Vatan ve emek için adanmış bir ömür
Hocamız, Prof. Dr. Alpaslan Işıklı’yı yitirmemizin üzerinden 10 yıl geçti. Ömrü boyunca Atatürk devriminin kazanımlarını savundu; kalbi her zaman sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya ve Türkiye mücadelesi için çarptı, onu tanıyanlar gülümsemesiyle hatırladı.
Türk aydınlarının sürekli sınavdan geçtiği bir dönemde yaşamını sürdürdü, 12 Eylül’den de 12 Mart’tan da alnının akıyla çıktı. Ayağını her zaman Türkiye’ye bastı, sırtını hep Türk milletinin tarihsel birikimine yasladı. Tam da bu nedenle hep dik durdu.
KAMUNUN HOCASI
Ben talihsizlerden oldum, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeyken onun derslerine yetişemedim ancak onun eşsiz bilimsel tavrıyla, ikinci sınıfta aldığım sendikacılık dersinde tanıştım. “Sendikacılık ve Siyaset” kitabı, Alpaslan Işıklı Hoca’nın doçentlik teziydi. Bugün, bu alanda çalışma yapanların hala en temel kitapları arasında yer alan bu tez, sendikacılık hareketinin siyasal eylemin tam da göbeğinde doğduğunu bilimsel olarak ortaya koydu.
Kamu çalışanlarının sendikalaşması da Alpaslan Işıklı’nın Türkiye’nin demokrasi mücadelesine katkılarındandır. Memurların sendikalaşma hakkı, 12 Mart 1971 darbesinin ardından yapılan Anayasa değişikliğiyle kaldırıldı. Memurların sendika kurmaları ve kurulu sendikalara üye olmaları yasaklandı. Alpaslan Hoca, 1982 Anayasası’nda memurların sendikalaşmasını yasaklayan bir düzenlemenin bulunmadığını ortaya atan ilk kişi oldu. Bu konuyu 1985’te tartışmaya açarak içine yüzlerce konferans ve toplantının sığdığı bir mücadelenin öncüsü oldu.
FONCULARIN KARŞISINDA DURDU
Alpaslan Hoca, emperyalizmin Türkiye’de sendikacılık hareketini etkileme girişimleriyle de mücadele etti. Sendikaların yabancı devletlerden doğrudan veya dolaylı olarak para almasının sakıncaları sürekli anlattı.
1960’lı yıllardaki TÜRK-İŞ’in ABD emperyalistleriyle ilişkilerini belgeleriyle ortaya koydu. ABD’ye 1‐3 ay sürelerle gezmeye götürülen sendikacılar ve ABD’nin Türkiye sendikalarına parasal yardımları yoluyla sendikacılık hareketini yönlendirme çabalarını bilimsel dayanaklarıyla açıkladı. AB’nin de Türkiye’deki sendikaları “proje” kılıfıyla etkileme çabasını açığa çıkardı.
NATO’YA HAYIR DEDİ
1968’de devrimcilerin NATO’ya karşı yürüttüğü kampanya çerçevesinde yayınlanan “NATO’YA HAYIR” bildirisine imza atan 308 akademisyenden biri de elbette Alpaslan Işıklı idi. ABD gladyosunun FETÖ aracılığıyla tezgahladığı Ergenekon-Balyoz kumpaslarında da her zaman Türk vatanseverlerinin yanında durdu. “Said Nursi, Fethullah Gülen ve ‘Laik’ Sempatizanları” kitabıyla gerici örgütlenmeleri ifşa etti. Kararlı duruşundan hiçbir zaman taviz vermedi. Alpaslan Hoca, büyük Cumhuriyet mitinglerinin en coşkulu konuşmacılarındandı. Bugün, onun yaşamı boyunca sürdürdüğü vatan ve emek kavgasındaki birçok konu hala önümüzde duruyor. Bu yolda, Alpaslan Hocamızın ışığı mücadelemizi aydınlatmaya devam ediyor. Saygı ve minnetle…