Prof. Dr. Caner Karavit uyardı: 142 yıllık okulun kimyasıyla oynanıyor
Uluslararası Plastik Sanatlar Derneğinin düzenlediği etkinlikte konuşan Karavit, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde temel sanat eğitiminin kaldırılması girişimine tepki gösterdi. Okulun geleneklerini hatırlatan Karavit, sanat eğitiminde birlikteliğin olmadığını söyledi
Sanatçı, yazar, UPSD Başkanı Bedri Baykam moderatörlüğünde “Müfredat - sanat eğitimi nereye koşuyor?” adıyla etkinlik düzenlendi. Katılımcılar Millî Eğitim Bakanlığı müfredatında sanat eğitiminin geriye gitmesine ve Mimar Sinan Üniversitesinde temel sanat eğitiminin kaldırılması girişimini tartışmak için Piramid Sanat’ta buluştu.
Prof. Dr. Cihan Demirci Tanseli, MEF Ü. Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Nazan Köroğlu, ADD Yayın Kurulu Başkanı Tevfik Kızgınkaya, Mimar Sinan GSÜ Sanat Tarihi Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi Burcu Menemencioğlu ve Öğrenci Veli Derneği’nden Ömer Yılmaz etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı.
‘PALDIR KÜLDÜR BÖLÜM KAPATILIYOR’
Etkinlikte söz alan Prof. Dr. Caner Karavit, sanat eğitiminin içinin boşaltıldığını söyledi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesinde sanat eğitimi bölümünün kaldırılma girişimine tepki gösteren Karavit, “Temel eğitim bölümünü kapattılar. Sanatın temelini veren, temelleriyle uğraşan, biçim davranışları olan bir bölüm neden kapatılır? Hem de paldır küldür kapatılıyor. O sabah karar alıp, senatoda o kararı geçirip kapatıyorsunuz.
Bunun bir mantığı olmalı. Söylenti olarak vardı, 3 ay önce kapatınca anladık ki bu söylentinin ötesinde. Şimdi başka söylentiler var. 11 tane bölüm var Güzel Sanatlar Fakültesinde. Diğer okullarda da aynı dertler var bunun için söylüyorum.” dedi.
‘142 YILI DOLDURMAK KOLAY DEĞİL’
MSGSÜ’de resim ve heykel bölümlerinin birleştirileceğini açıklayan Karavit, 142 yıllık bir okulda değişimin yapılması durumunda bunun kuramsal olarak açıklanması gerektiğini belirtti. Karavit, “İlk başta şöyle diyorsun; değişim güzeldir değil mi? Kulağa hoş geliyor. Ama değişimin altının dolu olması gerekiyor. Eğer 142 yıllık bir okulda, Türkiye'nin en eski okulunda bir değişim yapıyorsanız, bunun altının kuramsal olarak dolması gerekiyor. Şimdi muhataplara soruyorsunuz. Bunu tamam değiştirelim, o bölümü birleştirelim, bu bölümü kaldıralım, yeni yapalım. Ama altını dolduracak bir şey yok. 142 yılı doldurmak kolay değil.” ifadelerini kullandı.
‘SANAT EĞİTİMİNDE BİRLİKTELİK YOK’
Sanat eğitiminde bir birlikteliğin olmadığını belirten Karavit, Bir defa en eski okulda, bu işin önderi olan okulda bunu eğer yapabiliyorsanız, kimyasıyla oynayabiliyorsanız, genetiğiyle oynayabiliyorsanız zaten tamamını bu şekilde değiştirme ve genetiğiyle oynama şansına, gücüne sahip olursunuz. Üniversitenin senatosunda bizi savunması gereken seçtiğimiz temsilci bu bölüm kapatmalarına el kaldırabiliyor. Bu okuldan çıkmış, bu eğitimi almış, sanatçı aynı zamanda bu bölümü kapatalım diye el kaldırıyor. Demek ki burada eğitimde birliktelik diye söyledik ama sanat eğitiminde de bir birliktelik yok.” değerlendirmesini yaptı.
‘KAMUSAL LAİK BİLİMSEL EĞİTİM GÖREMİYORUZ’
Etkinlikte söz alan MEF Ü. Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Nazan Köroğlu, hükümetin eğitim politikalarını eleştirdi. 4+4+4 sistemini ve laiklik karşıtı politika ve uygulamaları hatırlatan Köroğlu, “Son yıllarda laik, bilimsel eğitimden uzaklaştık. Eğitim politikalarını bilime, teknolojilere, dijitalleşmeye yönlendirmek yerine tamamen dinselleştirmeye yönelik adımları görüyoruz. Hem de milli eğitim bakanlığı çatısı altında getiriyorlar. Bir de eğitim özelleştiriliyor. Kamusal, laik, bilimsel eğitim göremiyoruz. Hukukçu olarak ne getirdiler ki biz hala endişeliyiz? Getirdikleri kanunlar, yönetmelikler, düzenlemeler Anayasa tam uygun olsa endişelenmeye gerek yok. Çağdaşlık yolu devam ediyor olarak düşünebiliriz ama ne yazık ki hukuku kullanarak hukuka aykırılıkları uyguluyorlar.” dedi.
‘SANAT KÜLTÜRÜ BİZE VERİLMİYOR’
MSGSÜ Sanat Tarihi Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi Burcu Menemencioğlu ise FETÖ’nün devlet içinde yuvalandığı dönemde zeki ve başarılı öğrencileri devşirmeye çalıştığını hatırlattı. Sanat eğitimiyle ilgili de konuşan Menemencioğlu, “Çok iyi üniversitelerde eğitim almama rağmen çok eksiğim olduğunu, hala cahil olduğumu fark ettim. Boğaziçi’nde, Hacettepe’de okumuş bir insanım, bütün eğitimimi İngilizce almışım ama bir sanat müzesinden ben hiçbir şey anlamıyorum. Hani şöyle bir algı var toplumda işte, müze gezme kültürlü olmaktır. Müze geziyorum ama kültürlü değilim çünkü o kültür bize aslında o eğitim sisteminde hiç verilmiyor.” sözlerini kullandı.
‘MÜFREDAT DİNİ DEĞERLER ÜZERİNE PLANLANMIŞ’
Prof. Dr. Cihan Demirci Tanseli ise MEB’in müfredatını eleştirdi. Bilimsellikten uzak bir müfredatın olduğunu belirten Tanseli, “Fizik, kimya, matematik, biyoloji, felsefe, kısacık bir şey. Anlaşılır gibi değil programın lanse edilişi. Bu modelde daha ilginç olan biyoloji açısından baktığımızda bilim öğretisiyle hiç alakası yok. Başta evrim olmak üzere işte DNA'sı, RNA'sı, genetiği gibi temel şeyler öğretilir.
Burada biz çalışkanlık, dostluk, sabır, saygı, mahremiyet öğretecekmişiz. Bu da demektir ki üreme sistemini de çıkaracağız. Resim, sanat, sporla ilgili açıklama yok. Müfredat bütün dersleri dini değerler üzerine planlamış. Her derste vermeye çalışmak istediği bir değerlerdir tutturmuşlar ÇEDES'te olduğu gibi. Asıl öğretilmesi gereken evrim gibi tüm evrenin doğayı ve insanı anlamayı, sorgulamayı destekleyecek konuya acaba neden yer verilmedi. Ben Bunu biliyorum, kırk yıl biyolojinin içindeyim ve evrim öğretirseniz çocuk size soru sorar.” dedi.