Polisario Cephesi’nin bağımsızlık mücadelesi

Aydınlık ve Ulusal Kanal ekibi, 1970'lerden beri bağımsızlık için savaşan, üçte ikisi Fas işgali altında bulunan Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti'nin davetlisi olarak Batı Sahra'ya geldi. Yerel gazetecilerin düzenlediği, üç gün sürecek konferansa uluslararası düzeyde önemli bir katılım var

Batı Sahra; Afrika Kıtası’nın kuzey batısında, Atlas Okyanusu ile Sahra Çölü arasında. Kuzeyinde Fas, güneyinde Moritanya, batısında Atlas Okyanusu, doğusunda ise Cezayir yer alıyor. Bugün topraklarının yüzde 85’i Fas’ın işgali altında olan Batı Sahra, Afrika’nın sömürgecilikten kurtulamayan tek ülkesi.
Cezayir’in Batı Sahra sınırında Polisario Cephesi’nin Boujdour Mülteci Kampı’ndayız. Sahrâvî Gazeteciler Birliği’nin daveti üzerine, "Batı Sahra Sorunu ve Gelişmelerine Basından Bir Bakış" temasıyla düzenlenen toplantıya katılmak üzere Türkiye’den Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesini temsilen buradayız. Toplantıya Rusya, Küba, Venezuela, Kanada, İtalya, Fransa, Almanya ve Ürdün’den gazeteciler de davet edilmişti.
Açılış konuşmasını Birliğin Başkanı Yazar Nafi Ahmed Mohamed’in yaptığı toplantının birinci gününde, başta Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mohamed Sidati olmak üzere Polisario siyasi büro üyeleri, akademisyen, gazeteci ve yazarlar, Fas işgalindeki bölgeden gelen Cephe temsilcileri ve Cephe’den gelen askerler katılarak konuşmalar yaptılar.
Toplantının yapıldığı Boujdour Mülteci Kampı'nda 15 bin kişi yaşıyor. Aynı bölgede dört ayrı kamp daha var. 47 yıldır kamplarda toplam 185 bin mülteci zor şartlarda yaşamını sürdürüyor. Etnik açıdan Batı Sahra’da yaşayanlar Sahrâvî olarak adlandırılıyor. Sahrâvî toplumu kendisini Müslüman ve Arap kimliğiyle tanımlıyor.

Polisario Cephesi ile Kıvanç Özdal

BATI SAHRA’DA 50 YILDIR SÜREN FAS İŞGALİ

İlk konuşmacı olan Dışişleri Bakanı Sidati, Batı Sahra’da 50 yıldır devam eden Fas’ın işgaline uluslararası güçlerin sessiz kaldığını ve unutturmaya çalıştıklarına vurgu yaptı. Bu açıdan bugünkü toplantının Sahrâvî halkının bağımsızlık mücadelesini bütün dünyaya ulaştırması için önemli olduğunu vurguladı.
Davetlilerin konuşmalarını şöyle özetleyebiliriz: İki yüz yıl Portekizlerin sömürgesi olan Batı Sahra, Avrupa sömürgecilik tarihinde İngiliz, Fransız ve İspanyol sömürgecileri arasında ilk çatışma alanlarından birisi olmuştur. Batılı sömürgecilerin kendi aralarında giriştikleri rekabetin galibi İspanyollar olmuştur. 1884 yılında düzenlenen Berlin Konferansı sonrasında da İspanya, bölge üzerindeki sömürgeci hâkimiyetini hukuki bir yapıya dönüştürmüştür.
İspanya, Batı Sahra’yı 1975 tarihli Madrid Antlaşması ile bölgenin idarî sorumluluğunu Fas ve Moritanya’ya devretti ve çekildi. Bölge Fas’la Moritanya arasında paylaşıldı. İspanya çekildikten sonra ABD, Fas’ın Batı Sahra’yı işgalini destekleyerek istihbarat ve silah sağladı. Uluslararası alanda ilk tepki Cezayir’den geldi. Antlaşmanın bölge istikrarını bozacağını ifade eden Cezayir, Polisario’ya desteğini artıracağını ilan etti.

Boujdour Mülteci Kampı

POLİSARİO CEPHESİ VE SAHRA ARAP DEMOKRATİK CUMHURİYETİ

İspanya’nın Batı Sahra’dan çekilmesinin ardından Polisario Cephesi 27 Şubat 1976’da Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti’nin (SADC) kuruluşunu ilan etti. Moritanya da SADC ile anlaşmaya vararak 1979’da bölgeden çekildi. Fas, Moritanya’nın çekildiği güney bölgesini de işgal etti.
Fas ile çatışmalar devam ederken SADC Hükümeti, 16 Temmuz 1980’de yeni bir siyasi atak yaparak Afrika İşbirliği Örgütü (AİÖ)’ne tam üyelik için başvurdu. Fas’ın karşı çıkmasına rağmen SADC Hükümeti tanındı ve AİÖ’ye egemen devlet statüsüyle katılımı onaylandı. Bunun üzerine iki yıl sonra 1984’te Fas, üyeliğini askıya aldığını açıkladı. Suriye ve Yemen dışında hiçbir Arap ülkesi ya da BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimî üyesinden herhangi biri, Batı Sahra’yı tanımaya yanaşmamıştı. İlerleyen süreçte Fas Krallığı’nın diplomatik hamleleri sonucunda 37 ülke Batı Sahra’yı tanıma kararını geri aldı ve bu ülkeyi tanıyan ülke sayısı 85’ten 48’e düştü.
1963 yılından bu yana BM tarafından “kendisini idare edemeyen topraklar (non-self governing territories)” olarak kabul edilen Batı Sahra, Afrika Kıtası’nın tek sömürge ülkesi. BM, iki yüzlü politikası yüzünden çözüme bir katkı sunmamıştır. 1991’de kabul edilen ateşkes ile oluşturulan BM’nin Batı Sahra'daki Referandum Misyonu da (MINURSO) bir sonuç vermedi ve nihayet BM gözetiminde gerçekleşen Fas ile Polisario Cephesi arasındaki görüşmeler 2019'da askıya alındı ve Kasım 2020’de ateşkes sona erdi.

İŞGALE DİRENENLERE BASKI, ŞİDDET VE HAPİS

Birinci günün son oturumunda Fas’ın işgali altındaki bölgeden gelen bağımsızlık yanlısı gazeteci ve yazarlar konuştu. Söz alan gazeteciler Fas istihbaratı ve polisinin takibi altında olduklarını, baskı ve şiddete maruz kaldıklarını söylediler. İşgale karşı çıkan gazeteciler susturuluyor, materyallerine el konuluyor ve ağır hapis cezalarına çarptırılıyorlar.
Basın özgürlüğünün kısıtlanması üzerine Sahrâvîler sosyal medya üzerinden örgütleniyor ve propaganda çalışması yürütüyorlar. Bu kez de hesapları kapatılıyor, hatta tutuklanıyorlar. Üniversitelerde öğrenciler de aynı baskılara maruz kalıyorlar. Bu konuşmalar yapıldığında salonda duygusal bir ortam oluşmuştu.
Siyasi tutuklularla ilgili söz alan 12 yıla mahkûm edilmiş direnişçilerden Hüseyin Beşir Amavir’in kız kardeşi, “Kardeşimin tek suçu Sahrâvî halkını savunmaktı.” dedi. Siyasi mahkumlara eziyet edildiğini, aileleriyle iletişimlerinin engellendiğini anlattı.
Bu toplantıda, Polisario Cephesinin, Fas’ı destekleyen başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere Batı emperyalizmine karşı verdiği mücadelenin kararlılıkla devam ettiğine tanık olduk. Toplantı iki gün daha devam edecek. İzlenimlerimizi ve röportajlarımızı vermeye devam edeceğiz. Yarın Ulusal Kanal ve Aydınlık olarak Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mohamed Sidati ile yaptığımız röportajı yayımlayacağız.

Sonraki Haber