Plan da eğitim de bomba da ABD’den

İstiklâl Caddesi'nde saldırıyı yapan terörist PKK bağını itiraf etse de, kimi kesimler bu bağı saklıyor. Hatta seçim için yapıldığını ileri sürenler bile var. Oysa ABD, PKK'ya patlayıcı eğitimleri verdiğini saklamıyor. Suriye'deki 10’dan fazla ABD üssünde 900'den fazla asker, teröristleri eğitiyor

İstiklâl Caddesi'nde Ahlam Albashir isimli teröristin düzenlediği bombalı katliam, beraberinde tartışmaları getirdi.

Her ne kadar Albashir sorgusunda;

- PKK/PYD üyesi olduğunu itiraf etse de,

- Özel İstihbarat Elemanı olarak yetiştirildiğini söylese de,

- Afrin'den bir erkek terörist ile geldiği tespit edilse de,

- Saldırı emrini Kobani'den aldığı görülse de,

- Hakkındaki infaz emri telsiz konuşmalarına yakalansa da,

- İnfazcı terörist bulunarak konuşturulsa da,

- Kendisini taşıyan taksici dahi örgüt elemanı çıksa bile...

Türkiye'de bir kesim ısrarla saldırıyı PKK/PYD'ye yakıştıramıyor. Hatta Reuters gibi Batı menşeili operasyon ajansları, sözde Türk yetkililere dayandırarak DEAŞ şüphesini servis ediyor. Kimileri daha da ileri giderek saldırının bir seçim çalışması olduğunu, iktidarın Türkiye'yi terörize ederek seçimi kazanmayı planladığını, bu nedenle cihatçılar içindeki elemanlarını harekete geçirdiğini ileri sürüyor. Hani PKK'yı 40 yıldır tanımasak, neredeyse inanacağız!

BOMBALI SALDIRILARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ PKK'DAN

Bugüne kadar Türkiye'de 47 intihar saldırısı gerçekleşti. Bunların 31'i PKK, 10'u IŞİD, 4'ü DHKP/C, 3'ü de El-Kaide'nin Türkiye yapılanmasına mensup kişiler tarafından düzenlendi. İstiklal Caddesi'ndeki gibi zaman ayarlı yada uzaktan kumandalı bombalı saldırıların ise neredeyse tamamı PKK'ya ait.

Dünyada bombalı saldırılardaki başarısıyla maruf iki devlet var: Biri ABD diğeri İsrail. MOSSAD daha çok bombalı suikastlarıyla bilinirken (telefona, avizeye, radyoya yerleştirilen mini bombalar), CIA kitlesel katliamları tercih ediyor. Dolayısıyla PKK/PYD'ye ses getirecek, kitleleri sindirecek, güvensizlik ortamı yaratacak ve darbelerin zeminini hazırlayacak eylemlerin eğitimleri veriliyor. Son saldırıyı PKK/PYD'ye yakıştıramayanlar, bu yıl içinde engellenen 200 saldırı hazırlığından hiç bahsetmiyor.

Halbuki;

5 Eylül 2022'de; şehir merkezlerinde bombalı eylem yapmak amacıyla oluşturulan YPS yapılanması mensubu 4 terörist, Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yakalandı.

4 Eylül 2022'de; Yunanistan'daki Lavrion Kampı'nda sabotaj eğitimi alarak büyükşehirlerde bombalı eylem için Türkiye'ye gönderilen Hüsamettin Tanrıkulu, İstanbul'da yakalandı.

11 Ağustos 2022'de; örgütün sözde özel kuvvetlerine mensup, bomba eğitimi veren, İstanbul'da eylem yapmak ve yaptırmak üzere gelen Seydo Botan Gever kod adlı Mehdi Mıhçı, İstanbul'da yakalandı.

21 Nisan 2022'de; Jandarma tarafından Suriye ve Şanlıurfa’da eş zamanlı yapılan operasyon neticesinde biri Resulayn’da, diğeri Ceylanpınar’da bulunan teröristler 3 kilogram patlayıcı ile birlikte yakalandı.

Hangi birini sayalım...

7 Eylül 2022'de Amanoslar'da PKK/YPG'ye ait depoda bulunan 32 kilogram C4 ile 45 kilogram amonyum nitrat, havai fişek gösterisi için saklanmamıştı.

Ya da 15 Ağustos 2020'de, Adana'da yakalanan YPG'li B.K.'dan çıkan 35 kilo 650 gram patlayıcı, mantar tabancalar için hazırlanmamıştı.

PKK’lı bombacı Mehmet Ali Akyol’un üzerinden çıkan Karayılan'ın kriptolu talimatları da mı uyandırmıyor kimseyi?

Aslnda her şey gözümüzün önünde.

PKK da YPG de alçak bir terör örgütü. Tüm terör örgütleri gibi katliamlardan besleniyorlar. Eylem ne kadar büyük olursa, örgüt o kadar güçlenir zannediyorlar. Çocukları kaçırıp, beyinlerini yıkayıp katliama gönderiyorlar. Çünkü bu, terör örgütünün fıtratında var...

ABD'Lİ UZMANLAR EĞİTİYOR

Aslında ABD bile PKK/YPG'ye patlayıcı eğitimleri verdiğini saklamıyor. Suriye'nin kuzeyinde ABD'li uzmanlar tarafından teröristlere verilen el yapımı patlayıcı eğitimleri, resmi hesaplardan fotoğraflarıyla paylaşılıyor. Suriye'de sözde DEAŞ'a karşı kurulan Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık Operasyonu (CJTFOIR) kapsamında her ay yüzlerce terörist ABD üslerinde bomba eğitimi alıyor. Buna da “Kentsel Arazi Askeri Operasyonları Eğitimi” deniliyor. Bu eğitimler Haseke'ye bağlı Şeddadi ve Malikiyye beldesinde, Deyrezor'da, Rakka il merkezinin kuzeyinde ve Tabka’da yoğun olarak yürütülüyor. Canlı bombalar ise Amerika’nın koruması altındaki Kobani’de, “Tabura Ş. Serkan”da yetiştiriliyor.

Bunun yanında Irak'ın kuzeyi de eğitim kampları ile dolu. Gara'da teröristlere verilen bomba eğitimlerine bizzat ABD Özel Kuvvetleri katılıyor. “Apollo Akademiler Komutanlığı” denilen terör birimini belki duymuşsunuzdur: “Şehit Bahtiyar Suikast Okulu”, “Şehit Mahmut Afarof Orta Silah Okulu”, “Şehit Şiyar Ağır Silah Okulu”... Buralarda her türlü katliama uygun eğitim veriliyor.

Daha iki ay önce Gara'da sözde “Şehit Mahir Akademisi” sorumlularından Ümit Tarhan öldürülmedi mi? Tarhan, 2015'te Ayn el Arab’a geçerek saldırı-sabotaj birimi içinde “sorumlu” olarak yer almış, bomba düzeneklerini bizzat kendisi hazırlamış, bunların Türkiye’ye geçirilmesini organize etmişti. Daha sonra Irak'a dönerek örgüt elemanlarına bomba eğitimleri vermeye devam ediyordu. Üstelik öldürüldüğünde, Avrupa'dan gelen malzemeleri teslim almaya gidiyordu.

HDP'LİLER DE BOMBA MERAKLISI

Bu arada HDP'li vekillerin de bomba düzeneklerine oldukça aşina olduğu görülüyor.

Teslim olan kimi PKK'lılar, üst düzey yöneticilerin de “PKK Ocağı” adı altında eğitim gördüğünü anlatıyor.

Bu kapsamda dönem dönem Gara ve Xineri alanlarına götürülen kimi HDP'li vekiller, burada PKK yöneticileri ile birlikte bomba ve silah eğitimleri alıyor.

İtirafçıların ifadelerine göre son gidenlerden biri de HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız.

HDP'li vekil Remziye Tosun’un ise Lavrion'da eğitim alarak eylem için İstanbul’a gelen Hüseyin Tanrıkulu'ndan, bir poşet içinde bomba teslim aldığı hatırlanacaktır.

Yani “Meclis'in altına bomba döşeniyor” söylemi, teşbihten ibaret değil...

NATO ENVANTERİ PKK'YA AÇILIYOR

Diğer yandan PKK'nın kullandığı patlayıcı maddeler de incelemeye değer. Daha önceleri TNT'yi “gübre” ile güçlendiren PKK'lılar, “gübre” satışlarındaki sıkı kontrolün ardından “fabrikasyon” kimyasallara ağırlık vermeye başladılar. Bunların temin kaynağı ise doğrudan NATO envanteri. Sözde DEAŞ'a karşı mücadele için PKK/PYD'ye verilen RDX PENT ve PDX türü patlayıcılar, Türkiye'ye yönelik saldırılarda da karşımıza çıkıyor. Örneğin Beşiktaş ve Kayseri saldırılarında kullanılan TNT'nin, RDX PENT ve PDX patlayıcı ile güçlendirildiği görülüyor. İstiklal Caddesi'nde kullanılan patlayıcının da TNT olduğu tespit edildi. Fakat güçlendirilip güçlendirilmediği henüz bilinmiyor. Kadın teröristin taşıması ve dikkat çekmeme kaygısı nedeniyle ise düşük miktarda patlayıcı tercih edildiği tahmin ediliyor.

İŞTE ABD'NİN İMALATHANELERİ

ABD, Suriye'de 2011'de başlayan savaşa Eylül 2014'te dahil oldu. Yükselen DEAŞ tehdidi karşısında ABD ordusu, terör örgütü YPG/PKK'yı “kara gücü” olarak konumlandırdı. Terör örgütüne silah desteğinin yanı sıra havadan da destek sağlayan ABD güçleri, PKK/YPG'nin işgal ettiği bölgelerde üs ve askeri noktalar kurarak sahada varlık gösterdi. ABD, 2015'ten itibaren üs ve askeri noktalar kurma faaliyetine hız verdi. Söz konusu üs ve askeri noktalarda bulundurduğu özel birlikler ve ekipmanla PKK/YPG'ye destek veren ABD, terör örgütüne de koruma sağladı. Her ne akdar Trump, “Suriye'deki askeri varlığını çekmek istediğini” açıklasa da, Pentagon bu ülkedeki askeri varlığını sürdürdü.

BARIŞ PINARI ÖNCESİ

Türkiye'nin Suriye'de terör örgütlerine karşı başlattığı Barış Pınarı Harekatı öncesi ABD ordusunun kara güçleri, Suriye sahasında üs ve askeri nokta olarak kullandığı toplam 22 bölgede varlık gösteriyordu. Buralarda 2 bin civarında askeri personel bulunduran ABD, Haseke ilinde 5, Deyrezor'da 4, Rakka'da 5, Ayn el Arab'da 5 (Kobani), Münbiç'te ise 3 bölgede konuşlandı.

ABD güçlerinin 9 Ekim tarihine kadarki sürede Suriye'deki üs ve askeri noktaları şu şekildeydi:

  • Haseke ilinde Rümeylan, El Vezir, Tel Beyder, Sabahulhayır Siloları ve Cibse (Şeddadi) bölgeleri
  • Deyrezor ilinde Ömer petrol sahası, Koniko doğal gaz sahası, Cufra ve Tanak petrol ve gaz sahaları
  • Rakka ilinde Tabka, Havilhava, Cezre, Şeker Fabrikası ve Ayn İsa üssü
  • Ayn el Arab ilçesinde Harap Işık, Sebit, Çelbiyye, Meşte Nur ve Sırrin üssü
  • Münbiç ilçesinde Saidiyye, Dadat ve Silolar üssü

16 NOKTADAN ÇEKİLDİLER

Barış Pınarı Harekatı devam ettiği sırada ABD güçleri, Münbiç ilçesinden başlayarak, Ayn el Arab, Rakka ve Haseke'deki 16 noktadan çekildi. Rakka, Münbiç ve Ayn el Arab'daki tüm üs ve askeri noktalarından çekilen ABD askerleri, petrol zengini Deyrezor'dan çekilmezken, Haseke'de petrol sahalarındaki üslerini de boşaltmadı. ABD ordusunun çekildiği üs ve askeri noktalar şöyle:

  • Haseke ilinde Tel Beyder, Sabahulhayır Siloları ve El Vezir üssü
  • Rakka ilinde Tabka, Havilhava, Cezre, Şeker Fabrikası ve Ayn İsa üssü
  • Ayn el Arab'da Harap Işık, Çelbiyye, Sebit, Meşte Nur ve Sırrin üssü
  • Münbiç'te Saidiyye, Dadat ve Silolar üssü

Harekatın başlamasından birkaç gün önce ABD, Türkiye sınırında bulunan 4 gözlem noktasını da boşaltmıştı.

6 ÜS VE NOKTAYA GERİ DÖNDÜLER

Harekatın durmasıyla eş zamanlı olarak ABD askerleri, harekat sırasında boşaltılan askeri üs ve noktaların bazılarına geri döndü. ABD askerleri, Haseke ilinde terk ettiği tüm üs ve askeri noktaları ve Ayn el Arab'ın güneyinde M4 karayolu üzerindeki Sırrin üssünde yeniden konuşlandı. Rakka'da, Cezre'deki üssüne tekrar yerleşen ABD, Şeker Fabrikası üssünün korunması için de asker gönderdi. Münbiç ilçesine ise hiç dönüş olmadı.

ABD güçlerinin, son olarak Rakka il merkezine 7 kilometre uzaklıktaki 17. Alay ile il merkezine yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki Tabka Askeri Havaalanı'ndaki üslerine döndüğü, Deyrezor'da da yeni üsler kurduğu öğrenildi.

Amerikan ordusu halihazırda 900 kadar askerle Suriye'nin kuzeyindeki topraklarda faaliyet gösteriyor.

Sonraki Haber