Rusya’ya yaptırımlar kime nereye zarar verecek?
Atlantik dünyasının Rusya’yı geriletme şansı bulunmuyor. Dahası, Rusya’nın belirli alanlarda kârlı çıkacağı da ortada. Şimdiden Rusya, operasyon giderlerine rağmen ekonomisinde bir zenginleşme yaşıyor, fiyat artışlarından dolayı. Dolayısıyla yaptırımların bir işe yaraması düşünülemez.
ABD’nin Rusya’yı sıkıştırma amacıyla Ukrayna’nın NATO’ya alınmasını gündeme getirmesi sonucu ortaya çıkan “Ukrayna sorunu”, Rusya’nın sınır ötesi harekatıyla bir üst düzeye taşındı. Oysa Rusya, sınırlarına dayanan NATO ile ilgili “kırmızı çizgi” açıklamasını yapalı çok olmuştu.
Gelişmeler, Atlantik dünyasının Rusya’ya, Putin’e ve Rusya’yla ilgili olan her şeye karşı büyük bir fiili ve medyatik kampanya açmasına yol açtı. Rusya’nın tarihi, değerleri, sanata ve bilime katkıları olan insanları, yaşayan sanatçıları, Rus politikacıları, ünlüleri ve zenginlerini de kapsayan kampanya, ölçü tanımıyor, hatta nefret suçu işliyor. Bütün Batı dünyası bu düşmanlaştırıcı ve çarpıtıcı propaganda, eylem ve uygulamaları ortaklaşa yürütüyor.
Bu konuda ilk sözü edilen şeylerden biri Rusya’ya karşı yaptırımlardır. Yaptırımın kendisi caydırıcı olmadığı gibi, tehdit olmaktan da oldukça uzak. Tam tersine yaptırımlar, aslında uygulamaya niyetlenen ülkeler ve bütün Batı dünyası için “kendi ayağına sıkma” anlamına geliyor. Bunlardan Rusya’nın önemli bir zarar görmesi söz konusu değil, ama zarar görse de, bir kaybeden Rusya’ya karşı yaptırımcı, on kaybedecek.
Kaldı ki, Batı dünyası bir bütün halinde hareket ediyor ama bugün bütün gücü dünyanın üçte birinden fazla değil. Yani yaptırımcı dünya kendini tecrit etme durumunda, gerek nufüs, gerek karaların alanı, gerek ekonomik kapasite, gerek siyasal etkinlik, hepsinde “yaptırıma maruz kalan” taraf daha üstün durumda.
Yalnız bir medyatik olanak kullanma gücü var ki, çok insan Batı gürültüsünü dünyadaki tek ses kaynağı sanıyor. Çünkü her yerde onu görüyor, her yerde onu duyuyor.
Atlantik dünyasının caydırıcı olacağını düşündüğü şeyler uygulanmaya başladığında “yaptırım”ların kendilerini nasıl vurduğunu o zaman daha iyi görecekler. Şimdiden belli olan şeyler var.
Örneğin: Yaptırımcıların zarar göreceği o kadar çok durum var ki, yalnız ikisinden söz edeceğiz.
HAVA SAHASI YAPTIRIMLARI: UÇAKLAR, ŞİRKETLER, SEFERLER
Avrupa Birliği (AB), Rusya'ya yaptırımlara kendini dahil etti, bunların arasında Rusya hava sahasına yasak koymak ve kendi hava sahalarını Rusya’ya kapatmak da var.
Bunun önemi şurada; Avrupalı havayolları şirketlerine ait yüzlerce uçak şu anda Rusya’da, sayısının en az 520 olduğu kesin, olası rakam (internette) 700’e kadar çıkıyor. Bu uçakların 28 Mart’a kadar alınması gerekiyor. Bu uçakların önemli bir kısmı Rusya tarafından Avrupa Leasing Şirketleri Birliği’nden kiralanmış. Bunlar Rusya içinde uçabilir, ancak leasing sözleşmesi bozulmak durumunda, bu uçaklar Rusya’ya ait olmayıp kiralayanlara ait olacağı için uçamaz. Rusya bunların kiralarını ödemek istese de ödeme yolu kapalı, çünkü yaptırım gereği artık SWIFT’e dahil değil.
Bu yüzden uçakların Rusya’da olmaları Avrupalı şirketlerin zararlarına olduğu gibi, getirilmeleri de neredeyse olanaksız. Yüzlerce personelin Rusya’ya gönderilmesi gerek, oysa mümkün değil, çünkü Rusya’ya giremezler. Rusya hava sahasını kullanmaya mecburlar, oysa bu da mümkün değil, çünkü Rusya hava sahası onlara yasak. Ne oraya uçuşları yapılabilir, ne oradan uçuşları.
Avrupa Leasing Şirketler Birliği Başkanı Phil Seymour, leasing sözleşmelerinin sona ermesini leasing şirketleri başlatırsa belki bütün şirketlerin bir anda iflas edeceğini söylüyor. Bunu yapmazlarsa uçaklardan vazgeçmeleri anlamına gelecek bir durumla karşılaşacaklar. Hangisinin daha büyük bir felaket olduğu net değil.
PETRODOLAR SİSTEMİ DOLAR HAKİMİYETİ
Rusya’nın Ukrayna harekatı aynı zamanda petrodolar sistemine de bir darbe vurdu. 24 Şubat’ta Putin askeri operasyonla birlikte doların elli yıllık dünya hakimiyetine de çomak soktu. Zaten elinde yeterince döviz rezervleri olduğu için gelecek olan ekonomik yaptırımlarla ilgili olarak önemli bir kaygı duymuyordu.
Çin Hak Cumhuriyeti’nin (ÇHC) bugünlerde pek adı geçmiyor, bilenler, ÇHC’nin sessizliğinin, daha doğrusuyla, Rusya’yı kınamamasının, “onay” ve “işbirliği” anlamına geldiğinin farkındalar. Ukrayna sorunu, ÇHC’nin Rusya’dan uzaklaşmasını da doğuracak hesabı yapılıyor olmalıydı, tutmadı. Stratejik ortakların arasına soğukluk falan girmediği gibi, Dolar operasyonunu birlikte yürütecekleri de düşünülmeli. Unutulmasın, bu iki ülke bu konuda fırsat kolluyor diye çok yorum yapıldı yıllardır.
SWIFT sistemi dışlamasının kısa bir sürede Rusya’ya zarar vermediği, tersine ABD’ye ve ortaklarına pahalıya patladığı görülecektir.
SWIFT sisteminden Batılı devletler eliyle dışlanmış olmasından dolayı artık kendilerinin sorumlu olmadığını ilan etme özgürlüğüne sahip olan Rusya, “enerji boru hatlarını yeniden açacağız ama dolara değil” diyebilir, neden demesin? Herkesin Rusya’nın Avrupa’ya vanaları kapatabileceğini düşündüğünü biliyoruz, kapatılırsa nelere yol açacağını da.
Yaptırımlarda ısrar edilirse dolar sisteminin zarar görmesinin kolaylaşacağını, aynı zamanda da genel kabul göreceğini anlamak için hiç bir şey bilmeyenlerin bile biraz durup seyirci olması yeter.
Ayrıca yaptırımlar özellikle Avrupa ülkeleri içinde kıtasal, dolara bağımlı ülkelerin ekonomilerindeki domino etkisi yüzünden küresel etkilere yol açabilir. Tedarik zincirlerinin kopukluğu bunun üstüne gelecektir.
SONUÇLAR VE SORULAR
Jeopolitik olarak savunmada olan, saldırıya uğrayandır. Saldırıya uğrayanı “caydıracak bir güç” ise daha icat olunmamıştır.
Atlantik dünyasının Rusya’yı geriletme şansı bulunmuyor. Dahası, Rusya’nın “Ukrayna krizi”nden belirli alanlarda kârlı çıkacağı da ortada. Şimdiden Rusya, operasyon giderlerine rağmen ekonomisinde bir zenginleşme yaşıyor, fiyat artışlarından dolayı. Ne de olsa bir satıcı!
Dolayısıyla yaptırımların bir işe yaraması düşünülemez. Aksine “yan etkileri” o kadar fazla ve hasta edicidir ki, tıbbi olarak kullanılmaması tavsiye olunur.
Vatan savunması her şeyin önündedir, üstündedir... “Gerisi teferruattır”.
Atlantik cephesinin ekonomik yaptırımları, aslında Rusya-ÇHC dayanışmasının olmasını istediği durumları davet ediyor. Doğu’da Atlantik’e karşı cephe sağlamlaştı, daha da sağlamlaşıyor.
Batı ülkelerinde, yaptırımların kaçınılmaz geri dönüşü olarak ekonomik krizler ve büyük fiyat artışları olacak. Zaten bir haftadır her şeye yansıyan artışları bütün dünya görüyor. Arkası da gelecek.
Dünya yeni bir para sistemi yoluna girebilir. Bu sistem, altın dayanaklı Ruble-Yuan sistemi olabilir. Dünyanın yeni ekonomik devi ÇHC, yıllardır doları tahtından indirebilecek, bunu yapabilecek durumdaydı, şimdiye kadar yapmadıysa, dünyanın göreceği zararın büyük olmaması için, ABD’nin ekonomilerine girmiş olan ülkelerin, toplumların fazla sarsılmaması için yapmamış olamaz mı?
ABD’nin çöküş süreci içinde olduğu artık tartışma konusu olmaktan çıkmıştı, kendileri de farkındaydı. Söylenmiş ve yazılmıştır. Ancak şimdi çöküşün nereden başlayacağı, ne şekilde olacağı gibi ayrıntılara geçilebilir. Kehanetler bizim işimiz değil, uzmanlar, meraklılar, “bilenler” yanıtlayabilir, ama en azından sorular sorabiliriz:
- Doların düşüşü, bütünsel bir ABD çöküşünün başlangıcı mı olacak?
- Doların düşüşü, NATO’dan, ABD yapılanmasından önce mi olacak?
- Ve eğer çöküş, doların çöküşüyle başlangıç yapacaksa bu, ani mi, yoksa yavaş mı gerçekleşecek? Yani yeni para sistemi tek başına mı olacak, yoksa iki ayrı para sistemi bir süre birlikte mi, yan yana mı olacak?