Zamlar bezdirdi, çalışan tüm kesimler öfkeli: İlk örgütlü tepki sağlıkçılardan
Sağlık iş kolunda faaliyet gösteren 21 örgüt, vatandaşa daha iyi hizmet sunabilmek ve git gide zorlaşan ekonomik koşullara karşı iyileştirme talebiyle tüm Türkiye'de iş bırakma eylemleri yaptı.
Sağlık iş kolunda faaliyet gösteren 19 sendika ve 2 federasyonun ortak sorunlarına karşı beraber mücadele etmek için birleşerek kurduğu Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM), tüm Türkiye'de iş bırakarak taleplerine kulak verilmesini istedi. İstanbul, Ankara başta olmak üzere Anadolu illerinde de katılımın yoğun olduğu eylemlerde acil vakaların tedavilerinde aksama yaşanmadı.
SABİM, kuruluşunda sağlık sisteminde kaliteli hizmet sunumu için yeterli zamana, yeterli ücrete ve hak edilen saygınlığı görme ihtiyacı olduğuna dikkati çekmiş; hem sağlık personelini hem de vatandaşı yaşatacak, ideal sağlık sistemi için taleplerini "şiddet, mali haklar, özlük hakları, çalışma koşulları, liyakat" başlıklarının altında toplamıştı.
HİZMET AKSAMADI
Aydınlık'ın edindiği bilgilere göre eylemler, acil sağlık hizmetlerinde aksama yaratmadı. İstanbul'un en büyük hastanelerinden birinde, ameliyathanelerde "acil / ertelenemez" notu yazılan vakalar alındı. Sabah randevularının hemen hemen hepsi gelirken, çocuk ve onkoloji dışındaki tüm bölümlerde polikliniklerin yarısı kapatıldı ve gelen hastalar açık olanlara devredildi. Hastaların bir kısmı geri döndü, kalanların muayenesine devam edildi. Öğrenilene göre, idare, ameliyathane ve polikliniklerdeki durumu tutanaklı tespit etme dışında herhangi bir zorlama yapmadı.
'ŞİDDETİ ÜRETEN SİSTEMİN KENDİSİ'
7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin başladığı gün hem hastanelerden hem de sokaklardan yetkililere seslenen sağlık personelleri, İstanbul'da da İl Sağlık Müdürlüğü önünde buluştu. SABİM adına ortak açıklamayı AHİTSEN Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Bilge Mehmetzade okudu. SABİM Platformu üyelerinin temsilcilerinin de açıklama yaptığı eylemde, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya eleştiriler de iletildi, diyalog çağrısı yapıldı. Bunun yanı sıra atılacak adımlarda ivedilik istendi.
"Ölüyoruz, öldürülüyoruz, ekonomik olarak açlık sınırındayız, tükeniyoruz." diyerek konuşmasına başlayan Dr. Bilge Mehmetzade, şu ifadeleri kullandı:
"Tırnak makasıyla AVM’lere dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken, her an bu silahtan çıkan bir kurşunla, hatta başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle, gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz. Şiddeti engellemek için sadece kanunların yeterli olmayacağını biliyoruz. Rant alanına dönüştürülen ve kışkırtılan sağlık talebi, saygının yok edilmesi, eksik istihdamla verilmeye çalışılan hizmet, sanal kuyruklar, 5-10 dakika muayene süreleri... Şiddeti üreten, bu sistemin ta kendisi, biliyoruz.
'ANGARYA İŞ YÜKÜ HİZMETİ AKSATIYOR'
"Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutuluyoruz, kandırılıyoruz. Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece yüzde 17,5 zam reva görülürken, emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor ve mezarda emekliliğe mahkûm ediliyoruz. Alım gücümüz büyük bir hızla azalıyor, fazla çalışma ücretimiz, iş hukukuna göre normal mesaimizin 2 katı olması gerekirken, yarısından az alıyoruz. Çocuklarımız için sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz, eğitim masraflarını, kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz.
Uluslararası aile hekimliği uygulamaları ile ilgisi olmayan düzenlemeler, yetersiz aile sağlığı merkezi gider ödemeleri, yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmüyor, düşük tavan katsayısı ve destek ödemesi ile aile sağlığı çalışanları yok sayılıyor ve birçok angarya iş yükü ile 85 milyon vatandaşın koruyucu sağlık hizmeti ihmal ediliyor.
'EYLEMİMİZ HALK İÇİN'
Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (HEKİMSEN) İstanbul Şube Başkanı Muhammed Göktaş da yaptığı konuşmada, eylemlerinin daha iyi bir sağlık sistemi için olduğunu şöyle vurguladı:
"Mesleğini en iyi şekilde yapmak için mücadele eden sağlık ordusunun neferleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Politik baskıların ve hiyerarşik yaptırımların bu davaya gönül vermiş insanlarını bezdiremeyeceği aşikardır. Türk hekimler, Türk milletine en iyi şekilde hizmet etmeye devam edecektir. HEKİMSEN İstanbul Şubesi olarak, tüm hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın yanında olduğumuzu, hukuk mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi belirtmek istiyoruz. Ayrıca, eylemlerimiz ve söylemlerimiz yalnızca özlük haklarımızda ve maaşlarımızda iyileştirme amacıyla lanse edilmemelidir. Eylemlerimiz halkı mağdur etmek için değildir. Amacımız, halkımızın en iyi sağlık hizmetini alabileceği ideal sağlık sistemini kurmaktır."
AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİNİ LİYAKATSİZ ELLER GERİLETTİ
"2010 yılında büyük umutlarla başlayan aile hekimliği uygulaması, aslında uygulamanın kendisi değil sistem içinde emek verenler sayesinde büyük başarılar elde etmiştir. Fakat yıllar içinde görülmüştür ki liyakatsiz eller sebebiyle her geçen gün geriye gitmiş ve geriye gitmeye devam etmektedir. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nu düzenlemek yerine 657 sayılı Kanuna göre ceza verilerek anayasal haklar görmezden geliniyor, liyakatsizlik ve art niyet, yönetimdeki etki alanını giderek arttırıyor. Sağlık sistemindeki kargaşa ve huzursuzluk nedeniyle, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, teknikerlerimiz, teknisyenlerimiz; genel idari, teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarındaki çalışanlar gibi sağlık ekibinin hiçbir üyesi artık nefes alamıyor.
'BARAJA BAĞLANAN İKRAMİYEYİ KABUL ETMİYORUZ'
"Daha ne kadar dibe vurabiliriz? Artık göğsümüzü gere gere hekimim, hemşireyim, ebeyim, sağlık çalışanıyım demeyi geçtik, çalışanlar olarak memurum demekten utanır hale geldik. Ayrıca, Sarı-Sen’inToplu Sözleşme Teklifinde ileri sürdüğü, dayanışma aidatını kabul etmiyoruz! Sendikal ikramiyenin barajlara bağlanmasını kabul etmiyoruz! Yetkili sendika tarafından kullanılan ve ayrımcılığa yol açan tabip dışı ifadesini kabul etmiyoruz! Ne yapacağız? Kafamızı öne eğip “Boş ver, böyle gelmiş böyle gider, başımı derde sokmayayım” mı diyeceğiz! Yoksa bize yapılan zulme sesimizi çıkarıp tepkimizi mi göstereceğiz? Tabii ki, demokratik tepkimizi meşru zeminde göstererek, hep beraber, tek bir ağızdan artık yeter, hakkımızı verin diyeceğiz!
BAKAN KOCA'DAN İKİNCİ REFORM İŞARETİ
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün yapılan iş bırakma eyleminden önce sağlık çalışanlarına gönderdiği mektupta, çalışma şartlarının daha fazla iyileştirilmesi amacıyla ikinci "Beyaz Reform" dönemini başlattıklarını bildirdi. Tüm Türkiye'de hekiminden hemşiresine, teknisyeninden ebesine birleşen sağlık personellerinin eylemi, Sağlık Bakanlığını da hareketlendirdi. Bakan Koca, tüm sağlık çalışanlarına gönderdiği mektupta, büyük bir sağlık savaşımı verdikleri günlerin ertesinden başlayarak sağlık meslek grubu mensuplarına tüm yönleriyle daha yüksek saygınlık kazandırma, çalışma şartlarını her bakımdan iyileştirme kararlılığı içinde olduklarını vurguladı.
'SAĞLIK EKİP İŞİDİR'
"Biliyoruz ki, sağlık, en temel haktır. Sağlık hizmetleri bir ekip işidir ve bir bütündür! Ülkemizde oluşacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler, hastalarımızın nitelikli tedavi olma, bakım alma ve iyileşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini arzu ediyoruz. Pandemide, depremde ve her türlü zorlu şartta halkımıza ve hastalarımıza verdiğimiz fedakârca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz.Nitelikli sağlık hizmeti için verilecek bu mücadelede sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de mücadele ettiğimizin bilinciyle, tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz."
'HÜKÜMET DİKKATE ALMALI'
Cumhuriyetçi Hekimler Birliği İkinci Başkanı Dr. Hikmet Çevik, eylemin çok başarılı geçtiğini, katılımın beklenenin üzerinde olduğunu kaydetti. Anadolu illerinde çok daha yoğun bir katılım gözlediklerini bildiren Çevik, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu eylemler, hükümete izlediği ekonomi politikası noktasında anlamlı bir uyarı oldu. Çalışanların bunu kabul etmediği, etmeyeceği anlaşıldı bugünkü eylemle. Son derece haklı talepler, aslında bütün çalışanlar adına dile getirildi. Tek farkı, bunu kendi bulundukları alanla ilgili olarak dile getirmeleri oldu. Öyle anlaşılıyor ki, bütün çalışan kesimler benzer talepleri hükümetin önüne koyacaklar. Bu, toplam bir enerjiyi yansıtıyor ve hükümet bu uyarıyı dikkate almalı. Ayrıca, SABİM'i de bu anlamlı eylemleri için kutluyoruz. Ortak hareket etmenin bir meyvesi olarak çok başarılı bir iş çıkardılar. Katılan tüm sendikaları da tek tek tebrik ediyoruz."