Prof. Dr. Hasan Ünal: Üyelik üzerinden yanıt verelim
İsveç'e yanıt olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'deki dinlerin temsilcileriyle buluşmasını öneren Prof. Dr. Hasan Ünal, "İsveç’e karşı vereceğimiz esas tepkimiz İsveç’in NATO’ya girmesi meselesinde olmalıdır." dedi.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal, İsveç'e yanıt olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'deki dinlerin temsilcileriyle buluşmasını önerdi. Dini temsilcileri Külliye'de 'Barış ve Uygarlık' yemeğine davet edip bütün dinlere ve kutsal kitaplara saygılı olduğumuzu göstermek gerektiğini belirten Ünal şunları söyledi:
“Bu İslamafobi kavgaları bizim gündemimizde bizim toplumumuzda olmayan bir şey. Bunu göstermek açısından Türkiye’deki, Rum, Ermeni, özellik Yahudi cemaatinin önderleri ile ve Süryani toplumunun önderleri ile sayın Cumhurbaşkanımız külliyede bir yemek organizasyonu yapıp, yemeğe “Barış ve Uygarlık” yemeği adını vermesi ve orada bütün bu bahsettiğim tarzda bir konuşma yapması bence çok yerinde olur. İkincisi İsveç’te karşı vereceğimiz tepkilere esas tepkimiz İsveç’in NATO’ya girmesi meselesinde olmalıdır. İsveç kendisinin NATO’ya girmesi konusunu Amerika’ya havale etmiş durumda. Beklentisi şu Amerika nasıl olsa Türkiye’nin bileğini büker ve Türkiye’nin bu konudaki itirazlarını ortadan kaldırır. Türkler parlamentolarından o katılım anlaşmalarını geçirerek, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine izin verirler. Burada ısrarcı olmak lazım. Hayır bunu yapmayacağız. Bu yaptıklarını da her ne kadar İsveç hükümeti sahip çıkmasa da her ne kadar İsveç Dışişleri Bakanı bu yapılanları kabul etmediklerini dair demeçler verse de bütün bu süreci gerekçe göstermek lazım. Kardeşim sizin saçma sapan birtakım insanlarının yaptığı bir takım saçma sapan ve ağır tahrik içeren eylemlerine biz aynı şekilde karşılık vermiyoruz. Biz şunu yapıyoruz. Siz bize bir mutabakat metni imzaladınız mı? O metnin o mutabakatın şartları yerine getirilmediği sürece biz sizin katılım anlaşmanızı onaylamıyoruz. Gidin Amerika abiniz ağlayın. Bu mesajı vermek lazım. Güçlü karşılık budur.
‘İŞİN ESASINA ODAKLANMALIYIZ’
“Bütün Avrupalıların bizim üstümüze gelip ‘Efendim bizde de bir sürü insan aynı zamanda İncil’i yakıyor. Aynı zamanda kilise aleyhine gösteri yapıyor. Bu bizim ifade özgürlüğü anlayışımızı bir parçasıdır. Siz bunları anlamıyorsanız, demokrasiniz kusurluysa biz ne yapalım gibi gereksiz tartışmalara yol açar. Biz işin esasına odaklanmalıyız. Bu zibidilerin ne yaptığının önemi içeride bizim bütün dinlere karşı saygılı, onların kitaplarına karşı ne kadar saygılı olduğumuzu göstererek olur. Öbürü ise aynen mutabakat metninde yazılı olan terör örgütleriyle ilgili olarak İsveç’in verdiği taahhütleri yerine getirmesiyle olur. Burada İsveç şuna oynuyor. Nasıl olsa Amerika Türkiye’nin bileğini büker. Hadi o zaman görelim Amerika Türkiye’nin bileğini nasıl büküyormuş? Esas karşılığı orada vermiş oluyoruz. Böylece NATO’nun genişlemesine engel olmuş oluruz. Kendileri Amerika’yla gitsinler ikili savunma anlaşması imzalasınlar ama NATO üyeliğinin verdiği veto yetkisi elimizde olduğu sürece biz o vetoyu yarın başka konularda da İsveç’e ve başka ülkelere karşı kullanırız. Bunu da göstermiş oluruz.”