Antik Anadolu’da bir ‘First Lady’

Hattuşili-Puduhepa döneminde Hititler ile Mısır arasında tarihin en önemli antlaşmalarından biri yapılıyor. İşte bu antlaşmaya ‘First Lady’miz Hattuşili ile beraber mühürünü vuruyor. Ne zaman? Bundan üç bin küsur sene önce. Bir kadın Anadolu’da ‘iktidara ortak’ oluyor

Geçen yazımızda Hititler ile Mısırlılar arasındaki bir hikâyeyi ele almıştık. Bu yazımızda da aynı rotada devam ediyoruz. Ancak bu seferki kahramanlarımız farklı karakterler olacak.

Tarih sayfalarını yavaş yavaş açıyoruz. Daha doğrusu kil tabletleri bulundukları yerden dikkatlice alıyor ve tabletlerin dilinden anlayan birilerine soruyoruz; “Bu sayfalarda kimden bahsediliyor.” diye. Ricamızı kırmayıp sorumuzu cevaplıyorlar. Ve böylece Anadolu’nun belki de ilk, Antik Çağ’ın önemli birkaç “First Lady”sinden biri, Puduhepa çıkıyor karşımıza. Tarih MÖ 1200’lü yıllar. Hitit Kralı Hattuşili’nin karısı, müthiş bir kadın karakter Puduhepa. Hani “Analar neler doğuruyor” dedirten cinsten.

Hattuşili’nin kraliyet sürecindeki yerini, önceki yazımızla bağlantı kurmak suretiyle kısaca belirtelim. Bu şekilde az da olsa yazılarımız tarihsel bir kronoloji dâhilinde devam ediyormuş gibi olsun. Hattuşili, önceki yazıda kısaca sözünü ettiğimiz, Hitit ulusunu imparatorluğa taşıyan Kral I. Şuppiluliuma’dan sonra gelen beşinci Hitit kralı. Bu adı taşıyan üç kral var Hitit tarihinde, burada adı geçen üçüncüsü, yani III. Hattuşili. Hitit ile Mısır arasındaki ünlü Kadeş Savaşı’nda kardeşi kral Muvatalli’nin yanında komutan olarak savaşmış. Bu kraldan sonra Hitit İmparatorluğu’nun tarihteki zamanı doluyor ve yavaş yavaş her imparatorluk gibi kaçınılmaz sona yaklaşıyor.

Puduhepa’nın mührü.

İŞTAR’IN TALİMATI

Hattuşili, Kadeş Savaşı’ndan dönerken Kizzuvatna ülkesindeki Lavazantiya kentine uğruyor. Gece rüyasında Tanrıça İştar’ı görüyor ve İştar ona “Talimatımdır; Puduhepa ile evleneceksin” diyor. Hattuşili durur mu, soluğu Puduhepa’nın babasının yanında alıyor ve kızını babasından istiyor. Babası İştar rahibi, Puduhepa ise İştar rahibesidir. Babası ne diyecek ki? Kızının başına talih kuşu konmuş. Ayrıca bir tarafta kralın kardeşi, öte yanda Tanrıça! “Prensim, müsaade ederseniz bir de kızımın fikrini soralım” diyememiş tabiî. Sormuş olsa Puduhepa da “Hayır” diyemezdi herhalde.

Böylece Hattuşili ve Puduhepa tarihin en önemli evliliklerinden birini yapmışlar. Nerede? Yine Anadolu’nun bağrında, üzerinde yaşadığımız bu güzel “vatan” topraklarında. Önceki yazımızda evliliğe giden yolda bir tören alayının nasıl olabileceğini gözümüzde canlandırmaya çalışmıştık. Bu kez tören alayını ve düğünü sizlerin hayal gücüne bırakıyorum değerli okuyucular. Muhteşem bir tören olduğu muhakkak. Anlatmaya kalksak, herhalde sayfalara sığmazdı.

“Vatan” toprakları demiştik. Adı geçen yerleri ve “Tanrıça İştar”’ı kısaca açıklayalım. Kizzuvatna, antik dönemde Kilikya olarak adlandırılan Çukurova bölgesinde yer alıyor. Hitit Krallığı’na bağlı bir krallıklardan biri. Lavazantiya kenti ise tam olarak yeri bilinmemekle beraber Kizzuvatna ülkesi içinde bulunduğu tahmin ediliyor.

Tanrıça İştar’a gelince, O aslında bir Mezopotamya tanrıçadır. Kültürler arası etkileşim sonucu bu inanç Anadolu’yu da etkilemiştir.

RAMSES’İ ‘FIRÇALAYAN’ KRALİÇE

Daha sonra Hattuşili bir anlamda darbeyle başa geçiyor ve kral oluyor. Kardeşinin ölümünden sonra tahta çıkan kardeşinin oğlunu yani yeğenini, belki de kendisine göre haklı nedenlerden dolayı tahttan indiriyor, ancak onu öldürmeyip sürgüne gönderiyor. Bu darbede Puduhepa’nın ne kadar payı var bilemeyiz, ancak “bu güçlü kadının bu işte mutlaka bir payı vardır” diye düşünmek hiç de yanlış olmaz. Hattuşili’nin kral olması demek, onun da kraliçe olması anlamına geliyordu çünkü.

Hattuşili-Puduhepa döneminde Hititler ile Mısır arasında tarihin en önemli antlaşmalarından biri yapılıyor. İşte bu antlaşmaya “First Lady” miz Hattuşili ile beraber mühürünü vuruyor. Ne zaman? Bundan üç bin küsur sene önce. Bir kadın Anadolu’da “iktidara ortak” oluyor. Öyle veya böyle, o çağda büyük bir olay bu.
Puduhepa’nın ülkeler arası ilişkilerde ne kadar etkili olduğu, Mısır Kralı II. Ramses’e yazdığı mektuplardan birinden de kolayca anlaşılabilir. Neredeyse II. Ramses’i -affedersiniz- fırçalıyor. İkili ilişkileri sağlamlaştırmak adına, Hattuşili ve Puduhepa kızlarından birini II. Ramses’e gelin olarak vermişler (Bir düşünsenize, yine ne konvoylar yola düzülmüş, ne görkemli törenler olmuştur kim bilir. “Duyduk duymadık” demeyin Anadolu’dan Mısır’a gelin gidiyor bu sefer). Anlaşılan Ramses biraz açgözlülük yapmış, kızlarıyla birlikte yüklü miktarda altın ya da mal istemiş olmalı bizim Anadolulu kral ve kraliçeden. Puduhepa bu, kalır mı altında, hemen saray yazmanını yanına çağırmış ve tarihi mektubunu tabletlere yazdırmış:

“Kardeşimin hiçbir şeyi yok mu ki? Ancak Güneşin Oğlu ya da Fırtına Tanrısı’nın hiçbir şeyi kalmazsa ya da denizin hiçbir şeyi kalmazsa senin de bir şeyin kalmaz! Sen, kardeşim, benim sırtımdan zenginliğini arttırmak mı istiyorsun? Bu tutum ne itibarına, ne de asaletine yakışır! (*)

Bu kadarla kalmıyor tabii ki tarihin ilk “First Lady” sinin devlet işlerindeki etkinliği. Puduhepa’nın gücünü ve liderlik yeteneğini düşündüğümüzde, belki de Hattuşili onu istemeye gittiğinde ondaki bu cevheri fark etmiş ve şöyle düşünmüş olabilir, ne dersiniz?

“İşte buu! Tam da kraliçe olacak kadın!”

(*) Alıntı ve Kaynak: Hititler Bir dünya İmparatorluğu- Birgit Brandau, Hartmut Schickert, Arkadaş Yayınevi- Ankara 2018/5.Baskı

Sonraki Haber