Psikologların tasası meslek yasası

Psikologlar, alanlarının bilimsel yetkinliği olmayan kişiler tarafından işgal edilmelerinden şikayetçi. Meslek yasası ile yalnızca psikolog haklarının değil sahte psikologlara karşı halk sağlığının da korunacağını ifade ediyorlar.

Türk Psikologlar Derneği (TPD) hazırladığı "Psikologlar Meslek Yasası" taslağını kamuoyu ile paylaştı. TPD, yakında meclis gündemine gelmesi beklenen Ruh Sağlığı Yasa Tasarısı'nda tanımlanacak olan görevlerin takibi ve denetlenmesi için Türk Psikologlar Birliği ve Odaları gerektiğini belirtti. Denetimin “Psikologlar Meslek Yasası” ile sağlanabileceğini söyledi. Psikologlar sosyal medyada “Psikolog Meslek Tasası” etiketi ile taleplerini dile getirdi. Türk Psikologlar Derneği Etik Kurul Üyesi Uzman Psikolog Özgün Ergin, süreci Aydınlık’a değerlendirdi. Ergin, psikologların meslek yasası mücadelesinin 50 yıla dayanan bir tarihi olduğunu söyledi. Yasanın geçmişte de gündeme geldiğini ancak sonuçlanmadığını bildiren Ergin “Biz 2022 yılında çağdaş, etik, bilimsel değerlere uygun psikolojik hizmetlerin ülkemizde verilebilmesi adına bu mücadeleyi nihayete erdirmek istiyoruz.” dedi.

PSİKOLOGLAR DENETLENMEK İSTİYOR

Sosyal medya ve televizyon aracılığıyla psikologlara olan talebin arttığını ifade eden Ergin, her aileye bir psikolog olması yönünde de bir mücadeleleri olduğunu ifade etti. Ergin şunları söyledi:

“Aile sağlığı merkezlerinde, okullarda ve tüm kurumlarda psikolog olmasını, ülkemizde de bu çağdaş uygulamaların olmasını istiyoruz. Psikoloji bölümleri uzun zamandır ‘psikolog’ unvanıyla sağlık lisansiyeri sayılan mezunlar vermekte. Ancak bir meslek yasamız olmadığı için psikoloji lisans mezunu olmadığı halde sosyal medyada kendisini psikologmuş gibi gösteren, iddia eden kişiler toplumun farkındalığı ve ilgisinin artmasıyla doğru orantılı olarak giderek arttı. Psikolog olmadığı, bilgi sahibi olmadığı halde bu iddialarda bulunarak sorunları çözdüğünü iddia eden kişiler mağduriyet yaratıyor. Bu kişilerin mağdur ettiği kişilere tekrar destek olmak zorunda kalıyoruz. Bu da sağlık sistemine tekrar bir yük oluşturmuş oluyor. Ülkemizin devlet ve toplum bazında da maddi manevi kayıpları söz konusu oluyor. Biz istiyoruz ki, gerçekten psikolog olan kişiler, meslek odasına bağlı olarak meslek yasasına tabii olsun. Nadir bir şekilde bir meslek grubu bir yasa ile denetlenmek istiyor. Çünkü psikologlar kendilerinden emin. Ne yaptığımızı, bilimsel ve etik temelimizi çok iyi biliyoruz.

Özgün Ergin

‘TOPLUMA ZARAR VERENLER ENGELLENECEK’

“Meslek odası ve yasası söz konusu olduğunda psikologlar denetlenebilir olacak. Psikolog olmayanların ise topluma zarar vermeleri engellenecek. Aynı zamanda bu çift taraflı bir fayda. Psikologlar kendi eğitimlerini, mesleklerini yapış biçimlerini standart, denetlenebilir ve kendilerinden emin noktaya çekerken; hizmet alanlar da bundan faydalanacak. Diplomanın yasal karşılığının olurken, neyi yapıp neyi yapamayacaklarına dair yasal bir mevzuat olacak. Bir psikolog olarak etik dışı, zarar veren bir eylemde bulunursam yasalara göre yargılanma durumum olacağı gibi gerekli hallerde meslekten men edilme durumum da dlsun. Şu anda böyle bir yaptırım yok. İstiyoruz ki, yasalar çerçevesinde etik dışı uygulamalarla insanların karşılarına çıkıp zarar veren kişilere meslekten men edilme noktasına kadar yaptırım uygulayıp denetleyebileceğimiz bir yapı olsun.”

‘SOSYAL MEDYADA ÖZLÜ SÖZ BİLİMİ’

Aydınlık’a konuşan bir psikolog, meslek kanununun olmamasının yalnızca psikologlara değil toplum sağlığına olan zararına da dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Topluma zararı nedir? Psikoloji bir bilim. Bunu ciddiye almayan ve psikolog olmayan insanlar yani bilinç altı temizleyicileri, yaşam koçları tarafından kullanılıyor. Psikoloji toplumumuzda zaten çok bilinen bir alan değil. ‘Deli doktoru’ yaftası hala varken gerçek psikologlarla görüşmeyen insanlar, ihtiyaç duyduklarında bu yardımı almaktan kaçınmaya başlıyor. Çünkü ne danışanların beklentileri olması gerektiği gibi ne de karşılaştıkları…

“Sosyal medyaya baktığınızda psikoloji ‘özlü söz bilimi’ ama laboratuvarda kurulmuş bir bilim alanı. İnsan ve hayvan davranışını gözlem ve deneyle inceler, kuramlar geliştirir. Kuramları geliştirerek patolojik belirtilerin çözümlerini farklı ekollere göre ele alır. Sadece klinik psikoloji dediğimiz alanın altında bile pek çok yaklaşım var. Hepsini tek bir şekilde ele almak mümkün değil. Ama bakıyorsunuz ‘Şunu şöyle yaparsanız olur.’ diyorlar. Bu işin tek bir doğrusu yok.

KLİNİK VAR ODA YOK

“Devlet hastanelerinde çalışan psikologların bir görüşme odası yok. Büyük hastanelerde acil psikososyal klinik destek merkezleri var. Bu insanların kendi çalıştıkları bir oda olsa bile görüşme yapabilecekleri bir oda olmuyor. Psikolojide etik çok önemlidir. Mecburen bu etik kurallar esnetilmek zorunda kalıyor. Oda olmadığı için hastane bahçesinde görüşme yapıyor. Bu imkan sağlanmadığı sürece kaç psikolog bununla uğraşır? Meslek yasası bu konuda da etkili olacaktır. Alakasız eğitimler almış 4 günlük sertifika programı almış insanların kendini uzman olarak tanımlamasına karşı çıkacak bir kanuna ihtiyacımız var. Oynadığımız şey insan sağlığı bir anlamda da toplumun ruh sağlığı. Bu kanun olmadığı sürece bununla baş etmenin bir anlamı yok. Bireysel yöntemlerle ilerlemenin bir anlamı yok.”

Sonraki Haber