Rusya'nın Deniz Doktrini'nde Doğu Akdeniz vurgusu: Türkiye için kuşatmayı yarma fırsatı

Rusya'da önceki gün onaylanan yeni Deniz Doktrini'nde, Doğu Akdeniz ilk kez 'ülkenin ekonomik kalkınmasını, halkın refahını ve ulusal güvenliğini önemli ölçüde etkileyen bölgeler' içinde yer aldı. Rusya'nın Doğu Akdeniz'e artan ilgisi, Türkiye ve KKTC için önemli fırsatlar yaratıyor.

Rusya, denizlerdeki ilgi ve menfaatlerini 55 sayfalık yeni bir Deniz Doktrini ile dünyaya duyurdu. Rusya Deniz Kuvveleri Günü'nde St. Petersburg Devlet Tarih Müzesi'nde düzenlenen törende, iki yeni belge onaylandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından imzalanan yeni Deniz Doktrini ve Donanma Tüzüğü, Rus Donanması'nın hedeflerini, çıkar alanlarını ve iç tüzüğünü yeniden belirledi.

Putin, burada yaptığı konuşmada, Rusya'nın ulusal çıkarlarının sınırlarını açıkça belirlediklerini söyleyerek; “Bu bölgelerin korumasını tüm imkanlarımızla sağlayacağız.” dedi. Son yıllarda Rus Donanması'nın yeteneklerini sürekli geliştirdiğine vurgu yapan Putin, “Filomuz, egemenliğimize ve özgürlüğümüze el uzatmaya karar veren herkese yıldırım hızıyla yanıt verebilecek güçtedir.” ifadelerini kullandı.

ASIL TEHLİKE ABD VE MÜTTEFİKLERİ

Rusya'nın 2015 yılında ilan ettiği Deniz Doktrini'nde öncelikli dış tehdit NATO'nun Rusya hattına ilerlemesiyken; yeni belgede asıl tehlike “ABD ve müttefikleri” olarak kaydedildi. Yunanistan da Rusya'ya dost olmayan ülkeler içerisinde yer aldı. Belgede; “ABD ve müttefiklerinin Rusya'nın Dünya Okyanusu'ndaki hak ve çıkarlarını sınırlama arzusu ve bu yöndeki toprak iddiaları”, tehdit olarak tanımlandı. Ayrıca, “Birkaç devletin kendi jeopolitik hedeflerine ulaşmak amacıyla uluslararası seyrüsefer için kullanılan deniz alanları ve boğazların mevcut yasal rejimlerini değiştirme girişimleri” de tehditler listesine alındı.

Doktrinde Rusya'nın ulusal güvenlik hattı olarak Kuril ve Baltık boğazlarından Karadeniz'e, Akdeniz'in doğusundan Asya ve Afrika kıyılarına uzanan geniş bir deniz taşımacılığı hattı çizildi. Kuzey Kutbu, Asya-Pasifik, Hazar ve Hint Okyanusu’nda da müttefiklerle deniz işbirliğinin artırılacağı belirtildi. Belgenin 15. maddesinde şu ifadeler yer aldı:

“Rusya Federasyonu'nun Dünya Okyanuslarındaki ulusal çıkarlarının sağlanması hususunda önemli rolleri olan bölgeler, ekonomik kalkınmayı, nüfusun maddi refahını ve Rusya Federasyonu'nun ulusal güvenlik durumunu ve devletin stratejik ve bölgesel güvenliğinin korunmasını büyük ölçüde etkilemektedir. İşte bu bölgeler şunlardır:

1) Azak ve Karadeniz de dahil olmak üzere Rusya Federasyonu kıyılarına bitişik okyanusların ve denizlerin su alanları;

2) Akdeniz'in doğu kısmı;

3) Karadeniz, Baltık ve Kuril Boğazları;

4) Asya ve Afrika kıyıları boyunca uzananlar da dahil olmak üzere dünya deniz taşımacılığının geçtiği alanlar.”

KKTC İÇİN ÖNEMLİ FIRSAT

Rusların özellikle 2015 yılından sonra Tartus Limanı'nı genişletme ve 5. Filo'yu yeniden teşkil etme yönünde aldığı kararlar, Doğu Akdeniz'in de ilgi alanları içine eklenmesinde etkili oldu. Bu durumun Türkiye ve KKTC'ye olan etkisini sorduğumuz Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye ve Rusya'nın Doğu Akdeniz'de politikalarının örtüştürülmesine ihtiyaç var. Özellikle Rusya'nın Kuzey Kıbrıs'ı daha fazla kullanması ve oradan doğacak sempatiyle Güney Kıbrıs'ta bloke edilmiş olan hava sahası ve liman imkanları ile Rus bankalarının da Kuzey'e kaydırılması söz konusu olabilir... Zaten Rusya Yunanistan'ı dost olmayan ülkeler listesine aldığını açıkladı. Uygun iklim bir şekilde bulunuyor. Bu, KKTC'nin tanınmasından bir önceki aşama. Daha sonra KKTC'nin tanınması için de birtakım egzersizler yapılabilir. Yani Kırım'ın Sivastopol'un bağımsızlığının tanınması, Donetsk ve Lugansk'ın bağımsızlığının tanınması, Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığının tanınması gibi egzersizler... Ama henüz o aşamada değiliz.

“Şu an KKTC'nin kontrolündeki Ercan Havalimanı Ruslar tarafından kullanılabilir durumda. Bunu teşvik etmek gerekiyor. Ruslar KKTC limanlarını da kullanabilirler, bunu da teşvik etmek gerekiyor. Bankacılık sisteminde kolaylıklar gösterilebilir. Böylece Rum Yönetimi'ndeki bankacılık sistemi Kuzey'e kayabilir. Rusların Kuzey'den gayrimenkul satın alması kolaylaştırılabilir. Güney'de baya büyük yatırım yapmış durumdalar. Ukrayna savaşı nedeniyle uygulanan yaptırımlar, Rusya ile Yunanistan ve Rum Yönetimi'nin arasını açıyor. Biz bu durumdan istifade edebiliriz.”

RUS DENİZ DOKTİRİ'NDE BİLİNMESİ GEREKENLER

1. Rusya'nın ulusal çıkarları nereye uzanıyor?

Doktrin, Rusya'nın ulusal çıkarlarının “büyük bir deniz gücü olarak tüm dünya okyanuslarına ve Hazar Denizi'ne” uzandığını belirtiyor. Moskova, diğer ulusların çıkarlarını da göz önünde bulundurarak, “evrensel olarak kabul edilmiş uluslararası hukuk ilkeleri ve normlarına” dayalı çıkarlarını savunacağını ilan ediyor.

2. Rusya için ana tehdit nedir?

Belge, büyük ölçüde ABD ve müttefiklerinin faaliyetleriyle ilgili olarak Rusya'nın denizcilik alanında karşı karşıya olduğu çok sayıda "zorluk ve tehdidin " ana hatlarını çiziyor. Doktrin, tehditler arasında “ABD'nin dünya okyanuslarına hakim olma stratejik rotasını” ve “NATO askeri altyapısının ülke sınırlarına tecavüzünü” tanımlıyor.

3. Peki ya denizaşırı üsler?

Belge, Rus Donanması'nın operasyonel menzilini genişletmek için çok önemli olan denizaşırı üsler ve ikmal noktalarının eksikliğini kabul ediyor. Ancak doktrin, Kızıldeniz'de böyle bir tesisin kurulmasını öngörüyor.

4. Rusya yeni uçak gemisi inşa edecek mi?

Doktrin, Rusya'nın doğusunda yeni bir tersane inşa etme planlarını içeriyor. Bu tersanenin "Kuzey Kutbu'nun gelişimine" uygun gemilerin yanı sıra "donanma için modern uçak gemileri" de dahil "büyük kapasiteli gemiler" inşa etmek için kullanılacağı belirtiliyor.

5. Kuzey Kutbu'na odaklanılacak mı?

Doktrin, Kuzey Kutbu bölgesine özel bir yer ayırıyor. Belge, ülkenin bölgede askeri yeteneklerini geliştirmeyi, açık denizlerdeki doğal kaynaklardan yararlanmayı ve Kuzey Denizi Rotası'nı güvenli, yıl boyunca açık ve küresel olarak rekabetçi bir Rus ulusal nakliye rotası haline getirmeyi öngörüyor.

Sonraki Haber