Rusya’nın hedefi: Sosyal adalet ve ekonomik büyüme

Eski Rusya Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı Sergey Galazyev'in yazısı Aydınlık Avrupa'da: 'Bugün Rusya yine kritik bir eşikte. Rusya'ya yönelik yaptırım ablukası, ülke ekonomisini liberal piyasa dırdırından'üretici güçlerin hızlı trenine aktarmak için gerçek bir fırsat yaratıyor.'

Rusya ordusu, askeri-endüstiryel kompleksi ve dış politikası tekrar itibar kazanmıştır. Ülkemiz, "Büyük Satranç Tahtası"nda tekrar uluslararası bir büyük ustaya dönüştü.

Rusya 90'larda ekonomisinin çökmesi ve sonraki yıllarda yaşanan ekonomik krizlere ve bugün Batı'nın şiddetli yaptırımlarına rağmen kendi yolunu çiziyor.

Rusya devletinin dayanıklılık ve devamlılığı ülkenin derin kültürüne, halkın doğal yeteneklerine ve mutlu bir geleceğe olan inancına dayanmaktadır(...)

Rusya kendi yolunda ilerlemektedir. Fakat mevcut jeopolitik atılım, finans bloğunun liberal piyasa paradigmasına dayanan ekonomi yönetimi sayesinde değil ona rağmen gerçekleşmektedir.

Gezegenin doğal zenginliklerinin üçte birine, nüfusunun yüksek kültürel ve eğitim potansiyeline sahip olan Rusya Federasyonu'nun, var olduğu yıllar boyunca dünya ekonomisine yüzde üçlük bir katkının ötesine geçememiş olması mevcut ekonomik paradigmanın başarısızlığına işaret etmektedir.

Rusya, ABD'den altı kat daha fazla doğal kaynağa sahipken Rusya'nın GSYİH'sinin Amerika'nınkinden 6 kat daha düşük olması jeo-ekonomik bir saçmalık değil mi? Ve eğer ülkelerimizin para otoritelerindeki finansörleri karşılaştırmazsak, Rusların IQ'su Amerikalılarınkinden daha düşük değildir.

Eğer ki ülkenin 90'lı yıllardaki ekonomisi farklı bir yapıda ilerleseydi, bugünkü ekonomik büyümemiz Çin'den daha düşük olmayacaktı.

Basitçe ifade etmek gerekirse, çok daha fazla ürün üretmiş ve yaklaşık olarak 10 kat daha fazla gelire sahip olmuş olacaktık.

Sergey Galazyev

LİBERAL PİYASA TOTALİTARİZMİ

Liberal-piyasa totalitarizmi, Washington Konsensüsü'nü takip eden Üçüncü Dünya ülkeleri gibi bizi de kendi siyasi tebaası ve hammadde uzantısı haline getirmek amacıyla Batı tarafından yaratıldı ve beslendi. Bu amaçla Washington, önce SSCB'nin sonra da Rusya'nın çökmesi için Rusya içerisinde kendi yandaşlarından oluşan bir hanedan kurdu. Ülkemiz, Batı dünyasının, özellikle de Batı Avrupa ülkelerinin refahı için bir transmisyon kayışı olarak kullanıldı. Kayış kopar kopmaz bu ülkeler ekonomik büyüme ve yaşam kalitesiyle ilgili sorunlar yaşadı. Avrupa, Rusya ile ortaklığını terk ederek, ABD tarafından başlatılan küresel hibrit savaşın maliyetini ödemeye zorlandı(...)

Rus ekonomisindeki yerleşik biçiminin değişmezliği, bu konu üzerinde düşünen insanları şaşırtmaktadır.

Ülkenin 90'lı yıllardaki yıkımı ve ekonomideki finansal "tsunamiler" zihinlerin temizlenmesi için yeterli değil miydi?

Rus iş dünyasının "yatırım yasağı" olarak nitelendirdiği Rusya Federasyonu Merkez Bankası'nın eylemleri, şu soruyu sormak için bir başka neden oluşturmuyor mu; Ordu, askeri-endüstriyel kompleks ve dış politika örneğini izleyerek Rusya ekonomisine saygınlığı geri getirmenin zamanı gelmedi mi?

SSCB TECRÜBELERİ VE BUGÜN

Rusya’daki NEP dogması ve mevcut yaptırım ablukası, 1920 ve 1930’lardaki SSCB’de sanayinin zorunlu gelişimine işaret eden “Büyük Dönüşüm Noktası”nın benzeri bir sürece işaret etmektedir. NEP, ülkenin düşmanlarla çevrili olduğu bir ortamda sanayinin hızlı bir biçimde gelişmesini ve sonrasında SSCB’nin hayatta kalmasını sağlayamadı. Söz konusu süreç içerisinde şimdiye de emsal teşkil edebilecek önemli kurumsal kararlar alındı.

Bu kararlar sayesinde, ülke sadece 10 yıl içinde, iç kaynaklar pahasına ve yabancı sermaye girişi olmadan, ayağa kalkmaya ve büyük bir devlete dönüşmeyi başardı.

İşte o zaman, bugün benzer sorunların çözümü için yakından ilgilenilmeye değer olan bu karmaşık kurumsal sorunun çözülmesinin emsali doğdu. Bu karar sayesinde, ülke sadece 10 yıl içinde, iç kaynaklar pahasına ve yabancı sermaye girişi olmadan, dizlerinden kalkmayı, tam boy yükselmeyi değil, aynı zamanda büyük bir devlete dönüşmeyi de başardı.

İç savaşın, sınıf kavgasının ve üretim hatlarının yok edilmesi ekonomik gerilemeye neden olmuştu fakat doğru kararlar sayesinde SSCB kimya, havacılık, makine yapımı ve ekonominin diğer sektörlerinde büyümeyi başladı. 1933’de kurulan 1500 büyük işletme ve 1937’de bunlara eklenen 4500 diğer işletme, ülkenin GSYİH %400 arttırdı.

Şimdilerde olduğu gibi yıllık %2-3 oranında bir artıştan değil fakat ortalama %25 artıştan bahsediyorum.

Gerçeği söylemek gerekirse, üretimdeki bu etkileyici büyümenin, iki savaş ve devrimden sonra yaşanan 6 katlık bir düşüşün ardından - kısa bir savaş komünizmi döneminin, o zamanın bir tür şok terapisi - geldiğini söylemek gerekir.

90’ların ilk yarısında yaşadığımız bir diğer şok terapisinin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen o dönem yapılan hatalar hala düzeltilmedi.

Yatırım seviyesi hala 30 yıl önceki seviyeden daha düşük, diğer yandan temel gıda tüketimi ve yaşam kalitesi açısından 90’lı yıllardaki başarısızlığı hala tersine çevirmek için uğraşıyoruz.

O zamanlar SSCB ve dünyanın geri kalanını ayıran çizginin şimdilerden daha keskin olduğunu belirtelim. Fakat o dönem SSCB bütün bunlara hızla gelişmeyi başardı.

Liberal piyasa anlayışı açısından bakıldığında bu kesinlikle imkansızdır. Fakat ekonomik zafer elde edildi. Ülkenin endüstriyel ve tarımsal yükselişi Büyük Vatanseverlik Savaşı'nda zaferi garantiledi. İktisat tarihindeki bu sayfanın adı "Zafer Ekonomisi"dir.

Artık ne pahasına olursa olsun endüstriyel bir atılım yapmak gibi süper bir görevle karşı karşıya değiliz. Ancak SSCB’nin atılım yaptığı dönemin önemli kurumsal kararları, modern piyasa koşullarında ekonomik kalkınmanın devlet yönetimi sisteminde kullanılmalıdır.

Planlanan hedeflere uygun olarak, ağır sanayiye dayalı üretici güçler yaratma, doğal kaynakların çıkarılmasından çeşitli nihai ürünlerin üretimine kadar ekonominin tüm alanlarında üretimin yeniden dağıtımını teknolojik olarak sağlama görevi önceliklidir. Bu büyük ölçekli görevin, düşmanca bir ortam, tasarruf ve yatırım eksikliği koşullarında mümkün olan en kısa sürede çözülmesi gerekiyordu. Ve başardık… ülke kendi kendine yeterli hale geldi, yoksulluk ortadan kaldırıldı, yüksek düzeyde sağlık ve eğitim sağlandı, güçlü bir askeri-endüstriyel kompleks oluşturuldu.

Hızlı büyüme, finansal sistemin hızlanan sanayileşmenin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dönüştürülmesinden kaynaklandı. Ekonominin daha geniş bir şekilde yeniden üretilmesini sağlayan ve nüfusun yaşam kalitesini iyileştiren benzersiz iki devreli bir para dolaşım sistemi oluşturuldu.

Özü, para arzının nakitsiz ve nakit parçalara bölünmesiydi. Nakit kısmını on kat aşan nakit dışı "kütle", faaliyet alışverişi ve maliyet muhasebesinin aracılık ettiği, malzeme dağıtım süreci ve teknik kaynaklar ülke ekonomisinde yerini aldı. Bu yatırımı destekleyen vekiller, ekonomik büyümenin kilit noktalarıyla desteklendi. Maaş, ikramiye, emekli maaşı, sübvansiyon ve harçlar şeklinde ödenen nakit para, nüfus tarafından tüketilen ürün ve hizmetlerin emtia hacmine göre SSCB Devlet Bankası tarafından veriliyordu. Enflasyonist süreçlerin engellenmesi, ülke ekonomisinde para vekilleri ile nakit paranın dolaşımının birbirinden izole edilmesiyle sağlandı.

SSCB DEVLET BANKASI’NIN KRİTİK ROLÜ

O dönemde, ekonominin solvent talebinden ve nüfusun tasarruflarının izin verdiğinden çok daha yoğun bir şekilde geliştiği, ülkenin sosyo-ekonomik toparlanmasını geride bırakan hedefli kredi verme mekanizması gerçekleştirildi. Bu, bir yandan yeni işletmelerin ortaya çıkması, işlerin büyümesi, emek geliri ve buna bağlı olarak tüketici talebiyle sağlandı. Öte yandan hafif ve gıda endüstrisinin, kamu hizmetleri ve ulaşımın, hizmetlerin gelişmesiyle birlikte emtia arzı arttı. Bu koşullar, ekonominin hızlı büyümesiyle birlikte, sosyal sorunların daha hızlı çözülmesine ve halkın yaşam standardının iyileştirilmesine katkıda bulundu.

O zamanlar çok az kişi "enflasyon", "indirim oranı", "türevler" ve benzeri kelimeleri biliyordu.

Ve SSCB Devlet Bankası'nın ülkenin mali yönetim sistemindeki mütevazı rolü, Rusya Merkez Bankası'nın ekonomik büyümeyi engelleyen mevcut yüksek statüsüyle karşılaştırıldığında çok daha etkiliydi.

O yıllarda ülkenin ekonomik sisteminin hiyerarşisinde SSCB Devlet Bankası, Halk Maliye Komiserliği'nin genel yönlendirmesi altında hareket etti ve ülkenin kalkınma stratejisini sıkı bir şekilde takip etti.

Devlet Bankası'nın çalışmaları, hızlandırılmış sanayileşmenin gereklilikleriyle eşgüdümlüydü. Sendikaların bir "muhasebe ofisi" - devlet para sisteminin ödeme ve nakit merkezi - olarak işlev görüyordu. Gosbank’ın sanayi ve tarıma sağladı krediler sıfır içeriyordu.

Bugün olduğu gibi, Rusya Merkez Bankası'nın iradesiyle olduğu gibi, ülkenin kalkınması, fon eksikliği ve diğer sözde nesnel nedenler nedeniyle Gosbank tarafından engellenemezdi.

Ülkenin sanayileşme politikasını izleyen Halk Komiserlikleri aslında ekonomik kalkınmanın ileri kurumlarıydı. Bunlar, ulusal ekonomik komplekslerin geliştirilmesine yönelik proje yöntemlerini sistematik olarak kullanan, SSCB'nin kilit sanayi kümelerinin büyük merkezleriydi. Bugün tam tersine, bakanlıklar değil, ticari bankalar merkez haline geldi - ekonominin gelişmesi için değil, süper karların reel sektörden çekilmesi ve ardından şişirilmiş faiz oranları yoluyla elde edilen kazanılmamış süper karların pompalanması için…

SSCB'nin endüstriyel atılımının tarihine yapılan bu kısa geziyi özetlersek, ekonominin devlet yönetimi kurumlarının ve o yılların mali politikasının, ağır yaptırımlar ablukası altında ekonominin ileri düzeyde büyümesinin lokomotifi olduğunu söyleyebiliriz. Bu ekonomik sistem, hem kelimenin tam anlamıyla hem de mecazi olarak "çelik" karakterini göstererek Vatanseverlik Savaşı'ndan sağ çıktı.

BUGÜN RUSYA’NIN ÖNÜNDEKİ EKONOMİK HEDEFLER

Bugün Rusya yine kritik bir eşikte. Rusya'ya yönelik yaptırım ablukası, mecazi anlamda ifade edersek, ülke ekonomisini liberal piyasa "dırdırından" üretici güçlerin hızlı trenine aktarmak için gerçek bir fırsat yarattı. Bu durumda elbette piyasanın "görünmez eli" kesilmemelidir. Tüm gelişmiş ekonomilerde olduğu gibi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir.

Neyse ki, Rusya Devlet Başkanı ve Hükümeti sayesinde, federal kalkınma kurumları, stratejik tahmin ve büyüme planlama sistemi ve üç ana alanda (İnsan Sermayesi, Konforlu Yaşam Ortamı ve Ekonomik Büyüme) ulusal projelerin uygulanması faaliyete geçti. Bu ülkemizin yükselişinde önemli bir kilometre taşıdır. Ancak ekonomik büyüme bu üçlünün zayıf halkasıdır. Düşman Batı tarafından 30 yılı aşkın bir süre önce empoze edilen liberal piyasa dogması, devletin maliye politikasının temeline yerleştirilmeseydi, ilerleme daha etkileyici olabilirdi.

Liberal piyasa şablonunu gelişmiş ekonomik büyüme paradigmasıyla değiştirmek, Rusya'nın geçmiş yıllardaki görkemli başarısını tekrarlamasına olanak tanıyacak. Rus tarihinin yeni bir sayfası açılacak - "Zafer Ekonomisi" nin yeni bir örneği…

Bu amaçla, Rusya Ekonomik Forumu’na önerilen, yeni bir teknolojik model temelinde ileri ekonomik kalkınmanın bilime dayalı stratejisine dayanan "Sosyal Adalet ve Ekonomik Büyüme" programı geliştirilmelidir.

RUSYA VE AVRUPA İLİŞKİLERİ

Ve tam da bugünlerde yeni pazar arayışları için savaşan Amerikalılar, bu yolda en yakın ortakları ve müttefiklerine bile zarar vermeyi göze aldılar. Onları enerji kaynaklarından mahrum bırakacak politikalara sürüklediler ve silahlanma yarışına soktular.

Batılı stratejilerin hataları sonuçları Rusya’ya uygulanan ambargolar, dönüp yine Batılı ekonomileri vurdu. Ekonomileri zarar gördü ve toplumsal gerilime dönüşme riski yüksek.

Batı jeopolitik oyunda büyük riskler alıyor. Gezegenin doğal zenginliklerinin büyük bir kısmını barındıran Rusya’yı küçümsüyorlar.

Atlantik ötesinin dayattığı ağır sonuçlarla yüzleşen Avrupalıların doğru jeopolitik çözümleri uygulamaya başlayacağına inanmak istiyorum. Büyük Avrupalı liderlerin söylediği gibi Birleşik Avrupa Devletleri’nin ve Lizbon’dan Vladivastok’a uzanan Büyük Avrasya İşbirliği’nin oluşturulması…

Avrupa ülkelerinin vatandaşları için makul bir yaşam kalitesini sürdürmek için tek şansı vardır; Rusya'ya işbirliği yapmak, Pan-Avrupa ekonomisini ve kıtada barışı güçlendirmek.

Bugün bu jeopolitik senaryonun gerçekleşmesi için tüm ön koşullar mevcut.

Bunların hayata geçmesi için yapılması gereken "küçük şey", teknoloji ve dünyanın yeni ekonomik koşullarına uygun bir biçimde Rus ekonomisinin yükselişidir.

NOTLAR

-Makalenin yazarı Sergey Glazyev uzun yıllar Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in ekonomi alanında danışmanlığını yapmıştır.

-Başlık ve ara başlıklar tarafımızca konulmuştur.

-Glazyev’in makalesi daha önce Rusça olarak yayınlanmıştır.

Sonraki Haber