Plansızlığın bedeli: Mandalina bolluğu üzdü

Dünya gıda güvenliğini, iklimi, kıtlığı tartışırken, bereketli Anadolu topraklarında mandalina ağaçları iki kat ürün verdi. Üretici ‘maşallah’ diyemedi bile… Bolluk, sevindireceğine üzdü. Ne kadarı tüccarın fiyatına razı geldi günü kurtaracak ne kadarı toprağa dökülecek henüz bilinmiyor

Seferihisar’ın mandalina vadisindeki üreticiyle buluştuk. Mandalina bu yıl altın yılını yaşıyor yaşamasına. Gelgelelim “satamıyoruz” diyenlerin yanında “çok şükür ihracatçıya sattık” diyenlerin yanısıra satış için son viraja girmişler. O güzelim mandalinalarını toprağa vermeden önce hala satmak için Ocak ayı ortasına kadar zaman var. Tüccar da bekleyişte. Bakalım kaç paradan gidecek tonlarca ürün? Bakalım gazeteciler çağrılacak, mandalinalar yerlere dökülecek, feryat mı edilecek? Aydınlık üreticiye mikrofon uzattı. “Rusya hazır bekliyor, onlara satalım. Amerika’dan Avrupa’dan bize hayır yok! İspanya ve Portekiz’de ürün çokmuş… Onlar dururken Müslüman ülkeden alırlar mı?” diyenler var. “Bu iş 1994’de AB anlaşmasıyla bozuldu. AB ülkeleri birbirlerinden almak zorunda. Bize mal girişi serbest, dolaşımı yani çıkışı yasak. Eşitsiz durum var. Onlara ihracat yapamayız” diyen var. Bir de “Tüccarın elinde kaldık. Ne fiyat verirse razı geliyoruz. Bizi serbest piyasa bitirdi” diyenler… Artık “devlet gelsin kurtarsın” demeye hal kalmamış. İş dönüp dolaşıyor “planlı ekonomi”ye kadar uzanıyor, kooperatiflerin hırsız uğursuz eline düşmesinden yakınıyorlar.

Vee karşınızda Seferihisarlı üretici Ahmet Sayarer. Kendisi SEFEKO (Seferihisar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi) Yönetim Kurulu Başkanı. Yılmadan usanmadan üretimden, topraktan kopmamış bir çiftçimiz. Bıraktık o anlatsın.

Ahmet Sayarer

ÇALIŞKAN KÖYLÜMÜZ

“Kooperatifi 1968’de babalarımız amcalarımız kurdu. Bizim aile 1903’ten beri burada… Dedem 17 yaşındaymış, Yunan zulmünden kaçmış göçmen olarak gelmişiz. Önce Aksaray sonra burası deniz kenarı, bildikleri iklim diye gelmişler, hayvancılık yapmışız. Hayvancılıktan 2010’da vazgeçtik. Sebep? Çalıştıracak adam yok, yem yok. Büyükşehir yasasından sonra da meralar sorun oldu. Çocuklarımız da okudu, mühendis oldu. Mandalinaya geçtik. Burası 900 dönüm. Biz 120 yıldan beri kazandığımızı toprağa devirdik.”

Ahmet Sayarer, mandalina çeşitlerini anlattı, erkencisi var, Rize cinsi var bir de dublesi varmış. En iyisi Gümüldür, onun da iyisi Özdere mandaliniymiş.. Ancak kabukları, dayanıklılığı, vb. özellikleri farklı imiş. “Gümüldür mandalinası aslında satsuma türüdür.” Diyen Ahmet bey, çıktığı yerleri şöyle özetledi:

“Hatay'dan ta ki bu bölgelere, Manisa'ya, Söke’lere, Edremit'e kadar üretiliyor. Zeytinin üretildiği her yerde sahillerde mandalina üretiriz! Güneydeki mandalinalarla burdakiler arasında ciddi bir kalite farkı vardır. Şu anda daha Seferihisar mandalinası kesilmiyor. Gümüldür-Ürkmez kesiliyor. Eğer bu ayın 15-20'sine kadar o bölgeler kesilmezse mandalinler bozulur. Bizimkiler, eğer dolu veyahut ona benzer herhangi bir afet olmazsa ocağın 15-20'sine kadar ağaçta böyle dipdiri durur. Bu da hem raf ömrünü hem de ağacın üzerinde ki narenciyenin ömrünün fazla olmasını sağlıyor. Bu yönüyle biz avantajdayız.”

BUGÜNE KADAR MANDALİNAYLA GEÇİNDİK

Soru bugüne ait: “Eee mandalina ile üretici geçim sağlayabiliyor mu?” “Sağlıyor. Bugüne kadar ta ki 40-50 yıldan beri Seferihisar'ın en büyük ana kalemi kazanç kalemi mandalindeydi. Fakat bu sene piyasada çok ciddi boyutta olduğu için o kadar mal fazlalığı var ki yapılan ihracat dahi yeterli gelmiyor! Büyük bir kısmı tarlada kaldı. Hele hele güneyde yarı yarıya tarlada ağacında duruyor. Ürün çok fazla fakat pazarlama yeterli gelmiyor. İç piyasadaki tüketim de yeterince gelmiyor, dışarıya satım da… Onun için bu yıl sıkıntı içerisinde içindeyiz.”

Akla bir başka üreticinin çözüm önerisi geliyor. Rusya? Rusya hazır alıcı değil mi? Diyoruz. Alıyormuş! “Rusya çok büyük pazarımız bizim malımızı tırlarla alıyor, ama yeterli gelmiyor…” E, alt yapı? Depo? Soğutma, paketleme tesisi? Bunlar ne durumda? Yanıt yine bollukta… “Normal bir ürün olduğu süre içerisinde hepsi vardı. Yeterli geliyordu. Bu sene ürünün çok fazla olması her şeyi tıkadı” Fiyatları soruyoruz.

“Geçtiğimiz yıl satış fiyatı 5-6 lira bandındaydı. Normalde mandalinada her yıl %100 bir artış oluyor diye, 10 liraydı 10 lira arasında satabiliriz düşüncesindeydik. Bu yıl beklentimiz 10 lira ile 12 arasındaydı. Fakat piyasanın bu kadar ürün fazlası olduğundan pazarlamanın da yeterli olmamasından dolayı Seferihisar bazında 7-8 lirada kaldı. Bizim girdilerimiz o kadar yüksek ki elektrikten tutun suya, gübreye kadar… Bir torba gübre 150-200 liraydı şu anda bizim atacağımız gübre 850 lira! Eğer daha kaliteli gübrelerden vermek istersek o da 1.500-2.000 Liraları buluyor. Kilo başına dersek, bahçe büyükse 3 lira maliyet, 6 liraya satış. Ama ya bahçe daha küçük, ağaç sayısı az ise maliyet de artacak. Onun için çok sıkıntılıyız.”

TARSİM NEREDE KOOPERATİFE NE OLDU

Bir de sigorta konusu var. Allah korusun don, afet olursa ne olacak? 15 Ocak dediğimiz şunun şurasında 3-4 hafta. Ürünü zaten pazarlayamıyoruz” diyen üretici, kredi için zorunlu TARSİM sigorta primlerinden de dertli. Geri ödemeler aylar sonra alınıyor veya yılbaşı olduğu için Ocak ayının ilk 15 günündeki olası afet ve zararlardan sorumluluk almıyor. Bir de pazarlama derdi var ki, kooperatif karşımıza çıkıyor. Ahmet Bey o konuda uzman:

“Dünyada kooperatifcilik 1850'li Osmanlı Devleti döneminde başlamış. Avrupa'da bazı ülkelerde denenip çok ciddi başarılar sağlanmasına rağmen bizlerdeki kooperatifçilik geriledi. Çarpık gelişti. Bugün malına bakmayanlar satamayanlar kooperatiflere geliyor. Kaliteli ürün üretenler serbest piyasada hareket ediyorlar. Bakın büyüklerimiz 68'de burayı kurarlarken Seferihisar gibi küçük bir ilçede 280 Ortağı vardı. Şu anda 60 ortağımız var.

İKİ GÖZÜN KADERİ

Peki bolluk var dertler çok. Bu nasıl iş? Ne zaman güleceğiz, çözüm nedir, diye sorduk. “ Vallahi Allah hem görsün hem de ağlasın diye iki tane göz vermiş. İyi fiyata sattığımız zaman güleceğiz. Böyle sıkıntılı olduğu zaman da ağlayacağız. Bundan başka çaremiz yok ki biz Türkçe çiftçisiyiz. Biraz kaderciyiz karnımızda 40 tane yıl var, bu yıl olmazsa seneye inşallah deriz. İnşallah seneye diyoruz.

MANDALİN FESTİVALİ ARTİSTLİĞİ

Bizim ekip pazartesi günü mandalin vadisindeydi, bir gün önce İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından mandalina festivali yapılmıştı. “Artistlik” dediler. “ Buradan 3-5 tane bahçe alıyor eline. Büyükşehir Uyduruktan bir şey yani, üreticiye çare olacak şekilde olay yok ortada. Gelen 100 kişiden 3-5’i üreticidir. Geriye kalanlar dışardan eşleri dostları, partililer! Düşünün buranın en eski kooperatifi bizi, davet bile etmediler!

12 YILDIR ÇALIŞAN BİRLİK

Cumhur Eriş, yüksek elektrik mühendisi. Memleketi Seferihisar’dan ata baba toprağından kopmamış. 2012 yılında Mandalina Birliği’nin kuruluşuna önayak olmuş. Kurucu başkan. benim ismim Cumhur Eriş Seferihisarlıyım. Elektrik elektronik yüksek mühendisiyim. Tüccarın dezavantaj dediği özellikleri gideririz, diyor. Alaska’ya gönderin, göndeririz, yol yapsınlar yeter! Mandalinanın kalitesinden emin. Tarsim sigortalarından ve Büyükşehir Belediyesi’nin tavrından şikayetçi. Devlet desteğinden yana, ama her şey devletle olmaz diyor. “Biraz da üreticiye sıkı koymak lazım. Bunu yapmazsanız üretici ‘nasıl olsa Birlik alıyor, nasıl olsa kooperatif var’ diye rahatlamamalı.”

PLANLI ÜRETİM ŞART

Vatan Partisi Seferihisar İlçe Başkanı Abdullah Özoğlu da mandalina bahçelerini ziyaret etti. Çiftçiyle görüşen Özoğlu, Aydınlık’a izlenimlerini anlattı. Özoğlu, planlı üretime işaret ederek şunları söyledi:

“Kooperatifler aracılığıyla devletin burada öncülük yapması ve destek çıkması lazım. Planlı bir üretim olmadan herkes tarlasına ne ekerse eksin diye serbest bıraktığınız zaman kimi ürünler yetersiz kimi ürünler de ihtiyaçtan fazla üretiliyor. İhraç edilemediği zaman elbette sorunlar büyüyor. Türk tarımı 1980 darbesinden sonra çökmeye başladı. Kemal Derviş politikalarını terk edip ihracat odaklı ekonomiden üretim odaklı ekonomiye dönmemiz artık şart.”

‘KAMUCU EKONOMİ İHTİYAÇ’

Sıcak para politikasının Türkiye’de artık idare etmediğini söyleyen Özoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Şimdi burada tabii üreticiye de büyük görev düşüyor. Şimdiye kadar 25-45 yıldır şu veya bu parti ismi değişiyor. Artık sıcak para politikaları idare etmez. Halkçı, kamucu karma ekonomi ihtiyaçtır. Türkiye yeniden böyle bir modele yönelmesi lazım ve siyasi iktidar olarak da üreticilerin milli hükümetinin kurulması lazım.”

ÜRETİM DEVRİMİ İÇİN VATAN PARTİSİ’NE

Özoğlu, üreticiyi Vatan Partisi’nde örgütlenmeye çağırarak, “Bu yeni modeli Vatan Partisi Türk milletine sunuyor. Üreticilerin milli hükümetini kurmak amacıyla üreticileri göreve davet ediyoruz. Üretim devrimi programı dediğimiz programla üreticinin buluşması lazım. O programda buluşup iktidar için adım atması lazım.” dedi.

Sonraki Haber