PKK/HDP kuyrukçusu Erkan Baş'ların zavallılığı
Devrimciler, bilimsel sosyalistler muarızlarını eleştirirken siyasal dil kullanarak fikirlerini açıklarlar. Küfür ise onların lugatında yer almaz. 1980 öncesi yaşanan onca yanlışlara rağmen solcu olduğunu söyleyen fraksiyonlar bir düzeyi tutturmuş ve hasımlarına karşı bugünün dilini kullanmamıştır.
Bağırarak, çığırtkanlık yaparak, ses tonunu yükselterek, slogan atarak devrimci olunmuyor. Devrimci her şeyden önce doğru bilgi taşıyıcısı ve yol gösterici kılavuzdur. Halka karşı sorumludur. Attığı her adımı ölçerek, biçerek atar. Ancak bu durum bazıları için geçerli değildir.
İpi PKK/HDP’nin elinde olan Erkan Baş gibi sonradan görmeler ise, devrimci literatüre, kendilerinin değimiyle “zübüklüklerini” ikame etmeye çalışıyorlar ama başaramayacaklar.
PKK/HDP’NİN PİYONU ERKAN BAŞ
Sosyalist İktidar Partisi’nin adını değiştirerek Türkiye Komünist Partisi (TKP) yapmasından sonra bir müddet birlikte kalmalarının ardından örgüt üçe bölündü. Aydemir Güler-Kemal Okuyan ikilisi TKP’yi sahiplendiler. Erkan Baş ve Metin Çulhaoğlu ikilisi ise Halkın Türkiye Komünist Partisi'ni oluşturdular. Kurtuluş Kırçak ve arkadaşları da Türkiye Komünist Hareketi’ni kurdular. TKP üçe bölündüğünde isim üzerinden kavga sürdüren Erkan Baş-Metin Çulhaoğlu ikilisi en sonunda boşluktan yararlanarak Türkiye İşçi Partisi (TİP) ismini gasp etmişlerdir. 3. TİP’in (Erkan Baş çevresi) ne 1960’ların ve ne de 1970’lerin TİP’i ile uzaktan yakından hiçbir alakaları yoktur. O partiler Erkan Baş’lar gibi Amerikan emperyalizminin piyonunun piyonu olmayı asla kabul etmezlerdi.
Erkan Baş diğerlerini geride bırakarak kendisini hızla PKK/HDP’nin kollarına attı ve son genel seçimde HDP listesinden milletvekili, daha doğrusu PKK/HDP’nin vekili olarak Meclis'e girdi. TİP’in toplumda bir karşılığı yok ve eğer seçime girmiş olsaydı (yeterli sayıda parti örgütü kuramamıştı ve hala aynı yerdeler) en fazla bir kaç bin oy ya alır ya da almazlardı. 1 Mayıs 2019 kutlamalarında kortejlerde pankart tutacak adamları bile zor bulan TİP’in PKK/HDP flörtü boşuna değildi. Erkan Baş ve örgütü solun içine sokulmuş Truva atlarından biridir.
Onun yerinde başka biri olsa utanır, yerin dibine girerdi. Arkası boş ve halk dalkavukluğu yaparak rol yapan Erkan Baş; PKK/HDP’nin Amerikancı bölücülüğünün destekçisi olarak sol’un tarihine de ihanet etmiştir. Geçmişte var olan Türkiye Sosyalist Hareketi’nde Erkan Baş'lar halk düşmanı ve karşı devrimci olarak ilan edilirdi. Bakmayın Erkan Baş’ın süslü sözlerine ve bol keseden atmalarına; sonuç olarak ABD/İsrail’in beslemesi PKK/HDP’nin işbirlikçidir.
TİP diye bir parti gereksizdir ve önderliği ülkemize, ülkemizin değerlerine, sol mirasa, sosyalizme karşıt safta yer alıyor. Onlarla aynı safta yer almak ABD emperyalizmiyle, İsrail siyonizmiyle ve onların kara gücü PKK ile aynı safa düşmek demektir ve bu hiçbir şart altında kabul edilemez. TBMM kürsüsünden efelenmeyi devrimcilik olarak yutturmaya çalışan, HDP’yi allayıp pullayan Erkan Baş’lardan Türkiye’ye, Türkiye halkına ve sol’a yarardan çok zarar gelir.
Erkan Baş'ların PKK bölücülüğü safına geçmeleri normaldir! Çünkü hayatları bölücülükle geçmiş. İçinde yer aldıkları TKP’yi bölenler çok tabi olarak PKK/HDP’nin arenasında koşturmaya başlarlar. Çünkü kendi başarıları olmadığı için başkalarının “kötü başarılarının” gölgesine sığınırlar. Erkan Baş partisinin tek bir başarısını gösteremez. Tam tersine başarısızlıklarla dolu serüvenini anlatabilir.
VATAN PARTİSİ’NİN ÖNEMİ
Erkan Baş aldığı ‘terbiye’ gereği Twitter’dan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e eleştiri yerine hakaret etmiştir. Bu hakaretin hukuki karşılığının verilmesi Vatan Partisi Hukuk Bürosu’na düşüyor.
Ancak, Erkan Baş haddini aşmış ve sol etiketle, sosyalist yaftasıyla boyunu aşan sözler sarf etmiştir. PKK/HDP destekçiliğini yapanlar sosyalist değil karşı devrimcidir. Erkan Baş karşı devrimciliğinin yanı sıra ukaladır. Konuşmalarına ve yazdıklarına bakıldığında ideolojik ve siyasi seviyesinin sığlığı onu hırçınlaştırmış ve ‘o sözleri’ kullanmasına neden olmuştur.
İşte, Vatan Partisi’nin önemi bir kez daha anlaşılıyor. Emperyalizm safı ile antiemperyalist saf ayrışmasında Erkan Baş'lar sınıfta kalıyor, emperyalizmin safına düşüyor. Bir solcu, devrimci, sosyalist için bundan daha acı ve utanç verici bir durum olabilir mi? Zaten utanmış olsaydı PKK/HDP’nin eteklerini altına sığınarak, yalvararak kendini vekil seçtirmezdi.
Bir hatırlatma yapalım: 1991 seçimlerinden önce Vatan Partisi’ne (Sosyalist Parti-İşçi Partisi) 4 milletvekili öneren PKK’ya anında hayır yanıtı verilmiştir. Bay Erkan Baş Vatan Partisi’nin tavrından ders çıkar, öğren, öğrenmenin zararı olmaz!