Rönesans Rezidans’ta 80 kişi bulunamadı
Yüzlerce kişiye mezar olan ve 80 kişinin kayıp olduğu Hatay’daki Rönesans Rezidans’ta kayıp olan Zeyna Aslan ve Mehmet Oktay’ın aileleri her yerde çocuklarını arıyor. Aydınlık’a konuşan Mehmet Oktay’ın ağabeyi Ali Oktay kardeşinin bulunması için yetkililerden yardım istedi
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde can kayıplarıyla en çok konuşulan yapı Antakya’daki Rönesans Rezidans oldu. Cennetten bir köşe olarak reklamı yapılan rezidansta 250 adet konut bulunuyordu. O konutlar yüzlerce vatandaşımıza mezar oldu. Enkaz kaldırma çalışmalarının sona erdiği rezidansta kayıtlara göre 80 vatandaşımız kayıp. O kayıp kişilerden ikisi ise depremden 5 gün önce Hatay gelen ve aşçı olarak bir otelde işe başlayan 25 yaşındaki Zeyna Aslan ve bir araç muayene istasyonunda amir yardımcısı olarak çalışan 25 yaşındaki Mehmet Oktay… Depremin olduğu 6 Şubat tarihinden bu yana Mehmet ve Zeyna’dan hiçbir haber alınamadı. Mehmet’in ağabeyi Ali Oktay Aydınlık’a kardeşini tüm kurumlara müracaat etmesine ve DNA örneği vermesine rağmen bulamadığını anlattı. Yetkililerden kardeşinin bulunması için yardım istedi.
‘SAĞLIKLI BİR LİSTE TUTAMADILAR’
Ali Oktay, yaşadığı süreci ve kardeşini arama çalışmasını şu ifadelerle anlattı: “Depremin olduğu gece yarım saat içerisinde kardeşimin konakladığı yere gittim. Binanın tamamen çökmüş olduğunu gördüm. O süreç içerisinde de sürekli enkaz başında kaldım. Sadece ailemi kontrol etmek için arada bir ayrıldım.
İlk iki-üç gün içerisinde çıkarılanlar oldu. Çıkarılanların listesini de AKUT tutuyordu. Sağlıklı bir liste tutamadılar çünkü enkazdan çıkartılanların 60 kişilik liste içerisinde sadece sağ çıkartılanları yazdılar, yaralı çıkartılanları yazmadılar. Listede de hiçbir şekilde kardeşimin ismini göremedim. Sonraki süreçte de iki buçuk hafta sonra enkaz kaldırma çalışmaları oldu.
‘DNA VE PARMAK İZİ VERDİK’
Enkaz kaldırma çalışmasının tümünü takip ettik. Çıkarılan herkesi takip ettik. Cenazeler dahil. Cenazelerin hepsini teşhis ettik ama kardeşime ulaşamadık.
Sonrasında Antakya da bir kimsesizler mezarlığı bulduk. Teşhis için oraya gittik. Orada kimsesiz olan cenazelerin fotoğraflarını çekiyor, parmak hislerini ve DNA'larını alıyorlardı. Biz de DNA ve parmak izimizi bıraktık ama bir sonuç çıkmadı.
KİMLİKSİZ DEPREMZEDE ÇOK
Tüm cenazelerin de fotoğrafına baktık. Ondan da bir sonuç alamadık. Tabii bazı cenazeler tanınmaz haldeydi bu nedenle DNA sonucunun çıkmasını bekledik. Herhangi bir eşleşme şu ana kadar olmadı. Geçenlerde bizle birlikte süreci takip eden farklı bir ailenin enkazdan çıkarılan yakınları yaralı olarak götürülmüştü. O depremzedelerden bazıları vefat etti. Hemen DNA sonuçlarını almışlar. Eşleşince bulundular.
Biz de herhangi bir hastanede olabileceğini düşünüyoruz. Çünkü hiçbir şekilde kardeşimi bulamadık. Şu an hastane hastane dolaşıyoruz. İl Sağlık Müdürlüklerini de kontrol ediyoruz. Çok fazla kimliksiz depremzede var. Hastanelerde içlerinden bir tanesi olabilir diye sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.”
YURT DIŞINDAKİ ORTAĞA KIRMIZI BÜLTEN
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı Deprem Suçları Soruşturma Bürosu, Hatay'da depremlerde yıkılan Rönesans Rezidans'ın yurt dışında olduğu belirlenen ortağı Hüseyin Yalçın Coşkun için iade talepnamesi ve kırmızı bülten çıkarılması talebini Adalet Bakanlığına iletti. Hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen Hüseyin Yalçın Coşkun için Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı Deprem Suçları Soruşturma Bürosu tarafından iade talepnamesi ve kırmızı bülten talebi hazırlandı. Talep, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne iletildi. Savcılığın Deprem Suçları Soruşturma Bürosunun talep yazısında, Hüseyin Yalçın Coşkun'un yıkılan rezidansın statik proje sorumlusu, şantiye şefi ve şirket ortağı olduğu, binanın yıkılmasından da sorumlu tutulduğu belirtildi.
Rönesans Rezidans'ın tutuklanan müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun, "Rönesans Rezidans'ın neden yıkıldığını ben de bilmiyorum. Her ne kadar Karadağ'a gidişim önceden planlanmış olsa da uçak biletini 8 Şubat günü aldım. Rönesans Rezidans isimli yapının depremden etkilenip yıkılmasıyla benim Karadağ ülkesine gidişim arasında herhangi bir ilişki yoktur." şeklinde ifade vermişti.