Rüzgar enerjisinde hedef ithalatta 14 milyar dolar tasarruf

TÜREB Başkanı Erden; yılda 5 gigavatlık rüzgar yatırımına ulaşarak, enerji ithalatında 14 milyar dolarlık tasarruf ve elektrik fiyatlarında yüzde 15’lik düşüş hedeflediklerini söyledi. Erden, hedeflere ulaşabilmek için izin süreçlerinin hızlanması ve yeni finansman modelleri gerektiğini kaydetti

Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği'nin (TÜREB) düzenlediği 13. Türkiye Rüzgâr Enerjisi Kongresi (TÜREK) dün toplandı. Bugün de devam edecek olan ve rüzgâr enerjisi sektöründeki en son gelişmelerin ele alındığı toplantının sunuculuğunu gazeteci Mehmet Akif Ersoy yaptı. Kongre’nin açılış konuşmasında söz alan TÜREB Başkanı İbrahim Erden, yenilenebilir enerjinin, enerji bağımsızlığı için önemine dikkat çekti.

YILDA 5 GİGAVATLIK YATIRIM

Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektöründeki mevcut durumunu aktaran İbrahim Erden; Türkiye’nin 13 gigavat kurulu güç, 178 rüzgar enerjisi santrali (RES), 18 milyar dolar yatırım büyüklüğü, 4 bin 360 yatırım sayısı ile gelişmiş bir kurulu güce sahip olduğunu belirtti.

2023 yılında 538 megavatlık kurulum ile geçmiş yıllara göre zayıf bir ilerleme kaydedildiğini bildiren TÜREB Başkanı Erden, yılda 5 gigavatlık kurulu güç yatırımına erişmeyi hedeflediklerini açıkladı.

Rüzgar enerjisini Türkiye’nin geleceği olarak gördüklerini vurgulayan Erden, "Bu güçlü geleceğin gerçekleşmesi için TÜREB olarak ve sektörce yılda 5 gigavatlık rüzgar yatırımını gerçekleştirmeye talip olduğumuzu buradan kuvvetle beyan etmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Erden, yenilenebilir enerji 2035 yol haritasında yer alan güneş ve rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2035'e kadar 4 kat artırılarak 120 bin megavata ulaşma hedefini anımsatarak, "Yenilenebilir enerji üretimiyle önümüzdeki yıllarda ortalama elektrik fiyatlarında yüzde 15'e yakın düşüş sağlamamız mümkün. Daha fazla yenilenebilir enerjiyle 2035'e kadar enerji ithalatımızda 14 milyar doları aşan tasarruf, sağlamamız mümkün olacak. 51 milyon tonluk kömür ithalatı önlenecek." değerlendirmesini yaptı.

İZİN SÜREÇLERİ HIZLANMALI

Söz konusu hedeflerin Türkiye’yi önemli bir sanayi merkezi yapma potansiyeli olduğunu dile getiren Erden, fırsatları değerlendirmek için gerekli ihtiyaçları şöyle sıraladı:

“RES yatırımı izin süreçlerinin hızlanması, düzenli kapasite arzı sağlanması, elektrik iletim ve dağıtım şebekesinin güçlendirilmesi, yeni finansman modellerinin oluşturulması, yerli sanayinin güçlenmesi ve desteklenmesi konularında adımlar atılması gerekiyor.”

Erden, değişen rüzgar enerjisi alanında TÜREB'in, sektörü uluslararası arenalarda temsil etmek için büyük çaba sarf ettiğini aktararak, birliğin, 2026'da düzenlenmesi planlanan WindEurope Annual Event'e aday olduğunu ve bu kapsamda 2025'te düzenlenecek WindEurope Technology Workshop'u İstanbul'a kazandırdıklarını söyledi.

Etkinliğin açılışında konuşan WindEurope Başkanı Giles Dickson da Türkiye'nin 2035'e kadar ulaşmayı hedeflediği 120 gigavatlık yenilenebilir enerji kapasitesinin yüzde 40'ının rüzgar enerjisi olmasının etkileyici olduğunu kaydetti.

‘TÜRK TEDARİK ZİNCİRİNE İHTİYACIMIZ VAR’

Dickson, Avrupa ülkelerinin Türkiye'de üretilen rüzgar enerjisi ekipmanları ve türbinlerine ihtiyacı olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Avrupa şu anda yılda 18 ila 20 gigavat arasında yeni rüzgar santrali inşa ediyor. Bu sayı önemli ölçüde artıyor. Elbette AB içinde çok sayıda fabrikamız var ancak Türk tedarik zincirine de ihtiyacımız var. Türk rüzgar enerjisi tedarik zincirinin daha da genişlemesini desteklemeniz gerekip gerekmediği konusunda herhangi bir şüpheniz varsa şunu unutmayın; Avrupa'nın geri kalanı, bu ülkede ürettiğiniz ekipmana gerçekten de çok aç. Size ihtiyacımız var ve Avrupa'nın geri kalanında burada üretmek istediğiniz ekipmanlar için büyük ve hızla büyüyen bir pazarınız var."

BATILILAR PAZAR PAYINI ASYA’YA KAPTIRDI

TÜREB Başkanı Erden, sektörün küresel ve yerel değişimlerden çok fazla etkilendiğini aktardı. Sektördeki en önemli değişimlerden birinin Batılı üreticilerin Uzak Doğululara yerini kaptırması olduğunu söyleyen Erden, “10 yıl önce rüzgar türbin üreticileri ağırlıklı olarak Batılı üreticilerden oluşuyordu. Ancak rüzgar türbini tedarikinde Batılı üreticilerin yerini Uzak Doğulu rakiplerine bıraktı. 10 yıl önce dünya rüzgar türbini pazarı yüzde 55 oranla Batılı türbin tedarikçileri tarafından domine edilirken, bugün Batılı türbin üreticileri yalnızca yüzde 36'lık bir pazara hakim durumda.” diye konuştu.

Sonraki Haber