Yasa tanımayan patrona polisi kalkan yaptılar

Anayasa ile korunan sendikalı olma hakkını kullanmak isteyen 135 işçiyi bir mesajla kapı önüne koyan, uzlaşmaya yanaşmayan yabancı sermayeli Polonez şirketi, emekçilerin mücadelesini engellemeye çalışıyor. Önceki gece polis işçilerin üzerine sürüldü, bazı emekçiler darp edildi

Yüzde 77’si Ürdün menşeili olan İstanbul Çatalca’da kurulu Polonez gıda fabrikasında Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlenen ve işçiler, dün sabaha kadar Kaymakamlık önünde tuttukları nöbetin ardından yeniden fabrika önünde eylemde. Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu, “Kaymakamlığın önünde nöbet tuttuktan sonra kalemizi geri aldık. Fakat polis koridoru hâlâ duruyor.” dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise konuyla ilgili gelişmeleri yakından takip ettiğini ve müfettiş görevlendirdiğini açıkladı.

Önceki gün fabrika önündeki eylem alanlarının kolluk kuvvetleri tarafından abluka altına alınmasıyla karşılaşan işçiler, eylem alanlarından yüzlerce metre uzağa sürülmeye çalışıldı. İşçiler, durumu kabul etmeyip fabrika önüne gitmek isteyince kolluk kuvvetlerinin sert müdahalesiyle karşılaştı. Aralarında Tekgıda-İş Sendikası yöneticilerinin de bulunduğu birçok sendika üyesi işçi, darp edildi. Soluğu Çatalça Kaymakamlığı önünde alan işçiler, sabaha kadar nöbet tuttu.

İŞÇİNİN NEFESİNİ KESTİLER

İşçiler, hala süren bariyerlerin kaldırılmasını istiyor.

Önceki akşamdan itibaren neler yaşandığını Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu anlattı. “Arkadaşlarımızla alana gelmeye başlayınca polise de talimat geldi. Ciddi anlamda darp edildik.

Önceki gün de gaz yemiştik, nefesimizin kesilmesi noktasına geldik.” diyen Durdu, işin kopma noktasında Çatalca Kaymakamlığına yürüdüklerini söyledi ve ekledi:

“140’a yakın işçiyle dört buçuk kilometre yürüyerek Kaymakamlık önüne geldik. Sabah kadar orada durduk. Önce Kaymakam Bey bizi tersler gibi davrandı, ardından ise bir grup işçi arkadaşımızla kendisiyle görüşebildik. İyi niyetimizi ilettik. Ancak, biz uzlaşma tavrı gösterdikçe işveren vekilleri markaya zarar veriyor. Günde 40 ton üreten fabrikada 2 ton üretim yapılıyor. Bu da bizi üzüyor.

Çatalca Kaymakamlığı önünde tüm gün süren nöbet başarı getirdi.

MUHTARLARI DA DEVREYE SOKTULAR

“Amaç burada çalışan arkadaşlarımıza psikolojik baskı yaparak yıldırmak. Köylerindeki muhtarları dahi devreye sokarak sendikadan ayırma peşindeler. Ama biz çalışanlarımızla 12 gündür öyle bir kenetlendik ki kimin dost kimin düşman olduğunu gördüler. Burada 20 yıldır çalışan insanlar bu iş yerini Türkiye’de tanınan bir marka yapmışlar ama şimdi işlerinden oldular. Biz buradaki arkadaşlarımızın bir an önce işbaşı yapmalarını istiyoruz.

‘İŞVEREN İYİ NİYETLİ OLURSA AÇIĞI 3 GÜNDE KAPATIRIZ’

“Bugün işverenin 200 tonluk bir üretim açığı var. İşveren iyi niyetli olursa biz bu açığı üç günde kapatırız. İşverene buradan bir çağrı yapmak istiyorum: Biz üzüm yemek istiyoruz. Çalışanların anayasal haklarını, geçinebilecekleri ücretleri almalarını istiyoruz. Haksız yere yüz kızartıcı suçtan atılan işçilerin bir an önce kodlarının değiştirilmesini istiyoruz. 20 yıldır çalıştırdığın işçiyi, bir SMS ile seni yüz kızartıcı suçtan işten çıkarıyorum dersen, bu insanlar da ölümüne bu mücadeleyi verir.”

ALTI OTOBÜS ÇEVİK ÜÇ TOMA BEKLİYOR

Kaymakamlığın önünde nöbet tuttuktan sonra kolluk kuvvetlerine fabrikanın önünü yeniden açtırdıklarını belirten Yunus Durdu, “Polis koridorları duruyor. Her yeri çevirmişler. Yüzlerce polis var. Altı otobüs çevik kuvvet, üç tane TOMA burada bulunuyor. Ama yasaları tanımayan işverene ne iktidar ne de idareciler tarafından hiçbir yaptırım uygulanıyor. Biz işveren sendikal haklarımızı tanımadan mücadelemizi bırakmayacağız. Emniyetimize, Kaymakamlığımıza iyi niyetimizi gösterdik. Biz çözüm için fabrika önüne tekrar döndük ve devam ediyoruz. Arkadaşlarımızın morali çok yüksek. Müthiş bir birliktelik ve dayanışma var.” dedi.

GENEL BAŞKAN TÜRKEL’DEN AÇIKLAMA

Mustafa Türkel

Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel de Polonez Fabrikasında çalışan işçilerle ilgili kamuoyuna yazılı bir açıklama yaptı. Türkel, işverene ‘yasaları çiğnemeyi bırakın’ çağrısı yaptı. Anayasa ile güvence altına alınan örgütlenme hakkını kullanarak işçilerin sendikalarına üye olduğunu hatırlatan Türkel, şu ifadeleri kullandı:

“Ancak sermaye tarafından yine aynı senaryo uygulanmaya başlandı. Önce tehdit ve baskıyla sendikadan istifa ettirmeye uğraştılar, işçi istifa etmeyince işten atma, korku salma ve en sonunda da devletin kolluk güçlerini işçinin üstüne saldırtma yöntemine başvurdular…

‘KABUL EDİLEMEZ’

“Polonez fabrikasında çalışan işçiler, sermayenin Ürdün merkezli olmasına göre bu haktan mahrum edilemez. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan, üretim yapan herkes kanunlara uymakla mükelleftir. Devletin kolluk kuvvetlerinin de görevi, yasalar çerçevesinde hak arayan işçiyi darp etmek, yasa tanımaz yabancı sermayeyi de korumak değildir! Bu kabul edilemez bir durumdur.”

MÜCADELE MESAJI

Aralarında sendika yöneticilerinin de bulunduğu çok sayıda Polenez işçisinin kolluk kuvvetleri tarafından darbedildiğini belirten Türkel, “Devletin kurumları vatandaşın hakkını, hukukunu ve can güvenliğini korumak için varlardır. Canımızı, malımızı emanet ettiğimiz kurumların başında bulunan idarecilerin asli görevi, yasaları herkes için uygulatmaktır.” dedi.

Emniyet güçlerini, günlerdir uyguladığı şiddet ve yıldırma politikasını derhal terk etmeye çağıran Türkel, şöyle devam etti:

“Polonez işçisinin mücadelesine sendikal düzen o fabrikada kuruluncaya kadar sahip çıkacağız. Sizi yasaları çiğnemekten, insanı üretim malzemesi olarak görmekten bir an önce vazgeçip, uzattığımız eli dostça sıkamaya çağırıyoruz.”

‘HAKKIMIZI ALANA KADAR BURADAYIZ’

Polonez iş yerinde işten çıkarılan 135 işçinin arasında 60 da kadın işçi bulunuyor. Basın açıklamalarının ve direnişin en önünde bulunan kadın işçilerden Nigar Üstün ile konuştuk. İşten çıkarılan ilk 13 işçiden biri de Nigar Üstün oldu. Üstün, yaşadıkları süreci Aydınlık’a anlattı.

Kaymakamlıkla görüşmelerini de aktaran Üstün, “Biz burada bizim çevremize örülen barikatların bir an önce kaldırılmasını talep ettik. Bu bir şekilde kaldırılmış ve bize bir alan yaratılmış. Ama yine de yollar kapalı. Bariyerler kurulmuş vaziyette. Gerçekten üzücü bir durum. Biz işini severek yapan insanlarız. Üretimin durması gerçekten bizim için de üzücü bir durum. Biz böyle olsun istemedik. 13 kişiyle birlikte işten çıkaran arkadaşlardan birisi benim. Sonra bu sayı 135’e ulaştı. Biz oraya yıllarını vermiş emektar insanlarız. 7 yıllık bir personeldim. Biz üretim olsun istiyoruz fakat haklarımızı da kullanmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber