Sağlık turizmi sıkıntıda: Beklediğimizi bulamadık
Sağlık turizminin salgının etkisiyle düşüşte olduğunu, sektörün ülkemizde de sancılı bir ikinci yıl geçirdiğini kaydeden TÜSATDER Başkanı Dr. Servet Terziler, 'Özellikle İtalya, İspanya ve İngiltere gibi yakın coğrafyamız olan ülkelerden hasta alma noktasında hüsrana uğradık' dedi.
Kovid-19 öncesi dönemde 3 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan sağlık turizmi salgın sonrasına hazırlanıyor. 2020 yılını 2019’a göre yüzde 55 düşüş ile kapatan sektörde 2021 yılının ilk altı ayında da aynı oranda düşüş yaşandı. Türk Sağlık Turizm Derneği (TÜSATDER) Başkanı Dr. Servet Terziler, “2020 yılına aşıların bulunması ve hızlı bir şekilde uygulanması nedeni ile pozitif girdik ancak maalesef beklentilerimizi karşılamadı. Hem aşının dünya ekonomisinde alt liglerde olanlara adil bir şekilde ulaşmaması hem de aşının üretildiği Almanya’da bile aşılama programlarının hızlı yürütülememesi, bazı ülkelerin de işi ağırdan alması kafa karışıklığına yol açtı” dedi.
KISITLAMALAR ETKİLİ OLUYOR
“İnsanların evlerinde kalması, yurt dışı seyahatlerinin kısıtlı olması, döndükleri zaman gerçekleşen 14 gün karantinalar ve sigorta şirketlerinin kırmızı işaretli ülkelere seyahat halinde sigorta ödemelerini yapmaması gibi durumlar yılın ilk altı ayında dünyadaki dolaşımı minimize etti” bilgisini veren Dr. Terziler, “Sağlık turizmi pandeminin etkileriyle düşüşte olduğu gibi ülkemizde de sancılı bir ikinci yıl geçiriyor. Özellikle İtalya, İspanya ve İngiltere gibi yakın coğrafyamız olan ülkelerden hasta alma noktasında hüsrana uğradık. İngiltere varyantlar nedeniyle kapılarını açmak konusunda tedirgin durumda. Bu karışıklık deniz ve güneş turizmini ülkemizde etkilediği gibi sağlık turizmini de çok ciddi bir şekilde etkiledi” ifadelerini kullandı.
YÜZDE 30'A ÇEKMEYE ÇALIŞIYOR
TÜSATDER Başkanı Dr. Terziler, yaptığı yazılı açıklamada, şunları söyledi: “Kayıpların yine 55-60’larda seyredeceğini düşünüyoruz. Yılın ikinci yarısı oldukça kritik. Kayıpları 2019'a göre yüzde 30’lara düşürebilirsek bu büyük bir başarı olur. Yakın kıta Avrupa’sına odaklanmalıyız. Avrupa’da her kıtadan insan yaşıyor. Bu nedenle burada marka olursanız dünyada marka oluyorsunuz. Ne kadar çok satarsak ne kadar çok hasta bakarsak o kadar iyi olacağını düşündük ancak artık ne kadar çok hasta değil ne kadar kaliteli tedavi yarışının başlamasıyla daha da ileriye gideceğimizi düşünüyorum.”