Emek mücadelesi vites yükseltti: Şirketin önünde sabaha kadar nöbet

İşverenin, Anayasa’yı hiçe sayarak bir mesajla işten attığı Polonez işçilerinin direnişi, bir aya yaklaştı. Eylemde adres bu kez Polonez Genel Müdürlüğü oldu. İşçiler direnişin başından beri ilk defa sabahladı. Örgütlenme hakkını hatırlatan sendika temsilcileri, ‘Gerekirse Ankara’ya yürürüz.’ dedi

İstanbul Çatalca’da kurulu Ürdün sermayeli Polonez fabrikasında çalışan 146 işçi, daha iyi bir ücret alabilmek ve insana yakışır koşullarda çalışabilmek için sendikaya üye olmaları nedeniyle işten çıkarıldı. 19 Temmuz’dan bu yana fabrika önünde direnen işçiler, mücadeleyi büyüttü. Daha önce İstanbul Valiliği ve Çatalca Kaymakamlığı ile görüşerek sorunu çözmeye davet eden sendika yetkilileri ve işçiler, bu kez de Ataşehir’deki Polonez Genel Müdürlüğü önünden işverene seslendi.

Eylemde sık sık “Sendika hakkımız engellenemez”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır”, “Atılan işçiler geri alınsın”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atıldı. Açıklamalarda emekçiler haklarını alana kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtti. İşçiler, Ürdünlü şirketi, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uymaya çağırdı.

Açıklamaya TÜRK-İŞ Bölge Temsilci Yardımcısı Halil Faki Erdal başta olmak üzere TÜRK-İŞ ve Tekgıda-İş Sendikası yöneticileri, DİSK temsilcileri katıldı. İşçilere Vatan Partisi İstanbul İl Başkanı Okan Özkan ve beraberindeki il yönetim kurulu üyeleri ile partililer de destek verdi.

‘EN BÜYÜK HIRSIZ SİZSİNİZ, EMEK HIRSIZLARI’

İlk açıklamayı yapan TÜRK-İŞ Bölge Temsilci Yardımcısı Halil Faki Erdal şu ifadeleri kullandı:

“Biz bu senaryolara alışığız. Ama alışmak istemiyoruz. Çünkü Türkiye'de maalesef yüzde 14 çoğunluğumuz var. Bu sendikaya karşı duran işverenlerin ayıbı, emekçinin ayıbı değil. O şirketleri kâr ettiren bu emekçi kardeşlerim. Onların hakkını kimseye yedirmeyeceğiz.

“Temmuz ayından bu yana Polonez’de arkadaşlarımız geçinemediklerini söylediler. Onlar da ‘zam, ikramiye vereceğiz’ dediler yıllarca sömürdüler. Ama verdikleri sözleri tutmadılar. Ne yaptılar, iş yerine zarar mı verdiler? 19 yıldır çoluğunu çocuğunu evine, komşusuna bırakıp Polonez'e kâr ettiren arkadaşlar anayasal hakkını aradı.

"Bu insanlar sadece hakkını istedi. Siz ne yaptınız! 19 yıl emek vermiş insanları hırsızlıkla suçladınız. En büyük hırsız sizsiniz. Emek hırsızınız. Biz hakkımızı istiyoruz. Sosyal hak istiyoruz, insanca yaşam istiyoruz. Siz çalışanları dışarı atabilirsiniz. Bu işçilerin arkasında dağ gibi TÜRK-İŞ var. Bunlar nereye çattığının farkında değil. Bu aymaz işverenler duymuyor. Duyana kadar mücadelemiz devam edecek. Ya kazanacağız ya kazanacağız.

‘YETMEZSE ANKARA’YA YÜRÜRÜZ’

“85 milyonluk ülkenin azınlığına vermişsiniz her şeyi. Vergide adalet istiyoruz yok. Sendika istiyoruz yok. Toplu sözleşmeyi kısıtlıyorsunuz. Kamu Çerçeve Protokolünü engelliyorsunuz. Allah'tan korkun. Kırk yıl prim ödeyen emekliyi, memuru ezdirdiniz. Toplu sözleşme hakkı için hep beraber direne, direne kazanacağız.

“TÜRK-İŞ olarak Polonez Sucuk Fabrikası ve Türkiye'nin dört bir yanında eylemde olan, sendika hakkını arayan arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız. Genel Başkanımız Ergün Atalay ve yönetim kuruluyla, DİSK ve HAK-İŞ, hep beraber eylem kararı aldık. 26 Ağustos’ta Çerkezköy'de, 3 Eylül’de de Zonguldak'ta miting yapacağız. Yetmiyorsa üç konfederasyonla Ankara'da emek sınıfının sorunları için, vergi için, adalet için yürüyeceğiz.”

‘İNSANI ÜRETİM MALZEMESİ OLARAK GÖRMEKTEN VAZGEÇİN’

Tekgıda-İş Sendikası Genel Teşkilatlanma Sekreteri Kemal Köse de işçiler adına sendikanın basın metnini okudu. Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bugün Polonez, Türkiye’nin önde gelen markaları arasında yer alıyorsa burada en büyük pay sahibi çalışanlardır. Buna rağmen kıdemleri 20 yıla dayanan ve Polonez’in marka olmasına katkı sağlayan çalışanlarınızı sendikaya üye olmaktan dolayı suçladınız ve 19 Temmuz’da çıkış sebebi kod 46’yı uygulayarak 146 üyemizi işten çıkartarak çirkinleştiniz.

"Tekgıda-İş olarak hak ve adaletten yana olduğumuzu belirtmek istiyorum. Çalışanların haklarını ve yasaları çiğnemekten, çalışanlarınızın ekmeğiyle oynamaktan bir an önce vazgeçin. Polonez işçisinin mücadelesine sonuna kadar sahip çıkacağız. Sizi insanları üretim malzemesi olarak görmekten bir an önce vazgeçmeye ve uzattığımız eli dostça sıkmaya çağırıyoruz.

‘MÜCADELEMİZİ TÜM ALANLARA TAŞIYARAK DEVAM EDECEĞİZ’

“Tekgıda-İş Sendikası örgütlü olduğu iş yerlerinde kaliteli üretime katkı sunmak, işletmeleri büyütmek ve üyelerinin refah seviyelerini artırmak adına her zaman üst düzeyde çaba göstermiştir. Polonez’in en büyük hissesine sahip olan Ürdünlü işvereni de bu ülkenin yasalarına ve vatandaşlarına saygı duymaya çağırıyoruz.

"Birleşmiş Milletler sözleşmesinde sendikalaşma ve toplu müzakere özgürlüğünü destekliyoruz dediyseniz, ülkemizde de sendikalaşma özgürlüğünü tanımak zorundasınız. Aksi takdirde sadece fabrikanızın önünde değil; yasalarımızı da kullanarak bu haklı mücadelemizi tüm alanlara taşıyarak eylemlerimize devam edeceğiz.”

ŞİRKETİN YETKİ OYUNU SENDİKA’DAN DÖNDÜ

Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu da yaptığı konuşmada, sendika yetkiye başvurmadan hemen önce, şirketin hafta sonu gece yarısı işçi girişi yaptırarak işçi sayısını 350’den 540’a çıkardığını söyledi. Buna karşı, sendikanın yine de toplu iş sözleşmesi yapabilmek için yetkiyi aldığını hatırlatan Durdu, “Şimdi bizim yetkimiz var. Biz bu ülkenin kanunlarına uyduk ve bu ülkenin kanunlarına göre sendikaya üye olduk. Anayasal hakkımıza devletimizi yönetenlerin sahip çıkmasını istiyoruz.” dedi.

YÖNETİCİLERE SESLENDİ

Durdu, şunları ekledi:

“Kim bu şirket? Ürdünlü kraliyet ailesiymiş. Sen kral olsan ne olur? Burası Türkiye Cumhuriyeti. Burası muz cumhuriyeti değil. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin yöneticilerinden bu yabancı şirketlere karşı hakkımızı, hukukumuzu korumalarını istiyoruz. Ne istiyoruz? İşçi arkadaşlarımız iş başı yapsın. Anayasa’nın bize vermiş olduğu sendikal tanınsın ve bir daha sendikadan dolayı işçi çıkarılmayacağına dair garanti versinler. Biz beş dakikada eylemi bitirelim.”

‘AĞIR KOŞULLARDA ÇALIŞTIK, HAKKIMIZI İSTEDİK İTİLDİK, KAKILDIK’

Polonez Genel Müdürlüğü önünde eylem yapan işten çıkarılan işçiler Aydınlık’a konuştu. Ağır çalışma koşullarında, düşük ücrete çalıştırıldıklarını, hak arayanların da itilip kakıldığını belirttiler. Sendika haklarını ve işlerini almadan mücadeleyi bırakmayacaklarını vurguladılar. İşte emekçilerin ağzından eyleme geçme gerekçeleri:

- İşçi Saniye Taş:

“Çalışma şartlarımız çok ağırdı. Mesailerimizi alamıyorduk. Gece vardiyasında çalışıyorduk ama bordolarımıza ‘0’ yazılıyordu. Biz itiraz ettiğimizde de tersliyorlardı. Son 2 yıldır zaten maaş bordosu bize hiç verilmedi. 20 yıllık çalışanlar 17 bin liraya mahkum edilmiş durumda. Biz her hakkımızı istediğimizde de erteliyorlardı.

"Baş ustamız her cuma günü toplantı yapar ‘Yarın cumartesi. Gelmezseniz pazartesi de gelmeyin. Gözüm görmesin sizi.’ derdi. Biz itiraz ettiğimizde de her seferinde itilip kakıldık. Hoşgörülü olmadılar. Sendikaya üye olduğumuz için de hırsızlık suçlaması ile hepimizi işten attılar. İşimizi geri almak için buradayız.

Bu mücadeleye başladığımız için çok mutlu ve coşkuluyuz. Hiç kimse de pes edecek gibi görünmüyor. Asla pes etmeyeceğiz. Bugün de burada sabahlayacağız. Kazanana kadar yola devam.”

‘KİMSE KANUNLARDAN ÜSTÜN OLMAZ’

- İşçi Nuh Kaya:

“Biz 17 Temmuz’dan itibaren kademeli olarak işten çıkarıldık. Bu çıkarılan işçilerin içinde hamile kadın, devletin göndermiş olduğu engelli kardeşlerimiz ve yüzde 80’i kadın olan kardeşlerimizi hırsızlıkla suçladılar. Ama biz Kürt’ün inadı, Türk’ün sabrı ve Laz’ın coşkusuyla emeğimize etki edilemeyeceğini tüm Türkiye’ye haykıracağız. Bunu başaracağız.

"Artık insanların geçim sıkıntısı çok. Ben 15 bin lira kira ödüyorum. 15 bin lira kira veren bir insan 17 bin lira ile nasıl idare edebilir. Bu sadece bizim için değil tüm Türkiye için böyle. Ailece çalışanlar var. Gelirimiz olmadığı için insanlar ayaklandı ve bu Türkiye’nin işçi sınıfının direnişidir. Karanlığa kurşun atabilirsiniz ama umuda zincir vuramazsınız. Bugün de burada sabahlayacağız. Hakkımızı alıncaya kadar yasal her yolu deneyeceğiz. Kimse devletin kanunlarından üstün olamaz.”

‘YILMAK YOK’

- İşçi Nigar Üstün:

“Çalışma koşullarımız çok ağır olduğu, işverenden çok baskı gördüğümüz, asgari ücretin altında çalıştığımız için sendikal hakkımızı kullanmak istedik. Önümüze çok engel kondu. Ama biz anayasal hakkımızı alana kadar direneceğiz. Bunun için de bütün gece arkadaşlarımızla birlikte burada olacağız. Hakkımızı alana kadar yılmayacağız.”

VATAN PARTİSİ’NDEN DESTEK: EMRİNİZDEYİZ!

Polonez işçilerinin eylemine Vatan Partisi İstanbul İl Başkanlığı da destek verdi. Vatan Partisi İl Başkanı İbrahim Okan Özkan, açıklamaların ardından Aydınlık’a konuştu. Vatan Partisi’nin işçi sınıfının partisi olduğunu belirten Özkan, başarıya ulaşana kadar Polonez işçilerinin yanlarında olduklarını belirtti. Başkan Özkan, şunları söyledi:

“İşlerine son verilen 146 Polonez işçisini saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Polonez işçileriyle mücadelelerinin ilk gününden itibaren beraberiz. Size Genel Başkanımız Doğu Perinçek'in selamlarını getirdim. Genel Başkanımızla, İl Başkanıyla, İlçe Başkanlarımızla, Aydınlık gazetemizle ve Ulusal Kanal’ımızla emrinizdeyiz.

“Tehditlere, baskılara, zorbalıklara göğüs gerdiniz. Bunlar sizin çelik birliğinizi bozamaz! Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasında yer alan sendika hakkını kullanmak suç değildir, suç sayılamaz. Polonez işçisinin iki talebi var: Birincisi, atılan işçiler geri alınsın. İkincisi de sendika hakkı engellemesin. İşçi sınıfının en temel haklarını istiyorlar.

‘SIRA ÜRETİCİLERİN MİLLİ HÜKÜMETİ’NDE’

“İşçi sınıfı siyasette temsil edilmeden işçiler de işten atılır, sendika hakkı da elinden alınır. Bugün TBMM'deki 600 milletvekilinin, belediye başkanlarının kaçı işçi, köylü, emekçi, emekli? Hiçbiri değil. İşçinin emekçinin halinden onları bilenler anlar. Vatan Partisi, işçinin emekçinin partisidir. 12 Eylül 1980'den bu yana Türkiye'ye dayatılan emperyalist-kapitalist sistem tükeniyor.

"Artık bu sistemin içinde Türkiye için çözüm kalmadı. Bu sistem; siyasetiyle, ekonomisiyle, kültürüyle çöküyor. İşten haksız yere çıkarmalar, yolsuzluk, ahlaksızlık bu sistemin ciğerine işlemiş. Artık yeter! Havadan para kazananların, sıcak para komisyoncularının, faizcilerin, dolar ve borsa vurguncularının, ihale ve tarikat rantçılarının devri bitti.

"Sırada Vatan Partisi önderliğinde bizim; işçinin, köylünün, esnafın, milli sanayicinin olduğu Üreticilerin Milli Hükümeti vardır. Polonez işçisi yalnız değildir. Arkasında Tekgıda-İş Sendikası var, TÜRK-İŞ var, Türk milleti var, Türk emekçisi var ve Vatan Partisi var!”

Sonraki Haber