Prof. Dr. Cengiz Çakır, tahıl krizini yorumladı: ‘Tahıl krizi yok Avrupa’nın korkusu var’

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyon sonrası tahıl fiyatları neredeyse iki katına çıktı. Ukrayna limanlarında gemilerin mayınlardan dolayı limanları terk edememesi, Rusya’ya yapılan yaptırım tahıl kıtlığına sebep oluyor. Operasyon öncesi tonu 280 dolar olan tahıl fiyatı 470 dolara çıktı

ÖZGÜR ALTINBAŞ

Avrupa Birliği ve ABD tahıl krizi konusunda Rusya’yı suçluyor. Rusya ise krizin nedeninin Batı’nın hukuksuz yaptırımları olduğunu belirtiyor. Rusya dünyada tahıl ihracatında yüzde 23,9 pay ile birinci sırada. Ukrayna ise yüzde 8,9 ile beşinci sırada yer alıyor. Ukrayna limanlarına demirli tahıl gemileri konusunda açıklama yapan Rusya, bu gemilerin geçişine izin verildiğini, fakat Ukrayna’nın denize bıraktığı mayınlardan dolayı hiçbir geminin limanlardan çıkış yapamadığını belirtti.

TAHIL KORİDORU

Türkiye, Ukrayna ve Rusya ön anlaşmaya vararak tahıl koridoru planını hayata geçirecek. Anlaşmaya göre Türkiye Odessa Limanı’ndaki mayınları temizleyecek. Ardından limanlardan ayrılan yük gemileri, Rus savaş gemilerinin refakatiyle boğaza kadar gidecek. Plan üç ülke tarafından olumlu karşılandı. Ukrayna’dan gelecek gemilerin tahıl talebini karşılayıp karşılayamayacağı tartışılıyor.

Konuyla ilgili Aydınlık Avrupa’ya konuşan Vatan Partisi Çiftçi Bürosu Başkanı Prof. Dr. Cengiz Çakır, Rusya’yı gıda krizini yaratmakla suçlayanların sicilinin temiz olmadığını söyledi.

‘ETKİLİ PROPAGANDA İLE RUSYA SUÇLANIYOR’

AB ve Batı, tahıl krizinin Rusya’dan kaynaklandığını söylüyor. Fakat Rusya, dünyanın en büyük tahıl ihracatçısı olarak, kendilerine uygulanan ambargodan dolayı kriz oluştuğunu belirtiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ukrayna’yı kışkırtan ve silah vererek çatışmayı körükleyen batı ülkeleri etkili bir propaganda ile Rusya Federasyonu’nu suçlamaktadır. Üstelik ABD’nin peşi sıra Rusya’ya ekonomik yaptırım uygulamaktadırlar. Enerji, kimyasal gübreler, tahıllar, bitkisel yağlar gibi konularda Rusya ve Ukrayna’ya bağımlıdırlar. Kısa dönemde bu bağımlılıktan kurtulmaları mümkün değildir. Üstelik yakınlarındaki büyük bir pazarı da kaybetmişlerdir. Ekonomik yaptırım silahı geri tepecektir.

‘RUSYA İYİ NİYETLİ’

Diğer tahıl tedarikçisi ülkeler Rusya ve Ukrayna’dan kaynaklanan arz açığını kapatacak güçte değildir. Hindistan tahıl dış satımını durdurmuştur. Bu yıl Rusya’da mevsim koşulları elverişli gittiğinden buğday rekoltesinin yüksek olması beklenmektedir. Aşağıdaki alıntı Rusya’nın iyi niyetinin göstergesidir.

“Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya, BM Güvenlik Konseyi'nde konuşarak, Rusya’nın 1 Ağustos'tan bu yılın sonuna kadar, Novorossiysk limanından 25 milyon ton tahıl ihracatı önerebileceğini söyledi.

Diplomat, batılı ülkelerin temsilcilerine: “Haziran ile aralık arasında, en az 22 milyon ton kimyasal gübre ihracatı dahil olmak üzere, diğer tedarik meselelerini de tartışabiliriz. Ancak kendi inisiyatifinizle koymuş olduğunuz yaptırımlarınızı kaldırma niyetiniz yoksa, niçin bizi suçluyorsunuz? Sizlerin sorumsuz jeopolitik oyunlarınız yüzünden, neden en yoksul ülkeler ve bölgeler acı çekmek zorunda kalsın?” diye vurgulamıştır.

Bir filozof, “Kabahati kendinde ara” demiştir.

Rusya’yı gıda krizini yaratmakla suçlayanların sicili temiz değildir. Kanıtını Amerikalı bir bilim adamının kaleminden sunabiliriz:

“Birleşik Devletler zaman zaman, dış politika amaçlarına ulaşabilmek için açıkça gıda fazlasını ‘politik bir silah olarak’ kullanmıştır. Örneğin 1966-67’de dünya gıda krizinden hemen birkaç yıl önce Hindistan, kısmen kuraklığa bağlı olan önemli bir gıda krizi yaşamıştır. Başkan Johnson, Birleşik Devletlerin Vietnam politikası ile hemfikir olmayan Hindistan Başbakanı Gandi ve Hindistan hükümetine öfkelendiği için, Hindistan’a yapılacak gıda yardımı sevkiyatını erteledi ve yardımın serbest bırakılmasını Hindistan’ın tepkilerine göre ayarlayan bir dizginleme politikasını benimsedi. Gıda yardımları, Bangladeş, Kamboçya, Şili, Mısır, İran, Güney Kore, Vietnam ve hatta Sovyetler Birliği bile dahil olmak üzere bir dizi ülke üzerinde benzeri baskı yaratmak için kullanıldı.”

Kaynak: Bill Winders;ThePolitics of FoodSupply: U.S. AgriculturalPolicy in the World Economy, Yale UniversityPress, New Haven&London, Paperback 2012. s.132).

‘AVRUPA’NIN TAHIL FAZLALIĞI VAR’

Tahıl krizinin Avrupa’ya etkisi nasıl oldu, Avrupalılar ambargodan rahatsız mı?

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre Avrupa’nın tahıl fazlalığı vardır. Tarımsal üretimin doğa koşullarına bağlılığı nedeniyle üretimde ve dolayısıyla arzda yıldan yıla dalgalanmalar olur. Bu aşırı değişimlerin etkisini azaltmak için “hareketli ortalama”lar hesaplanır. Üç yıllık veriler toplanarak dönemin ortalaması bulunur. Tahıl ithalatına bağımlılık oranı ile ilgili en son veri kümesi 2016-2018 yıllarına aittir.

‘AVRUPA ÜLKELERİ TAHIL KITLIĞI VARMIŞ GİBİ YAYGARA KOPARIYOR’

Avrupa kendi kullandığı tahılın üçte biri kadarını ihraç edecek kapasitededir. Sadece Güney Avrupa ülkeleri kullandıkları tahılın üçte bir kadarını ithal etmek durumundadır.

Tahıllar, yağ ve şeker yoksul ülkelerin temel besin maddelerini oluşturur. Et, süt, yumurta, balık gibi hayvansal proteinlere dayanan beslenme gelir seviyesi yüksek ülkelere mahsustur. Ancak bu hayvansal ürünlerin üretiminde kullanılan tahıllar, insan tüketiminde kullanılandan çok daha fazladır. Almanya’da biyogaz üreten bir tesiste gaz verimini artırmak için bitkisel ve hayvansal atıklarla birlikte yüzlerce ton tahılın kullanıldığını söylemişlerdi. Aynı şekilde biyodizel gibi çevreci (!) yakıtı elde ederken mısır gibi birinci sınıf insan gıdası kullanıldığı da bilinmektedir. Dünyanın her köşesinden istediği gıdayı alabilecek parasal kaynaklara sahip zengin batı ülkelerinin tahıl kıtlığı varmış gibi yaygara koparması yersizdir.

Bulgaristan, Girit, Çekya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan, Latvia, Litvanya, Rusya, İsveç, Slovakya, Ukrayna tahıl fazlalığı olan Avrupa ülkeleridir.

Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Bosna-Hersek, Yunanistan, İsviçre, Sırbistan, İspanya, Kuzey Makedonya, Norveç, Polonya, Portekiz, Moldovya, Romanya, Hollanda, Lüksemburg, Malta, İzlanda, İrlanda tahıl ithal etmek zorunda olan ülkelerdir. Tarım ürünleri ihracatında ün yapmış olan Hollanda tahılın yüzde 85’ini ithal etmektedir.

8 ülke kullandığı tahılın tamamını ithal ederken 20 ülke yüzde 90’dan fazlasını ithal etmektedir. Tarımda gelişmiş kabul edilen Hollanda ve İsrail bu kümede yer almaktadır. Türkiye’nin bağımlılık seviyesi yüzde 0,8 olup yüzde 1’in altındadır. Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’de dışa bağımlılık oranı yüzde 3,2’dir. İkinci sıradaki kalabalık ülke olan Hindistan’ın net tahıl ihracatçısı olması olağanüstü bir başarı sayılmalıdır.

‘MİLYONLARCA İNSANIN AÇLIK ÇEKMESİ ÖNLENMELİ’

Türkiye ile Rusya’nın tahıl koridoru planını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ekonomi ve insancıllık açısından olumlu bir girişimdir. Depolarda bekleyen tahıl varken yaşamı bu ürünlere bağlı milyonlarca insanın açlık çekmesini önleme açısından önemlidir. Tahıllar başta olmak üzere besin fiyatlarının aşırı yükselmesi yoksul insanların gıdaya erişimini imkânsız kılmaktadır.

FAO yetkilileri 50’den fazla ülkenin bu tahıllara muhtaç olduğunu bildirmiştir.

‘ASIL SORUN PETROL FİYATLARI’

Tahıl koridoru planı, Avrupa’daki ve Türkiye’deki tahıl sorununu kısa ya da uzun vadede çözecek midir?

Avrupa sığırlara, domuzlara ve tavuklara yedirdiği tahılın bir kısmını insan tüketimi için kullanırsa sorunu çözmüş olur. Türkiye kendine yetecek tahılı üretmektedir. Temel besin maddelerinden olan ekmek, bulgur gibi tahıl ürünlerini yeterince üretmekteyiz. Tahıl dış alımı değirmencilik, makarna ve bisküvi sanayine hammadde sağlamak için yapılmaktadır. Bu ürünlerin sayılı ihracatçılarından biriyiz. Kurulu sanayi kapasitesinin kullanımı, istihdam ve diş ticaret dengesi açısında yararlı bir faaliyettir. Kepek, razmol gibi yan ürünler yem sanayinde de kullanılmaktadır. Mısır ve soya küspesi gibi ürünler karma yem sanayinde kullanılmak üzere ithal edilmektedir.

Asıl sorun petrol fiyatlarından kaynaklanmaktadır. Petrol krizi tarım ve dolayısıyla gıda krizini tetikler. Ürünlerin üretim ve taşıma maliyeti yükselmiş bulunmaktadır. Acilen buna çözüm bulunması gerekir. Çoğu Afrika’da olan düşük gelirli ülkelerin zaten kötü olan durumu vahim bir hal alacaktır.

‘AVRUPA SAM AMCAYI KEYİFLENDİRİYOR’

Avrupa gazda Rusya’ya bağımlılığı azaltmak için çaba gösteriyor fakat bu konuda soru işaretleri var, Avrupa tahılda Rusya’ya olan bağımlılığını azaltabilir mi?

Arjantin’den, Kanada’dan, Hindistan’dan, bir miktar tahıl tedarik edebilirler. ABD’den de kaya gazı alırlar. Hem daha pahalı hem de taşıma maliyeti biner. Para da keyif de onların. Esas keyfe gelen de Sam amcaları olur.

‘AÇLIK KORKUSU ETKİLİ OLUYOR’

Avrupa’nın tahıl krizine karşı bir çözümü var mı? Yoksa Ukrayna limanından gelecek gemilere muhtaç mı?

Dünya Savaşları sırasında birbirini boğazlayan Avrupa ülkelerinde yerleşmiş olan açlık korkusu etkili oluyor sanırım. Birçok Avrupa ülkesindeki evlerin mahzenlerinde en az bir yıl yetecek dayanıklı besin maddeleri depolandığını okuyoruz ve duyuyoruz. Örnek olarak Deniz Kavukçuoğlu’nun yurt dışı anılarını içeren “Sen Vatan Haini misin Baba?” adlı esere bakılabilir.

Avrupalıların mevcut tahılın tamamını satın alarak yoksul ülkeleri tümden açlığa mahkum etmeleri tehlikesi olduğundan endişe duymaktayım.

Sonraki Haber