydaşlara anlatılması önemlidir.

BAKINCA NEYİ GÖRMELİYİZ?

Alıntıladığım bu bilgiler 1990’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar uzanan ve 30 yılı aşan süre boyunca terör örgütü PKK’nın uyuşturucu ticaretine göz yumma, güvenlik sağlama, pay alma şeklinde başlayan ilk adımları bugün tıpkı diğer suç örgütleri, gibi adeta bir iş modeli geliştirircesine eriştiği son nokta açık seçiktir.

HDP’yi kontrol ederken üst perdeden davranması uyuşturucu ticaretinde sağladığı güce dayanmaktadır. Şemdin Sakık kayıtlara geçen ifadesinde Abdullah Öcalan’ın ona şunları söylediğini belirtmiştir: “Örgütü ayakta tutmak kolay değil! Uyuşturucu geliri olmasa bu kadar insanı nasıl doyuracağız?”

Millet İttifakı katılımcısı partilerin HDP dolayısı ile PKK hakkında tek bir sözcük olsun söylemekten kaçınması reel politik denilen ilkesizliğin mi gereği midir? Böyle bile olsa asıl sorun PKK ve uyuşturucu ticaretinin, silahlı terörün ayrılmaz nitelikli katılımcı bir ögesi olduğu gerçeğine gözlerini kapatmaları uyuşturucu ticaretine meşruiyet kazandıran bir tutum benimsediklerine dair kuşkulu bir izlenim yaratmaktadır. Bu da onların tarih önünde aldıkları sorumluluğun ayrımında olmadıklarını göstermektedir.

Eğer onlar da uyuşturucu ticaretine karşı duruyorlarsa; bizim gibi, çocuklarımızın geleceğinin karartılmasını istemiyorlarsa ona göre davranmalıdırlar. Bu davranışın bir öncesi terör ve uyuşturucu eşitliği kabulüdür. Yoksa uyuşturucu ticareti konusunda tıpkı ABD ve AB’nin ikiyüzlülüğünün Türkiye örneği olarak bilineceklerdir.

Dile getireceğim diğer husus 2020 Türkiye Raporunda dile gelen şu gerçeğin altını çizmek isterim: Ülkemizi tehdit eden terör örgütlerinin uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerinin uluslararası paydaşlara anlatılması önemlidir. Paydaşların anlama niyeti yoksa? AB Göç ve İçişleri Genel Müdürü P. Michon Uyuşturucu pazarları isimli 2019 (öncesinde 2013 ve 2016 raporları vardır) raporunun sunuş yazısında şunları söylemektedir:

Suç örgütleri içi uyuşturucu ticaret çok kârlı bir iştir. Bu nedenle uyuşturucu ticaretinden asla vazgeçmezler. Bu nedenle acımasızlardır. Tüketiciye ulaşmak için dijital araçları kullanmaktadırlar.
Eksik olan suç örgütünün isminin (PKK/KCK/PYD) verilmemesidir! PKK/KCK/PYD’nin uyuşturucu ticaretindeki rolünü görmezden gelmek AB yancılığında ABD’nin Türkiye ile sürdürdüğü savaşta alçakça bir taktiktir.

AB ve ABD raporlarında özellikle 2015’ten sonra PKK/KCK/PYD isimlerinin anılmaması herhangi bir rastlantı ile açıklanamaz. Hükümlü ve tutuklu sayıları ve onların içinde uyuşturucu madde suçu ile ilişkin olanları ayı bir tablo olarak ele alındığında 232.182 hükümlü ve tutuklunun içinde uyuşturucu hükümlüsü ve tutuklusu oranı %10 iken bu oran 2018’de %21 2019’da %28’e çıkmıştır.

2018’de ne oldu?

- Türkiye sınırları dışında savaştı. Afrin, Zeytin dalı harekâtları…
- Yönetim şekli değişti.
- FETÖ tutuklamaları art arda geldi. FETÖ için Türkiye’ye gelen ABD heyeti adliyede 11 saat boyunca görüştü. Eli boş döndü!

2019’da ne oldu?

- Cumhur ittifakı %51.27, Millet İttifakı %37.6 oyu aldı.
- FETÖ/PDY davasında 511 bin gözaltı, 30.080 tutuklu.
- PKK ağır kayıplar verdi (Rıza Altun ağır yaralandı. 3 üst yönetici öldürüldü)
- S-400’ler Türkiye’ye geldi.

Hükümlü ve tutuklu toplam sayısı içinde uyuşturucu bağlantı hükümlü ve tutuklu yüzdelerinin yörünge dışı artışı ABD’nin pis elinin değdiği hileli yönlendirmelerin olduğuna işaret eder.

NASIL DÜŞÜNMELİYİZ

Tarihin bu dönemi Türkiye için farklı şeyler söyleyecektir. Ege, Akdeniz, Karadeniz, Kıbrıs, Libya vb. jeopolitik odaklarda imparatorluk geçmişine sahip bir Cumhuriyet ülkesinin yükselişini yazacaktır. Silahın sonuç getiremeyeceğini sonunda anlayan saldırganlar (ABD, Fransa, Yunanistan, İsrail, Hollanda, Belçika, İsveç, Avusturya, İtalya vs.) PKK uyuşturucu terörünü görmezden gelerek alan kazanmak istemektedirler.

Uyuşturucu bilişsel işlevleri yok eder. Terörist akla ihtiyaç duymayan kurulmuş bir organizmadır. O vakit halkın aklı en keskin ve en çabuk sonuç alacak silahtır. Tüfeksiz bu çatışmada aklımız kılıcımızdır. Kuşanalım kılıçlarımızı. Yok edelim küffarı!

Sonraki Haber