'Rapor kamunun önemini gösterdi'

Bartın'daki maden faciasının ana nedeni havalandırma sisteminin yetersiz olması. MMO 2. Başkanı Veyis Sır, “Madenlerde kamu ağırlıklı sistem uygulanmalı.” dedi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)'ya ait Amasra Messesinde 14 Ekim'de meydana gelen maden faciasına ilişkin bilirkişi ön raporu tamamlandı. 41 madencinin şehit olduğu faciadaki ihmalleri gözler önüne seren raporu Maden Mühendisleri Odası 2. Başkanı Veyis Sır, Aydınlık'a değerlendirdi. Sır, "Rapor, yetersiz, etkin olmayan denetimin bir kanıtı." dedi.

Raporda havalandırmada bir problem olduğunun, metanla mücadele edilemediğinin görüldüğünü ifade eden Sır, sensörlerde defalarca metan gazı oranın yüzde 2'nin üstüne çıkmasına rağmen ocağın hiçbir şekilde tahliye edilmediğinin altını çizdi. Kanuna göre, yüzde 1,5 oranında elektiriklerin tamamen kesildiğini yüzde 2 oranında ise ocağın tahliye edildiğini hatırlatan Sır, şöyle konuştu:

"TTK'daki teknik elemanlar, bu noktada sahayı zaman zaman tahliye etmesi gerekirken işin gerekliliği yerine getirilmemiş. Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanlığı müfettişleri denetimlerin ardından herhangi bir öneride bulunmamışlar. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) uzmanları ise herhangi bir öneride bulunmadığı gibi sahanın madencilik faaliyetleri açısından uygun olduğunu söylemiş. Metan oranının ocakta yükselmiş olmasına, grizu tehlikesi olmasına rağmen MAPEG de herhangi bir öneride bulunmamış."

Sır, hava hızının da yetersiz olduğunu belirterek "Eylül ayının 20'sinden sonra, hava hızını 520'den 320 metreküp/dakikaya düşürüyorlar. Bu şekilde de çalışma devam ediyor. Patlamanın olduğu günde de 320 metreküp/dakika. Bu hava hızının düşük olması da metanın alanda patlama oluşmasını artıran bir neden." dedi.

'KAMUCU BAKIŞ AÇISIYLA PLANLANMALI'

Veyis Sır

Sır, metansızlaştırma faaliyeterinin önemine dikkat çekerek şunları kaydetti: "Biz metanı yüzde 1,5'un altında tutmak ve olabildiğince yok etmek zorundayız.O nedenle metan oranının yüksek olduğu tespit edilen sahalarda metansızlaştırılma yapılmalı. Yapılmazsa patlama oluyor. Sensör verilerinden de takip edeceğimiz üzere metan oranının yüzde 5'lere kadar ulaştığını görüyoruz. Ama demek ki ısı kaynağı, oksijen gibi diğer bileşenler bir araya gelmemiş ve patlama olmamış daha önce. Bir mucize. Ama bu oranlara ulaşmasına rağmen sahada hiçbir zaman işçiler tahliye edilmemiş. Yüzde 2'de çalıştırılmış, yüzde 5'te de çalıştırılmış. Metansızlaştırılma çalışmasının yapılmaması kazanın ana nedeni. Ama bunların dışında bir bütün olarak havzanın kamucu bir bakış açısıyla planlanması gerekir. Bu sorunları ancak kamunun üretimde aktif rol aldığı bir sistem içinde, sadece kar amacı gütmeden, madencilik bilim ve tekniğinin gereklerini yaparak çözebiliriz. Yoksa bu böyle devam edecektir."

'KURUM KÖŞEYE SIKIŞMIŞ'

"Burada yapılması gereken havza madenciliği, havzanın tamamının bir bütün şeklinde planlanması. Havzanın yüzde 90'ından fazlasında özel bir firma tarafından faaliyet yürütülüyor. Aslında kamu kurumu orada köşeye sıkışmış vaziyette ve gerekli yatırımlar da yapılmamış, ihmaller var. Bu, kamu kurumlarının işletmedeki ağırlığının politik olarak da benimsenmediğini gösteriyor. Denetimlerin yetersiz olduğu da görülüyor. Bilirkişi ön raporunda da denetimlerinin etkin olmadığının, gerekli uyarıların yapılmadığının altı çizilmiş zaten.

'O MÜFETTİŞ OLSAM ÜRETİMİ DURDURURDUM'

"TTK'da liyakat da çok önemli. Kamu kurumlarında liyakate dayalı atamalar olmalı. Metan yüzde 5'e gelmiş, hiçbir zaman ocak tahliye edilmemiş, liyakatli personelin ocağı tahliye etmesi gerekir. Sistemde topyekün radikal değişiklikler gerekiyor. Madencilik biliminin gerektirdiği disiplin içinde bunları yapmak lazım yoksa kazalara davetiye çıkarıyoruz ki bu havalandırma sistemiyle o panoda üretim yapılması tamamen yanlış. Ben o müfettiş olsam, direkt o sahada üretimi durdururdum. Gerek denetimi yapan gerek üretimi yapan kamu kurumlarının iyi bir iş birliği içinde olması lazım. Kamu kurumlarının koordinasyonu da çok önemli. Burada TTK, ÇSGB ve MAPEG arasında bunun olmadığı görülüyor."

RAPORDAN ÖNE ÇIKANLAR

Faciaya ilişkin bilirkişi ön raporuna göre, ATİM (Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi)'de maden havalandırmasının iyileştirilmesine dair hayata geçmeyen yatırım ve iyileştirme projeleri, kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynadı. Raporda "Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur. Ocak içinde yeterli miktarda ve hızda hava dolaşımı sağlanamamış, bu nedenle yanıcı, patlayıcı gazları ve tozları insanların çalıştığı ve bulundukları yerlerde seyreltme ve hızla ortamdan uzaklaştırma görevi yerine getirilememiştir.. Teknik olarak metan gazının alt patlama limiti olan yüzde 5'i geçtiği durumlar da yaşanmıştır ancak tertip defterler incelendiğinde ikaz ve alarm seviyelerinde maden ocağının kısmen dahi olsa boşaltılması yönünde bir önlem alındığı ve üretim miktarlarında bir azalma olduğu görülmemiştir. Havalandırma sistemi yeterli ve etkili olsaydı olayın meydana gelmesi önlenirdi." ifadeleri yer aldı.

Öte yandan, "Metan Drenajı" başlığında da "TTK'ye bağlı ocaklarda metan drenajı uygulaması yapılmamaktadır. Bu durum yaşanan kazanın, yetersiz ve etkisiz havalandırma ile birlikte temel nedenlerinden biridir. Metan drenajı uygulaması hayata geçirilmiş olsaydı meydana gelen kaza olayı önlenebilirdi." ifadelerine yer verildi.

Raporun "Denetleme" başlığında ise "Denetleme mekanizmasının gereken etkinliği sağlayamadığı görülmekte olup, kazanın meydana gelmesinde etkisi vardır." denildi.

EKSİKLER

Havzanın bütünü için bir değerlendirme yapılmamış olmasını da bir eksik olarak değerlendiren Sır, "Kömür madenciliği bir bütündür." dedi.

Sonraki Haber