PKK'nın kurucularından Cemil Bayık'ın çaresizliği

Almanya’da yayınlanan PKK’nın günlük gazetesi Yeni Özgür Politika’da (Türkiye’deki karşılığı Yeni Yaşam Gazetesi), 31 Aralık tarihinde KCK (PKK) Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın görüşleri yayınlandı. 'Kimse geri adım atmamalı' başlıklı yazıda Bayık, Türkiye’yi her zamanki gibi tehdit etti.

PKK içindeki kod adı Cuma olan ve Kuzey Irak’ta bulunan Behdinan’dan (PKK’lılar her daim şaşıtmaca olsun diye kaldıkları yer yerine yanlış adres gösterirler) görüşlerini açıklayan Cemil Bayık’ın örgütte uzun yıllar lider kadroda yer alması Apo’ya biat etmesi ve onun emirlerini yanlışta olsa yerine getirmesiyle tanınır. En yakın arkadaşlarını örgüte ters düştü diye ölüme gönderen Bayık’ın, PKK’daki bir numaralı liderliği görüntüden ibarettir.

Cemil Bayık PKK’nın öncülü olan Kürdistan Devrimcileri (DK) ve daha sonra Ulusal Kurtuluş Ordusu (UKO) içinde aktif çalışmış bir kadrodur. Her daim Abdullah Öcalan ile birlikte hareket etmiş ve örgütün Lübnan’a taşınmasında da rol üstlenmiştir. PKK içinden ikinci bir PKK’nın çıkmaması veya çıkmak isteyenlerin öldürülmesi ise araştırılması gereken başlı başına bir konudur. Bu süreçte Cemil Bayık’ın dahlinin boyutuda ortaya çıkacaktır.

Çok başlı PKK’da bir başta Cemil Bayık’tır ve bu konumunu muhafaza etmek için her yola başvurabilir. Bazılarının PKK’nın başı için PYD/YPG’nin en etkin elemanı Mazlum Kobani’yi göstermeleri gerçeği yansıtmıyor. PKK’yı Suriye kökenli birisinin idare etmesi zordur.

TÜRKİYE’Yİ HEDEF BELLEMENİN BEDELİ

PKK her ne kadar dört parçada örgütlensede ana hedefi her zaman Türkiye olmuştur. Eğer Türkiye’de başarı kazanırsa diğer ülkelerde daha kolay başarı kazanacağını ve kukla devlet önünde esas engelin Türkiye olduğunu iyi bilir. Türkiye zayıf düşerse kukla devlet hayali o kadar yakınlaşır. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık bu durumu şöyle açıklıyor: “Bakur (Türkiye) esastır, temeldir. Bakur’daki esas düşman Türkiye’dir. Tüm parçaların düşmanıdır Türkiye. Bu yüzden Bakur’daki direniş esastır. Eğer Başûr (Irak) ve Rojava (Suriye) rahat yaşamak istiyorsa Bakur’daki Kürt sorununun çözülmesi lazım. Türk devleti Bakur ve PKK’yi ayrıştırarak Kürt güçlerini zayıflatmak, parçalamak istiyor. Bu şekilde netice alacağını hesaplıyor. Bakur buna karşı duruyor, bedel ödüyor. Bakur’daki direniş sadece Bakur için değil, tüm parçalar içindir.”

Cemik Bayık Stêrk TV’de yaptığı konuşmada demokrasi güçleri dediği Türkiye’deki yandaşlarına, solumsu örgütlere ve HDP sevici çevrelere seslenerek kendilerini desteklemeleri çağrısını yineledi. Büyük ‘başarılara’ imza attıklarını ve zafer gününün yaklaştığı ‘müjdesini’ veren Bayık “sıkıntılı dönemi” atlatacaklarını eklemeyide ihmal etmiyor.

PKK kurulduğundan bu yana en kötü dönemini yaşıyor ve çıkmaz içinde debelenmeye devam ediyor. Lidersiz, çok parçalı, ABD/İsrail’in elinde oyuncak hale dönüştürülmüş bir örgütten zafer beklemek abesle iştigal etmek değilde nedir? Kaldıkları yerlerde gözlerine uyku girmeyen, korkularından sürekli yer değiştiren, önderlik arasında ağır sorunlar yaşayan PKK’yı geleceğinde zafer değil yenilgiler bekliyor.

YIKILDIKLARINI GÖREMEYEN ÖRGÜT

Türkiye coğrafyasında teslimiyet diye bir anlayış uzun süre yaşayamaz! Geçmiş dönemde ABD emperyalizmine bağlılığın yerini adım adım bağımsız hareket eden Türk devleti aldı. Artık kararlar Ankara’da alınıyor ve bu dik duruş devam ettiği sürece ne ABD/İsrail ve ne de onların maşa örgütü PKK direnebilecektir.

PKK’nın lider kadrolarından Cemil Bayık çaresizliğini batıya seslenerek şu önerilerle gidermeye uğraşıyor: “Türk ürünlerini almayın, Türkiye’ye gitmeyin ve karşısında durun. Kürtlerle ilişkilerinizi güçlendirin” Hani örgüt başarı üstüne başarı kazanmış ve zafere hazırlanıyordu? Zafere hazırlanan örgütün ruh hali böylemi olur? Yalvarmayla, yakarmayla zafermi kazanılır? Bayık kouşmasına şunlarıda eklemeyi ihmal etmiyor: Mücadele ettik, büyük bedeller ödedik, teşhir ettik, zayıflattık, yıkılma noktasına getirdik ve tamamlamamız lazım.”

Sanki 24 Temmuz 2015 tarihinde hendeklere gömülen PKK değilde bir başkası! O tarihten beri inlerine sıkışan örgüt kıpırdayamaz duruma geldiği halde, sırf taraftarlarına moral vermek için yalana sarılıyorlar.

PKK önderliği çağrı üzerine çağrı yapmaya devam etsin, Kürdümüz artık bunlara kanmıyor ve huzurunu bozanları istemiyor. Bu olgular bilindiği halde Cemil Bayık Kürdümüzü Türkiye’ye karşı kışkırtıyor ve hayata uymayan öneri getiriyor: “Halkımızın devlet kurumlarından uzak durmaları lazım. O kurumlara hizmet etmemeleri gerekiyor.” Peki, Kürdümüz bunu nasıl uygulayacak? Senin ne menem bir şey olduğunu neredeyse 40 yıldır yaşayarak öğrendi. Hendeklerden çıkamayan ve ABD’nin kulu kölesi olan bir örgütün söylediklerini Kürdümüz niye uygulasın? Türk milletinin bileşeni Türkiye Kürdü bu numaraları yutmayacak kadar bilinçli ve tecrübelidir. Çünkü o Diyarbakırlı, Mardinli, Hakkârili olduğu kadar Ankara’lıdır, İstanbul’ludur, İzmir’lidir, Antalya’lıdır, Samsun’ludur. Kısacası Türkiye’nin Anadolu ve Trakyasına gönül rahtlılığı içinde dağılarak yaşayan canlarımızdır. Onu her isteyen istediği gibi kullanamaz.

Sonraki Haber