Prof. Dr. Burcu Özsoy Antarktika’yı anlattı-2: Hedef istasyon kurmak

10 defa Antarktika’ya gitti. Birinde araştırmacı, birinde eş-lider, dördünde lider ve diğer dördünde ise sefer koordinatörü görevlerini yürüttü… Özsoy, hem Antarktika sevdasını dile getirdi hem yürütülen çalışmanın bugününü ve geleceğini.

Ulusal düzeyde bir kutup programını 2017’de yürürlüğe koyan Türkiye, bu kısa sürede hangi yolları kat etti? Antarktika’ya ilk kez 2005 yılında giden, onuncu seferden yakın zamanda dönen Prof. Dr. Burcu Özsoy, bütün bu süreci Aydınlık’a anlattı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi ve TÜBİTAK MAM Başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy, TÜBİTAK’taki diğer görevlerinin yanı sıra Uluslararası alanda Türkiye’yi bir çok platformda temsil ediyor, Antarktik Araştırmalar Bilimsel Komitesi’nin (SCAR) Kapasite Geliştirme ve Eğitim Başkan Yardımcılığını yürütüyor. Özsoy, ilk bölümde Antarktika’yı anlattı. Bugünkü bölümde Türkiye’nin Antarktika çalışmalarında geldiği aşamayı konuştuk:

‘ÇOK HIZLI YOLLAR ALDIK’

  • "Kutup bölgelerinde bilimsel çalışma yapan ülkelerin yüzde 40'ı ile aynı seviyelere gelmiş bulunmaktayız...” demiştiniz. Horseshoe Adası’ndaki Türk Bilim kampının durumu ne ve bu konuda Türkiye’nin bir planı var mı? Seferlerde “gemi lojistik destekli” olarak bu kamp üzerinden çalışma yürütülüyor. Yerleşik bir bilim kampımız olursa neler yapabiliriz?

Türkiye olarak ulusal düzeyde bir kutup programını 2017’de yürürlüğe aldık. Bu açıdan bakıldığında 1920-30’lardan beri bölgede çalışmaları olan ülkelere göre geç kalmış olsak da hem programın Cumhurbaşkanlığı tarafından desteklenmesi, hem araştırmacıların adanmışlıkları, hem de diğer ülkelerin tecrübelerinin olumlu yönde kullanılması ile çok hızlı yollar aldık. Bu çalışmaların sonuçlarını hem akademik yayınlar olarak hem de uluslararası görünürlük, üyelikler, anlaşmalar olarak karşımıza aldığımızda, uzun yıllardır bölgede varlık gösteren ülkelerle yarışabilir düzeyde olduğumuzu ve neredeyse yarısından daha başarılı sonuçlar aldığımızı görüyoruz.

HEDEFİMİZ, İSTASYON KURMAK

Türkiye’nin “kutup bölgeleri ile ilgili karar mekanizmalarında yer almak” ve “Türkiye’nin fiziki varlığını oluşturmak” hedefleri doğrultusunda, bilimsel çalışmalarımızı desteklemek ve sürekliliğini sağlamak amacıyla 2019 yılında Antarktika’da kamp yerleşkemizi, meteoroloji istasyonumuzu ve GNSS istasyonlarımızı kurduk.

Var olan altyapılarımız kıtadan 12 ay boyunca veri toplayabilen bir düzeyde. Ancak şu an birçok ülke gibi sadece yaz sezonunda araştırmacılarımızı bölgede bulunduruyoruz. Araştırmacılarımızın yıllık taleplerinin kamp kapasitemizin üzerinde olduğunu da göz önünde bulundurarak, gemiyi yüzen bir üs gibi değerlendiriyoruz. Tabi ki bu konuda nihai hedefimiz 12 ay boyunca araştırmacılarımızın çalışmalarını destekleyebilecek bir bilim istasyonumuzun olması.

Artık genç araştırmacılar da seferlere katılıyor.

ARKTİK’TE DE İSTASYON İÇİN EN BÜYÜK ENGELİ AŞTIK

Yine Arktik içinse TBMM Genel Kurulu’nun kabulü ile Svalbard Anlaşması’na taraf olduk. Bu adımla Türkiye olarak Svalbard’da bir bilim istasyonu işletmemizin önündeki en büyük engeli geçmiş olduk.

Sayın Bakanımız Fatih Kacır’ın lansmanını yaptığı 2023-2035 Ulusal Kutup Bilim Stratejisi çerçevesinde öncelikli araştırma alanlarımızda, sürekli olarak araştırmalar yapmak ve sürekli veri toplamak üzere hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Amacımız bilimsel kabiliyetlerimizi arttırmak, akademik yayın sayısı ve kalitesini daha yukarı bir noktaya taşımak.

  • Son seferde yapılan araştırmaların bir bölümü kalıcı kamp için ön hazırlık mı? Kutup bölgelerinde sağlık hizmetlerinin nasıl daha iyi ve ideal hale getirilebileceğine, seyir ve can emniyetinin kutup bölgelerinde daha fazla nasıl geliştirilebileceğine dair ve benzeri araştırmalar yapılmış?

Her yıl düzenlenen seferler, bölgede lojistik ve araştırma alanında tecrübelerimizi artırırken, gelecekte sahip olacağımız istasyonun da nasıl daha iyi işletilebileceğine yönelik veriler sağlıyor. Hiçbir ülkenin egemenliğinde olmayan, marketin, nalburun, hastanenin bulunmadığı Antarktika’da sefer ekibi bütün bu hizmetleri kendisi sağlamak zorunda. Sefer öncesinde katılımcılara verilen eğitimlerle, bu süreçlere hazırlıklar yapılıyor ve birçok kurumumuzla işbirliği içerisinde bu hazırlıkları sahada da destekliyoruz.

YARIN: GELECEKTE NE YAPILACAK?

DENİZ HARİTASI DA OLUŞTURULUYOR

  • Araştırmalar arasında vurgulamak istediğiniz bulgular var mı?

Her yıl birbirinden farklı ve kıymetli projeler TÜBİTAK ARDEB çağrısı üzerinden seferlerimize katılım sağlıyor. Bu farklı projeler ile birlikte Kutup Araştırmaları Enstitümüzün, Harita Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Seyir Hidrografi ve Oşinografi Daire Başkanlığı kurumları ile oluşturduğu ikili işbirliği çalışmaları kapsamında; Küresel Seyir Uydu Sistemi (GNSS) ve meteoroloji istasyonlarımızın kurulumu ve düzenli veri akışı çalışmalarına ek olarak, bilimsel araştırma kampımızın bulunduğu Horseshoe Adası etrafındaki alanın deniz haritasının oluşturulması çalışmaları devam etmektedir. Örneğin biz artık daha önce harita bulunmadığı için kampımızın bulunduğu bölgede gemi ile daha uzakta demir atarken, artık 4 mil daha körfez içerisine girerek, araştırma kampımıza daha kısa sürede ulaşabiliyoruz. Diğer bir yandan, diğer proje çalışmalarında da mineral, liken ve mikroorganizmalar olmak üzere yeni türlerin keşifleri de söz konusu. Her çalışma kendi kapsamında özgün olarak kutup bölgelerinde yürütülerek, bilimsel literatüre katkı sunarak, ülkemize de bu anlamda başarılar getirmektedir.

MAKALELER, TEZLER, GENBANK KAYITLARI 250’NİN ÜZERİNDE

Prof. Dr. Özsoy, Horseshoe Adası’ndaki Türk Bilim kampında, ekiple birlikte. Her seferde Türk çocuklarının yaptıkları resimler de Antarktika’ya götürülüyor.
  • Bugüne kadarki Antarktika seferlerinin ülkemizin bilimsel gelişimine ne katkıları oldu?

Bilimsel gelişimin ölçütü olarak akademik çıktıları ele aldığımızda, kutup programının başladığı 2017 yılından beri makaleler, tezler, genbank kayıtları olarak 250’nin üzerinde bir sayıya ulaşıldı. 71 bilimsel araştırma projesi TÜBİTAK ARDEB üzerinden desteklendi ve çalışmalarını gerçekleştirmek üzere 100’den fazla Türk bilim insanının kutup bölgelerine erişimi sağlandı. Sadece ulusal kutup seferleri değil, uluslararası iş birlikleri ile Türk araştırmacıların yabancı ülkelerin seferlerinde ve araştırma istasyonlarında yer almasının yanı sıra, yabancı araştırmacılar da Türk seferlerinde misafir edilerek bilimsel çalışmaların çok disiplinli ve çok uluslu olmasına da katkı sağlandı. Sanıyorum Türkiye’de buna benzer başka bir program yürütülmüyor.

Sonraki Haber