Sağlık okuryazarı nasıl olunur?

Sabri Ülker Vakfının ev sahipliğinde İstanbul’da Uluslararası Beslenme Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı düzenlendi.

Konferansta, Türkiye'den ve yurt dışından alanında uzman isimler dijital platform üzerinden bir araya geldi. Konferansta bu yıl salgında çocukların eğitim süreci, çocuk ruh sağlığının nasıl desteklenmesi gerektiği, sağlık ve iyilik hali üzerindeki olumsuz etki ve zorluklarla başa çıkma ve korumanın yolları ile dijitalleşme konuları tartışıldı. Konferansta ayrıca, çocukların salgın sürecinden en az etkilenmelerini sağlamak için ulusal ve uluslararası alanda uzman isimler, alınabilecek önlemleri ve çözüm önerilerini katılımcılara sundu.
Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü Öğrenci İşleri ve Sosyal Etkinlikler Daire Başkanı Hasan Atalay, yaptığı konuşmada, yüz yüze eğitimin 2020 ve 2021 yıllarında belirli bir süre aksadığını anımsatarak, okulları açık tutabilmek için çalışmalara kararlılıkla devam edeceklerini belirtti.

168 MİLYON ÇOCUK ZARARDA

Okulların, akademik öğrenmenin yanı sıra öğrencilerin ruh ve beden sağlıkları için uygun ortamları sağlayarak, yaşamları boyunca sağlıklı davranışları benimsemeleri ve bunu sürdürmeleri için gereken tutum ve uygulama becerilerini güçlendirdiğini aktaran Atalay, şunları kaydetti:
"UNICEF tarafından açıklanan verilere göre, dünya genelinde 168 milyondan fazla çocuk -dünya genelinde her 7 çocuktan biri- okullarının neredeyse bir yıl boyunca tamamen kapatılması ile yüz yüze eğitimlerinin dörtte üçünden fazlasını kaçırdı. Okullar ne kadar uzun süre kapalı kalırsa, çocuklar da çocukluğun tüm kritik unsurlarından o kadar süre mahrum kalıyor. Bu bilinç ve sorumluluk ile Bakanlığımız okul sağlığı çalışmalarına ilişkin toplumsal bilincin özellikle çocuklar ve gençlerden başlamak üzere oluşabilmesi için birçok program, faaliyet, proje ve çalışma yürütüyor. Milli Eğitim Bakanlığı olarak çocuklarımıza mutlu olacakları ve kendilerini ifade edebilecekleri nitelikli eğitim ortamları sunmak için yoğun bir çabanın içinde olduğumuzu belirtmek isterim."

FAZLA BİLGİ YÜKLEMESİ YEDİRİYOR

Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Sadi Seferoğlu, çocuklarda salgın sürecinde artan dijitalleşme ve teknoloji kullanımıyla ilişkili yıkıcı etkileri gözlemlediklerine dikkati çekti.
Çocukların ekran başında geçirdikleri sürenin bağımlılığa dönüşmesinin, aile ve sosyal hayatta sorunlar yaşamasına neden olabildiğini vurgulayan Seferoğlu, "Son yıllarda üstünde çok yoğun tartışılan kelime olan dijital bağımlılık, bireyin internet kullanımını kontrol edememesi, aşırı kullanımından dolayı iş, aile ve sosyal hayatında sorunlar yaşaması şeklinde tanımlanabilir. Bu durum aynı zamanda birer dijital ebeveyn olmanın gereğidir. Çocuklara rehberlik yapmak, açık iletişim kurarak onlara zarar verecek bir takım durumlar hakkında bilgilendirmeler yapmak, onları yönlendirmektir. Vücudun ihtiyacından fazla miktarda kalorinin yüklenmesi obeziteye neden oluyorsa benzer şekilde zihne kullanabileceğinden fazla miktarda bilgi/bildirim yüklenmesi de dijital obeziteye neden olabilmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Sonraki Haber