Popüler olacak mı?
Bilimin yaygınlaşması konusunda medyaya büyük bir yük düşüyor. Genel olarak bilimin popülerleşmesi oldukça ciddi bir sorun olarak değerlendirilebilir.
Günümüzün iletişim araçları, bilginin ve bilimsel düşüncenin geniş kitlelere ulaşmasını kolaylaştırıp hızlandırsa da, aldatma konusunda da etkili araçlar olabilmektedir. Böyle bir ortamda tüm kamuoyunun doğru bilgiye ulaşması ciddi bir kaygı konusudur.
Nitekim günümüz insanının bilgiye ulaşma yeteneği ile bilgi alanlarında uzmanlaşmanın çeşitlenmesi ve derinleşmesi arasında büyük bir uçurum vardır ve bu açığın aşılması günümüzün en önemli toplumsal sorunlarından biridir. En sevdiğim filozof ve sosyologlardan biri olan Emile Durkheim, bilgi çeşitliliğinin bilgiye hakim olma konusunda da zorluklar yarattığını yazdı.
Öte yandan bilimin popülerleşmesi, yalnızca halkın bilimsel bilgi ve düşünce düzeyinin artmasına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda bilim yapmak isteyen gençleri teşvik ederek, yönlendirerek ve eğiterek geleceğin akademik bilim dünyası için yeni kaynaklar yaratıyor.
Bilim inanılmaz derecede yüksek başarılara sahip bir insan girişimidir. Bilimsel araştırma yapmak, bu başarılı faaliyetleri gerçekleştirme çabasıdır. Sistematik gözlem ve deney, tümevarımlı ve tümdengelimli akıl yürütme ve hipotezlerin ve teorilerin formülasyonu ve test edilmesi, sıklıkla bilimin karakteristik özellikleri olarak tanımlanan faaliyetler arasındadır. Bunların ayrıntılı olarak nasıl uygulandığı büyük ölçüde değişebilir.
Bilimin yayılması olumlu görüşlerin ortaya çıkmasına da yol açmaktadır. Bilimin yaygınlaşması, dünya görüşünün en mükemmel biçimi olan felsefeyle el ele gitmelidir.
Bilimsel yöntem, bilimin bilgi, tahmin veya kontrol gibi amaçlarından ve ürünlerinden ayrılmalıdır. Yöntemler bu amaçlara ulaşmanın araçlarıdır. Bilimsel yöntem aynı zamanda bilimsel yöntemin (yani metodolojinin) belirli özelliklerini (nesnellik, tekrarlanabilirlik, basitlik veya uygunluk gibi onu değerli kılan değerler ve gerekçeler) içeren meta-metodolojiden de ayrılmalıdır.
Dolayısıyla bilimi popülerleştirme misyonu ve hedeflerinin belirlendiği noktalar şunlardır:
• Bilim topluluğu
• Medya
• Sosyal medya
Çoğu akademisyen ve bilim insanı bilimi popülerleştirmenin öneminin farkındadır. Bu insanlar genellikle bilimin sadece bilim için olmadığına inanırlar; Bilimin halk için olduğu fikrini kabul ediyorlar
Bu nedenle çocuk kitapları, bilimsel-popüler kitaplar, çizgi film, belgesel, halka açık seminer gibi faaliyetler yürüten ünlü bilim adamlarına gizli veya açık destek veriyorlar.
Bilimin yaygınlaştırılmasını hayat felsefesi haline getiren dünyaca ünlü isimler, bugün farklı coğrafyalarda hâlâ saygıyla anılıyor.
Bu konuda tüm zorluklara rağmen genç gazetecilerin önünde çok ciddi zorluklar var.
Yakın zamanda yapılan bir araştırma, insanların %70'inin bilimsel haberleri içeriğe dikkat etmeden yalnızca manşetleri okuduktan sonra yorumladığını gösterdi. Araştırmayı yapan tüm uzmanlar, Facebook kullanıcılarının yalnızca %30'unun içeriği izledikten sonra yorum yaptığını doğruladı.
Medyanın toplumun algısını şekillendirdiği biliniyor. Ülkemizde gündemin ne kadar hızlı değiştiğini ve değişebileceğini biliyoruz. Bu sadece bizim ülkemizin sorunu değil; Dünyanın her yerindeki kitle iletişim araçları benzer konuları aynı anda yayınlayarak ülke gündemini şekillendirebilmektedir.
Artık bu nedenle gazetecilerin yeni fırsatlar yaratma kriterleri var. Gazeteciler aynı zamanda çalıştıkları haber merkezlerini de etkileyebilmelidir. İnsanların bilimin popülerleşmesine olan ilgisi dikkate alınmamalıdır. Bilimi ne kadar yaygınlaştırırsak toplum da o kadar değişecek ve bu nedenle ilkel konular artık gündemde kalmayacak.