Rantçıları görmedi faturayı işçiye kesti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'piyasa gerçekleri ile uyumsuz fahiş fiyat artışlarına' işaret ederken, Bakan Şimşek ise yüksek ücret artışlarının yüksek enflasyon kısır göngüsüne yol açtığını savundu

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, A Haber'de katıldığı programda, “Enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneye indireceksek gelirler politikasının o hedeflere de uyumlu olması lazım.” mesajı verdi. Bir süre sonra artık enflasyonla uyumlu artış bir düzenine geçilmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, “Yoksa öbür türlü bir sarmala giriyorsunuz. Yüksek ücret artışları, yüksek enflasyon ve burada kazanan yok. Belirsizlik artıyor. İş yapmak zorlaşıyor. Bu kısır döngüyü kırmamız lazım. Ama bu kısır döngüyü sadece ücret politikası üzerinden değil. Para politikasını rasyonelleştirerek yapacağız maliye politikasında harcamaları kontrol ederek yapcağız. Kamuda tasrarufla yapacağız biz bunu.” ifadelerini kullandı.

NE ZAMAN UYGULANACAK?

OVP'de yüzde 65, IMF raporunda yüzde 69, anketlerde ise yüzde 70'lere varması beklenen 2023 enflasyonu ve OVP'de yüzde 33, IMF raporunda yüzde 46 ve piyasa anketlerinde de yüzde 40'ı aşan 2024 enflasyonu dikkate alındığında Bakan Şimşek'in bu sene mi yoksa önümüzdeki yıl mı veya 2024'ten sonra mı ücret politikasının hedeflerle uyumlu olarak uygulanacağı konusunda ise bir detay vermedi. Emekli maaşlarına yapılmayan zam ve yıl başı zammına son birkaç ay kala verilen ek 5 bin TL'lik destek dikkate alındığında bir kesim için ücretlerin hedefler doğrultusunda belirlenme politikasının uygulanmaya başladığı söylenebilir. Bunun yanında yılbaşında kamu çalışanları ve memurlara yapılacak zam da ücretler politikasının hedeflerle uyumlu uygulanıp uygulanmayacağını gösterecek. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına baktığımızda yılın ilk sekiz ayında personel giderleri geçen yıla kıyasla yüzde 117.7 oranında artmış görünüyor. İlk sekiz ayda ödenen personel gideri 826.5 milyar lira. Resmi enflasyon gerçekleşmeleri dikkate alındığında kamu personelinin enflasyona ezdirilmediğini görülüyor.

YÜKÜ EMEKÇİYE YIKACAKLAR!

Buna karşın Bakan Şimşek'in enflasyonist etkiden ücret artışlarını sorumlu tutmasına iktisatçılardan eleştiri geldi. Dr. Baki Demirel, X hesabından yaptığı yorumda, “Sayın Bakan enflasyonun yükünü emekçilere yıkmakta ısrarlı. Oysa burada cok defa yazdık satıcı enflasyonunu. Tüm dünya konuşuyor ama Sayın Bakan tek laf etmiyor bu konuda. Maliye politikasını, IMF borç yönetimi çerçevesinde tasarlıyor ve buradan bakıyor. Bu sermayeden yana bir duruştur. Dezenflasyon ancak bölüşüm temelli maliye politikası araçları ile mümkün olabilir, örtük IMF programı uygulayarak değil.” dedi. Ekonomist Arda Tunca da Politikyol adlı sitede kaleme aldığı “Ücret artışları enflasyonu artırmıyor” başlıklı yazısında şunları kaydetti:

“İSO 500 için verileri son beş yıla uzattığımızda, birikimli olarak firma kârlarının yüzde 664, maaş ödemelerinin ise yüzde 241 oranında arttığı dikkat çekiyor. Yani, 2022 içinde görülen kâr artışları oranı karşısında ücretlerin çok daha az olan artış oranı beş yıllık bir perspektifte de dikkat çekiyor... Yukarıdaki veriler ışığında, Türkiye’de ücret artışlarının enflasyona sebep olduğunu söylemek mi doğru yoksa firma kârlarındaki artışı mı enflasyon ile ilişkilendirmek daha doğru? Rosenberg Research & Associates adlı araştırma firmasının yaptığı çalışmaya göre, ABD’de ücret-enflasyon spirali olarak adlandırılan bir durum söz konusu değil. Yani, ücret artışlarının enflasyon ürettiği gibi bir sonuç hiçbir şekilde ortaya çıkmıyor. University of Chicago Booth School of Business’dan Guido Lorenzoni ve Massachusetts Institute of Technology’den Iván Werning tarafından yapılan bir başka çalışmada enflasyonun ve firma kârlarının arttığı ve ücret artışlarının bu süreci daha sonra takip ettiği anlatılıyor. Artan ücretlerin 'enflasyona endekslenerek' arttığına dikkat çekiliyor.”

PİYASA GERÇEKLERİ İLE UYUMSUZ

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan mayıs seçimlerinin ardından yaptığı farklı açıklamalarda, ücret artışlarının değil piyasa gerçekleri ile uyumsuz fiyatlama davranışlarının yaşandığına işaret etmişti.

Erdoğan, “Son birkaç yıldır adeta bir histeri hâlinde süren fiyatlama davranışlarının sonuna gelindiğine inanıyoruz. Ülkemizi kronik baş ağrısı olan faiz, kur, enflasyon üçgenine sıkıştırma gayretlerini bir kez daha boşa çıkarmakta kararlıyız.", “Özellikle bazı ürünlerde tamamen açgözlülükten kaynaklanan fahiş fiyat balonu söndükçe milletimiz daha çok rahatlayacaktır.” ve “Piyasa gerçekleriyle hiçbir bağı bulunmayan fahiş fiyatların oluştuğu diğer sektörlerde de önlemlerin etkilerini yakında göreceğiz.” mesajları vermişti.

Sonraki Haber