Rusya'ya karşı genişlemek stratejik çılgınlıktır: NATO çaresiz
Foreign Affairs'te yayınlanan bir makalede, NATO'nun genişleme adımlarının ‘stratejik ‘çılgınlık’ olduğu belirtildi. NATO'nun 21. yüzyıldaki genişleme planından artık vazgeçilmesi gerektiği vurgulanan makalede, NATO'nun bir ‘tuzağa’ doğru gittiği belirtiliyor.
NATO ile ilgili tartışmalar Ukrayna merkezli yaşanan krizle başka bir boyuta geldi. NATO'nun gerekliliği ve işlevselliğinin tartışıldığı ortamda Atlantik içerisinden de bu sesler yükselmeye başladı. Tarih profesörü ve daha önce de ABD Dışişleri Bakanlığında politika planlayıcısı olarak görev yapan Michael Kimmage, Foreign Affairs'te kaleme aldığı “NATO'nun Kapısını Kapatma Zamanı” başlıklı makalede, NATO'nun doğuya doğru genişlemesini büyük bir risk ve ittifak için de tehlike oluşturduğunu belirtiyor.
'NATO SAVUNMA İLE SALDIRI ARASINDA BOCALIYOR'
NATO'nun ciddi bir tasarım kusurundan muzdarip olduğunu belirten Kimmage, NATO'nun artık yirmi birinci yüzyıl Avrupa'sına uygun olmadığının altını çiziyor. Bu sorunu ise “Doğu Avrupa jeopolitiğinin derinliklerine uzanan, çok büyük, çok kötü tanımlanmış ve kendi iyiliği için fazla kışkırtıcı.” olarak ifade ediyor. NATO'nun 20. yüzyılın aksine 21. yüzyılda diğer ülkeleri içine alan açık kapı politikasını eleştiren yazar, genişleyen NATO'yu Sırbistan, Afganistan ve Libya'da askeri olarak yer aldığı için saldırı ve savunma arasında bocalayan bir ittifak olarak değerlendiriyor. Ayrıca ittifakın büyüklüğü ve misyonunun belirsizliğinin, NATO'yu büyük bir Avrupa savaşına dahil etme riski taşıdığını söylüyor. Kimmage, stratejik amacını basitleştirmek ve savunma kapasitelerini geliştirmek için NATO'nun, daha fazla ülkeyi üye yapma politikasından açıkça vazgeçmesi gerektiğini de vurgulayarak daha büyük bir NATO'nun daha iyi bir NATO olmadığını belirtiyor.
'NATO BİR TUZAĞIN İÇİNDE'
NATO'nun genişlemesinin ardındaki varsayımların hedefin dışında çıktığını belirten yazar, “ 20. yüzyıl ortasında Batı Avrupa için yaratılan bir yapı, Soğuk Savaş sonrası doğu Avrupa için pek anlamlı değildi. Gerçek NATO, Demir Perde, coğrafya ve siyaset tarafından sınırlandırılmıştı.” ifadelerini kullanarak iki dönem arasındaki farkı ortaya koyuyor.
Michael Kimmage
Yazar, genişletilmiş bir NATO'nun, Doğu Avrupa'da tamamen farklı bir şekilde işlediğini 2022'de Demir Perde'nin eşdeğerinin olmadığını ve bunun Avrupa'nın doğu coğrafyasında NATO'nun genişlemesini kısıtlamadığını belirterek, “Bunun yerine, ittifak beceriksizce ve gelişigüzel bir şekilde Doğu Avrupa'ya yayılmış durumda.” ifadelerini kullanıyor. Kimmage, yirmi birinci yüzyıl NATO'sunun, Rusya'nın batı sınırının nerede bittiği ve Avrupa'nın doğu sınırının nerede başladığı gibi dolambaçlı bir sorunun tuzağına düştüğünü söylüyor. Yazar, mevcut durum için, “Belki tüm Avrupa ülkeleri (Rusya hariç) NATO üyesi olsaydı, ittifak Moskova'ya karşı etkili bir siper olabilir, ancak durum bundan çok uzak.” ifadelerine de yer veriyor.
'UKRAYNA'YI NATO'YA ÜYE YAPMAK STRATEJİK BİR ÇILGINLIK'
NATO'nun yeni üye alma konusunda Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO'ya dahil olmasını en kötü ihtimalle samimiyetsizlik olarak değerlendiren Kimmage, “İttifak dünyanın en tehlikeli mahallelerinden birinde zaten aşırı yayılmışken, Ukrayna'yı dahil etmek stratejik bir çılgınlık olur.” ifadelerini kullanıyor. Kimmage, Ukrayna'nın NATO'ya üye yapılması ile ilgili Ukraynalılar ve Amerikalıların, suyu bulandırdıklarını ve samimi konuşmayarak dikkatlerin dağılmasına yol açtığını söylüyor.
Bu bağlamda kendi çıkarına hareket edemeyen ve çürütülmüş varsayımlara tutunan bir ittifakın, kendisini içeriden baltalayacağını söyleyen Kimmage, “Hayatta kalmak reform gerektirir ve NATO üyeliğinin kesinleştirilmesi, bölgenin karmaşıklığına, Batı modelinin egemen olmadığı uluslararası bir düzene ve yakın zamanda ortadan kalkmayacak olan Putin Rusya'sının revizyonizmine uygun bir yaklaşımı mümkün kılacaktır.” ifadelerini kullanıyor.
EKONOMİK YAPTIRIM ÖNERİSİ
Kimmage, Rusya'ya karşı mücadelede başarısız bir girişim olacak çatışma yerine ekonomik yaptırımlar gibi diplomatik yolların kullanılmasını öneriyor. Washington'ın dikkatli hareket etmesini belirten yazar, “Statüko istikrarsız ve ABD-Avrupa-Rus diplomasisinden kazanılabilecek her adım kazanılmaya değer. Böyle bir diplomasinin başarılı olma olasılığı azdır, ancak buna bir şans vermemek affedilmez bir hata olur.” ifadelerini kullanıyor. Bunun için de Washington'ın, Rusya ile yaklaşan çatışmalarda NATO'ya güvenmek yerine ekonomik devlet yönetimini kullanması gerektiğini söyleyerek şu ifadeleri kullanıyor: “Avrupa Birliği ile birlikte ABD, Rusya'ya Ukrayna ve diğer anlaşmazlık alanlarında baskı yapmak için bir dizi yaptırım, teknoloji transferini engelleyecek önlemler ve Rusya'yı Avrupa ve Amerika pazarlarından izole etme çabalarını uygulayabilir. Bu pek yeni bir fikir değil, ancak Rusya'nın modern olmayan ekonomisi ve göreli mali zayıflığı, Rusya'yı bu tür önlemler için iyi bir hedef haline getiriyor.”
ALMANYA'DAN UKRAYNA'YA SİLAH YOK
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de, Ukraynalı mevkidaşı Dmitriy Kuleba ile ortak basın toplantısında, “Dış politika, net bir konumumuz olduğu anlamına geliyor. Birkaç ay önce söylenenler değişmedi. Bu, nereye gittiğime bağlı değil. Zira silah ihracat politikası göz önüne alındığında, Almanya hükümetinin silah sevkiyatıyla ilgili duruşu biliniyor ve tarihimizde saptanmıştır. Görüşmemiz sırasında bunu konuştuk” ifadesini kullandı.
Baerbock, “Almanya’nın Ukrayna’nın güvenliğine katkısı oldukça geniş ve çok yönlü. Daha önce Ukrayna’ya desteğimiz, Ukraynalı askerlerin Almanya’da tedavisi şeklindeydi. Mobil askeri revirin kurulmasına yardım ettik. Bu krizin daha fazla tırmanmasını önlemek için her şey yapacağız, tüm diplomatik imkanlarımızı ve en etkili araçları kullanacağız” dedi.