Putin: Rusya'yı yenmek imkansız

Putin, Batı’nın artık stratejik anlamda Rusya’yı yenemeyeceğinin farkına vardığını söyledi. Ukrayna’daki savaşı tarihsel bir süreç olarak ele alan Rus lider, bu işin sonucunda artık karşı tarafın masaya oturmak zorunda kalacağını vurguladı

Dünyanın gözlerini diktiği röportaj önceki gün gece yayınlandı. ABD’li gazeteci Tucker Carlson’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı röportajı yüz milyonlarca insan takip etti. Savaşın yeni başlamadığını ve çok eskiye dayandığını belirten Putin, Rusya’nın anlaşmalara uyduğunu fakat kolektif Batı’nın sürekli olarak bunları çiğnediğini söyledi.

‘NATO BİZİ KANDIRDI’

Putin, NATO’nun 1991’den sonra doğuya genişlemesiyle ilgili verilen sözlerin tutulmadığını bir kez daha dile getirdi. Bu söz verildikten sonra 5 defa NATO’nun doğuya genişlediğini belirten Putin, “Bizi kandırdınız.” dedi. Buna göz yumduklarını vurgulayan Rus lider, “Onları ikna etmeye çalışıyorduk. Diyorduk ki, lütfen yapmayın. Artık biz de sizin kadar burjuvayız. Biz bir piyasa ekonomisiyiz ve Komünist Parti iktidarı yok. Müzakere edelim. Üstelik bunu daha önce kamuoyu önünde de söyledim.” şeklinde konuştu.

‘ER YA DA GEÇ BİR ANLAŞMA OLACAK’

Rus lider müzakerelerle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Putin, Batı için, “Kimse bunu yapmaya istekli değil ya da daha doğru bir ifadeyle: İstekliler ama nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. İstediklerini biliyorum. Bunu sadece ben görmüyorum, istediklerini biliyorum ama nasıl yapacaklarını anlamakta zorlanıyorlar.” ifadelerini kullandı. Şu anki durumu bu noktaya getirenlerin Batı olduğunu vurgulayan Putin, “Bunu yapan biz değiliz. Bunu yapan ortaklarımız, muhaliflerimiz. Şimdi durumu nasıl tersine çevireceklerini düşünsünler. Biz buna karşı değiliz… Ukrayna’daki bu bitmek bilmeyen seferberlik, histeri, iç sorunlar, er ya da geç bir anlaşmayla sonuçlanacaktır. Biliyorsunuz, mevcut durum göz önüne alındığında bu muhtemelen kulağa tuhaf geliyor. Fakat iki halk arasındaki ilişkiler her halükârda yeniden inşa edilecektir. Çok zaman alacak ama iyileşecekler.”

‘YAŞANANLAR BİR İÇ SAVAŞ UNSURU’

Putin Ukrayna’da yaşanan savaşla ilgili ilginç bir tespite yer verdi. Sıra dışı örnek olarak şu değerlendirmede bulundu: Savaş alanında Ukraynalı askerler kuşatılıyor. Bu Askerlerimiz onlara bağırıyor: ‘Hiç şansınız yok. Teslim olun. Dışarı çıkın ve hayatta kalın.’ Ukraynalı askerler oradan mükemmel bir Rusçayla yanıt veriyor: ‘Ruslar teslim olmaz’ Ve hepsi yok oldu. Kendilerini hala Rus olarak tanımlıyorlar. Yaşananlar bir dereceye kadar iç savaşın bir unsuru. Batı’daki herkes Rus halkının sonsuza kadar düşmanlıklarla bölündüğünü ve şimdi yeniden birleşeceklerini düşünüyor. Birlik hala orada.”

EN ÇOK PARALI ASKER POLONYA’DAN GELİYOR

Paralı askerlerle ilgili de açıklama yapan Putin, Polonya, ABD ve Gürcistan’dan çok sayıda paralı askerin Rusya’ya karşı savaştırıldığını belirtti. En çok askerin sırasıyla bu üç ülkeden geldiğini vurgulayan Rus lider, “Eğer birileri düzenli birlikler gönderme arzusuna sahipse, bu kesinlikle insanlığı çok ciddi bir küresel çatışmanın eşiğine getirecektir. Bu çok açık. ABD’nin buna ihtiyacı var mı? Ne için? Ulusal topraklarınızdan binlerce kilometre uzakta. Yapacak daha iyi bir işiniz yok mu? Sınırda sorunlarınız var. Göçmenlikle ilgili, devlet borcuyla ilgili sorunlarınız var. 33 trilyon dolardan fazla.” şeklinde konuştu.

ALMAN LİDERLİĞİ BATI TARAFINDAN YÖNLENDİRİLİYOR

Putin Kuzey Akım’a yönelik sabotajın ABD tarafından yapıldığını belirtti. Carlson’un Almanların açıkça bu eylemi NATO müttefiklerinin yaptığını bilmesine rağmen neden bu şekilde hareket ettiklerini sordu. Rus lider “Bugünkü Alman liderliği kendi ulusal çıkarlarından ziyade kolektif Batı’nın çıkarları tarafından yönlendiriliyor. Aksi takdirde eylemlerinin ya da eylemsizliklerinin mantığını açıklamak zor.” yanıtını verdi. Meselenin sadece Kuzey Akım 1’in havaya uçması ve Kuzey Akım 2’nin hasar görmesi olmadığını vurgulayan Putin, “Bir boru sağlam ve Avrupa’ya gaz tedarik edilebilir. Fakat Almanya bunu açmıyor. Biz hazırız. Polonya üzerinden geçen Yamal Avrupa adında başka bir güzergâh daha var, bu da büyük akışa izin veriyor. Polonya orayı kapattı ama Polonya Almanya’nın eline bakıyor. Pan-Avrupa fonlarından para alıyor ve Almanya bu pan-Avrupa fonlarının ana bağışçısı. Almanya Polonya’yı belli ölçüde besliyor ve onlar da Almanya’ya giden yolu kapatıyorlar. Neden?” değerlendirmesinde bulundu.

‘UKRAYNA’YA SİLAH VE PARA VERMELERİNİ ANLAMIYORUM’

Putin Almanya’nın ABD’den sonra Ukrayna’ya en fazla maddi yardımda bulunan ülke olduğunu vurguladı. “Almanların Ukrayna’ya silah tedarik etmesini ve para vermesini anlamıyorum.” diyen Rus lider, “Rusya’dan ucuz gaz almayı reddediyorlar, Avrupa’dan sıılaştırılmış gazı fahiş fiyatlarla alıyorlar, kimse de bunu sormuyor.” İfadelerini kullandı. Putin, ucuz Rus gazını reddettiklerini belirten Alman yönetimine “Bunlar son derece beceriksiz insanlar” ifadelerini kullandı.

‘ABD’NİN MÜTTEFİKLERİ  BİLE DOLARI BIRAKIYOR’

Putin, dolar kullanımının azalması ve BRICS’ten de bahsetti. Rusya Devlet Başkanı, Çin’in potansiyelinin muazzam olduğunu belirtti. Batı’nın güçlü bir Rusya’dan korktuğundan daha fazla güçlü bir Çin’den korktuğunu vurgulayan Rus lider, “Zira Rusya 150 milyonluk bir nüfusa sahipken Çin 1,5 milyarlık bir nüfusa sahip. Ve ekonomisi her yıl yüzde 5 gibi büyük bir hızla büyüyor. Eskiden daha da fazlaydı ama bu Çin için yeterli. Bismarck’ın bir zamanlar söylediği gibi, potansiyeller en önemlileridir. Çin’in potansiyeli muazzam. Alım gücü paritesi ve ekonominin büyüklüğü açısından bugün dünyanın en büyük ekonomisi. ABD’yi çok uzun bir süre önce geride bıraktı ve hızlı bir şekilde büyüyor.” ifadelerini kullandı. “ABD’nin müttefikleri bile artık dolar rezervlerini azaltıyor.” diyen Rus lider, “2022 yılına kadar Rusya’nın dış ticaret işlemlerinin yaklaşık yüzde 80’i Amerikan doları ve avro cinsinden yapılıyordu. Üçüncü ülkelerle olan işlemlerimizin yaklaşık yüzde 50’sini Amerikan doları oluşturuyordu. Şu anda bu oran yüzde 13’e düştü.” dedi. BRICS ülkeleri genel olarak çok hızlı bir şekilde geliştiğini de aktaran Putin, “Yanılmıyorsam 1992 yılında G7 ülkelerinin dünya ekonomisindeki payı yüzde 47 iken, 2022 yılında bu oran sanırım yüzde 30’un biraz üzerindeydi. BRICS ülkeleri 1992’de sadece yüzde 16’lık bir paya sahipken, şimdi bu oran G7’den daha fazla.” verisini sundu.

Sonraki Haber