Rusya'dan BM'de Yemen krizi çağrısı: Çözüm Kızıldeniz'de değil, Gazze'de

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Yemen'in saldırılarını durdurmasını talep ederken, kararın ABD saldırganlığına meşruiyet kazandırabileceği yorumları yapılıyor. Ensarullah hareketi kararın ardından meydan okumayı sürdürüyor, Batı ittifakı ise savaş tamtamları çalıyor

Ensarullah hareketinin düzenlediği, Pentagonun bugüne kadarki “en karmaşık”, İngiltere Savunma Bakanlığının ise “en büyük” olarak nitelediği çarşamba günkü Kızıldeniz saldırısının ardından toplanan BMGK, ABD ve Japonya'nın talebini onayladı. Buna göre BMGK, Yemen'in “Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarına derhal son vermesini” talep etti ve “gerilimin tırmanmaması” konusunda uyarıda bulundu. Kararda ayrıca Ensarullah güçlerinin 19 Kasım'da ele geçirdiği İsrailli bir işadamına ait Japon yapımı gemi Galaxy Leader'ın teslim edilmesi ve 25 kişilik mürettebatının serbest bırakılması da talep edildi.

On bir üye Yemen'in “küresel ticareti, seyrüsefer hak ve özgürlükleri ile bölgesel barışı engelleyen tüm saldırıları derhal durdurmasını” talep eden tasarı lehinde oy kullanırken Rusya, Çin, Cezayir ve Mozambik çekimser kalmayı tercih etti.

'KARŞI SAVUNMA HAKKI' VURGUSU

Amerikan haber kaynakları, Washington ile Tokyo'nun gündeme getirdiği kararın kilit hükmünün, BM üyesi devletlerin, uluslararası hukuka uygun olarak, “seyir hak ve özgürlüklerini baltalayanlar da dahil olmak üzere gemilerini saldırılara karşı savunma hakkı” olduğuna dikkat çekti. ABD basınında yer alan yorumlara bakılırsa karara eklenen “karşı savunma hakkı” tanımlaması, “Washington öncülüğünde Kızıldeniz'de konuşlanan görev gücünü de üstü kapalı bir şekilde de olsa” onaylıyor.

'KARAR BÖLGEYİ ASKERİLEŞTİRMEYE YÖNELİK'

Tasarı, oylamadan önce Rusya'nın açık muhalefetiyle karşılaştı. BM'nin Rusya Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya, ABD liderliğindeki görev gücünün “üstü kapalı” olarak onaylanmasını ortadan kaldıracak ve Yemen saldırılarının “temel nedenleri” arasına Gazze'deki savaşı da dahil edecek değişiklikleri BMGK'ya sunsa da önerisi reddedildi.

Nebenzia konuşmasında, Kızıldeniz görev gücünün meşruiyetini sorguladı ve karar tasarısının “ucu açık bir kutsama” olduğunu söyledi. Karar metninin bir “emsal teşkil etmemesi” gerektiğini belirten Rus Daimi Temsilci, “Uluslararası hukukun savaş zamanında değil, barış zamanında seyrüsefer özgürlüğü ile ilgilenmesi gerektiğini” vurguladı.

Metnin siyasileştirildiğini kaydeden Nebenzya, Batılı ülkelerin “istikrarı tehdit etmek için uluslararası hukuka aykırı olarak tek başına ittifaklara” başvurduğunu belirtti ve asıl ABD tarafından tırmandırılan gerilimin “ticari seyrüsefer özgürlüğünü tehdit ettiğini” söyledi.

Daimi Temsilci, kararın deniz seyrüseferini güvence altına almaktan ziyade bölgeyi askerileştirmeye yönelik olduğunu vurgulayarak, ülkesinin kararda yer alan “devletlerin herhangi bir saldırıya karşılık verme hakkını” ifade eden paragrafa itiraz ettiğini belirtti. Ayrıca yanıtın uluslararası hukuka uygun olması ve bu çizginin aşılmaması için kararın değiştirilmesini teklif etti.

SADECE ABD VE İNGİLTERE KARŞI ÇIKTI

Rus delege, çözümün Gazze'deki çatışmayı ele almak olduğunu ve savaşı durdurmanın bölgesel risklerinin çoğunu bertaraf edeceğini de söyledi. ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Greenfield ise Washington'ın “Yemen'deki olayları Gazze'deki çatışmayla ilişkilendiren” Rus değişiklik önerilerine karşı olduğunu bildirerek, “Husi saldırıları devam ederse bunun sonuçları olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Sadece ABD ve İngiltere'nin, Rusya'nın değişiklik önerilerine karşı oy kullandığı kaydedildi.
Çin'in Daimi Temsilcisi Zhang Jun ise karardaki “belirsizliklere” dikkat çekerek bu muğlaklığın bölgesel gerginliklerin artmasından korkmak için yeterli bir neden olduğunu söyledi.

'SİYASİ OYUN'

Kararın ardından Yemen'den gelen ilk yorumlar, Ensarullah hareketinin meydan okumayı sürdüreceğini gösteriyor. Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Üyesi Muhammed Ali El Husi, Kızıldeniz'de seyrüsefer güvenliğine ilişkin BM kararını “siyasi bir oyun” olarak değerlendirdi ve uluslararası hukuku ihlal edenin Washington olduğuna işaret etti. Yemen güçlerinin eylemlerinin “meşru bir savunma” olduğunu vurgulayan El Husi, karşı karşıya kaldıkları “her türlü tehdidin bir karşılığı olacağını” ifade etti. El Husi ayrıca BMGK'ye “Büyük bir hapishaneye dönüşen İsrail-Amerikan ablukasındaki Gazze'de yaşayan 2 milyonu aşkın insanın derhal kurtarılması" çağrısında bulundu.

'ABD'Yİ ÇEKİLMEYE ZORLAYIN'

Hareketin Siyasi Büro Üyesi Hizam el Esad ise ABD'nin “Kızıldeniz'e bulaştığını ve başkalarını da bulaştırmaya çalıştığını” belirterek Washington'ın ve “ona uyan herkesin Kızıldeniz'deki kışkırtıcı uygulamalardan derin pişmanlık duyacağını” vurguladı.

El Esad dünya ülkelerine, “su yollarının güvenliğini ve emniyetini sağlamak için Washington'u donanma gemilerini Kızıldeniz'den çekmeye zorlamalarını” tavsiye etti. Açıklamalada Yemen Silahlı Kuvvetlerinin “Gazze halkını desteklemeye kararlı olduğunu ve İsrail gemilerinin ya da düşman varlıkla ilişkili olanların geçişini engellemeye devam ettiğini ve edeceğini” belirtti.

'ABD'NİN BAŞARISIZLIĞI'

BMGK'da Yemen'e olası bir askeri harekatı meşrulaştırmaya yönelik adımlar atılırken, Ensarullah güçlerinin çarşamba günü düzenlediği büyük operasyon Batı basınını meşgul ediyor. ABD ordusuna göre Amerikan ve İngiliz jetleri ile savaş gemileri 18 insansız hava aracı (İHA) ve üç gemi savar füzesi düşürmek mecburiyetinde kaldı. Yemen'in kullandığı İHA'ların maliyetinin 20 bin dolar, onları engellemek için kullanılan füzelerin ise milyonlarca dolar değerinde olduğunu hatırlatalım.

Bloomberg'de konuya ilişkin yapılan haberde son saldırı, “iki aydır neredeyse her gün konteyner gemileriyle Batı donanması güçlerine füze atan grubu caydırmak için ABD ve müttefiklerinin şimdiye kadar attığı adımların başarısız olduğunu ortaya koydu.” denildi. Habere göre Beyaz Saray, bölgesel gerilimi tırmandırma riskine rağmen Yemen'deki hedeflere yönelik askeri saldırıları değerlendiriyor. Mesele bir süredir zaten gündemde olsa da gerek son BMGK kararı gerekse Batı ittifakından gelen saldırgan açıklamaların artması endişelere neden oluyor.

İNGİLİZ FIRKATEYNİ

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Orta Doğu gezisinde programda olmayan bir kararla çarşamba günü Bahreyn'i ziyeret etti ve gazetecilere konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “20'den fazla ülkeyle birlikte bu durumun dün olduğu gibi devam etmesi halinde sonuçları olacağı konusunda netiz.” ifadelerini kullandı fakat seçeneklerden söz etmedi.

İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, ülkesinin Richmond firkateynini Kızıldeniz'e gönderdiğini duyurdu. İngiliz Bakan sosyal medya hesabından yağtığı paylaşımda firkateynin, İngiltere'nin Yemen'in saldırıları karşısında varlığını sürdürmesini sağlamak için Kızıldeniz'e doğru yola çıktığını söyledi. Rus haber ajansı TASS'ın haberine göre Shapps, “ABD ile birlikte krize küresel müdahaleye, hayatları ve küresel ekonomiyi korumak için gerekenlere öncülük etmeye devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.

Saldırılar halen birçok nakliye şirketini Kızıldeniz'den uzaklaştırmaya ve Afrika'nın güneyinde çok daha uzun bir rota olan Ümit Burnu'nu kullanmaya zorluyor. Bu durum tedarik zincirlerini altüst ediyor ve navlun maliyetlerini artırıyor. Inchcape Shipping Services'in açıkladığı son rapora göre, geçtiğimiz hafta sonu Süveyş Kanalı'ndan geçiş sayısı, 2021 yılından bu yana en düşük seviyeye geriledi.

'İSRAİL, ABD KORUMASINDA ETNİK TEMİZLİK YAPIYOR'

Rusya'nın Birleşmiş Milletler temsilcisi Vasiliy Nebenzya Yemen konusunun ele alındığı çarşamba günkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK), Batılı üyeleri sertçe eleştirerek onları, “Konseyin zamanını Orta Doğu'da, özellikle de Gazze'de olup bitenlerden uzak oturumlarla boşa harcamakla” suçladı.

Açık tartışma sırasında konuşan Nebenzya, “İsrail'in Gazze'deki Filistin halkını tepeden tırnağa Amerikan koruması altnda etnik açıdan temizlemenin” peşinde olduğunu belirtti. Rus temsilcinin sunduğu öneriler arasında Gazze'ye ilişkin bir madde de vardı. Buna göre Nebenzya, Kızıldeniz'deki durumu düzeltmek için İsrail'in Gazze'de üç aydan uzun süredir devam eden “çok şiddetli askeri operasyonlarının doğrudan sonuçlarını” kabul etmenin önemli olduğunu vurgulayarak konunun 7. paragrafa eklenmesini istedi fakat bu öneri de ABD ve İngiltere engeline takıldı.

Sonraki Haber