Sağlıklı kalmanın yolu sağlık okuryazarlığından geçiyor
Sağlıkla ilgili doğru bilgilere ulaşma, bu bilgileri anlama ve kullanma becerisi, kısaca sağlık okuryazarlığı... Son dönemde önemi çok daha artan sağlık okuryazarlığı, bireylerin sağlığı ve ülkelerin sağlık sistemleri için kritik bir unsur.
Sağlık okuryazarlığının yüksek seviyede olması, sağlığın korunması, sürdürülmesi ve geliştirilmesi, hastalık ve ölüm oranlarının düşmesi, yaşam süresinin uzaması üzerinde oldukça etkili. Düşük seviyede olması ise yanlış veya sahte ilaç kullanımı gibi birçok soruna sebep olabiliyor. Pandemi döneminde de sıkça karşılaşılan yanlış bilgilere güvenmek, bazen felaketlere yol açıyor. Özellikle sosyal medyada hızla yayılan güvenli olmayan bilgiler ve tavsiyeler, sağlık sorununa dönüşüyor.
SAĞLIK OKURYAZARLIĞI NEDİR?
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Elif Dönmez, sağlık okuryazarlığını şöyle anlatıyor:
“Sağlık okuryazarlığı son 50 yıldır aslında gündemde olan bir kavram. Dünya Sağlık Örgütüne göre sağlık okuryazarlığı kavramı, bireylerin sağlık bilgisine ulaşma, onları anlama ve kullanma becerisini tanımlar. Amerikan Tıp Derneğine göre ise bireylerin sağlıkla ilgili mesajları anlayabilmeleri, bu mesajları doğru yorumlayabilmeleri, ilaçların üzerindeki bilgileri anlayabilmeleri ve ilgili kuruluşlara başvurabilmelerini tanımlar.”
TEMEL SAĞLIK OKURYAZARLIK BECERİLERİ NELER?
Sağlık okuryazarlığı için farklı düzeyler olduğunu ama istenilen düzeyin ‘eleştirel sağlık okuryazarlığı’ olduğunu söyleyen Dönmez, sağlık okuryazarlığının temel sorularını şöyle sıralıyor:
“Sağlık merkezinden bana önerilen tedavi şekli nasıldır? Ya da konulan tanıyı anlayabildim mi? Tedavimi doğru şekilde uygulayabilecek miyim? Bana bir ilaç önerildiyse bunu doğru kullanabilecek miyim? Ya da evde bazı belirtilerim var, bu belirtilerimin temel nedenleri neler? Kendi bedenimi tanıyor muyum aslında? Hastaneye başvurmamı gerektirecek bir durum var mı, yok mu? Ya da yine kendimle ilgili bazı olumsuzluklar yaşadığımda internetten ya da televizyondan ulaştığım bilgiler ne kadar doğru, benim için ne kadar yararlı? Bunları anlamak aslında sağlık okuryazarlığında temel yetkinlikler diyebiliriz.”
AŞILARI REDDETME, TANIDA GECİKMELER, SAĞLIK GİDERLERİNİN ARTMASI artması
Dönmez, düşük sağlık okuryazarlığının yol açtığı sorunlardan da bahsediyor:
“Tabii ilk önce birinci basamak sağlık hizmetleri dediğimiz koruyucu sağlık hizmetlerine erişimde güçlükler yaşanıyor sağlık okuryazarlıkları düşük olunca. Örneğin aşılama oranları… Bireyler aşılarla ilgili gereksiz ve yanlış bilgilendirmeler sonucu çocukluk dönemi aşılarında bazı retler, aşı retleri görebiliyoruz. Onun dışında yine kanser taramalarında… Eğer bireyler kendi yaş gruplarına uygun olan kanser taramalarını, risklerini bilmezlerse, koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlar ve bu da tedavi ihmaliyetlerini artırıyor. Yani artık tanı gecikmiş oluyor. Hasta hastaneye geç başvurmuş oluyor ve buna bağlı olarak da yaşam süresi kısalıyor, ölüm oranları artıyor, yaşam kalitesi azalıyor hastanın ve tedavi maliyetleri de giderek artıyor.”
Düşük sağlık okuryazarlığı acil servise başvuruları artırıyor
Sağlık okuryazarlığı yetersizse, bireyin gereksiz yere acil servise başvurabildiğini söyleyen Dönmez, “Ya da doktor muayenelerinde çok artışlar görünüyor. Bu da tabii hizmet alması gereken grubun, acil hizmetlerden yararlanamayıp gerçekten gereksiz yere acil servis hizmetlerinin ertelenmesine ya da diğer hastalara yetersiz verilmesine neden olabiliyor” diyor.
SAĞLIK OKURYAZARLIĞI ETKİLİ İLAÇ KULLANABİLMEYİ SAĞLIYOR
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Eczacılık Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. İsmail Aslan, özellikle son yıllarda, ilaçların içindeki kullanım talimatlarının oldukça sadeleştirildiğini ve sağlık okuryazarlığı gelişmiş olan bireylerin ‘ilacın ne olduğu, nasıl kullanıldığı, kullanmadan önce nelere dikkat edilmesi gerektiği, yan etkileri ve saklama koşulları’ gibi bilgileri takip edebileceğini söylüyor.
Eczacılar ve hastalar arasında tartışma unsuru
Eczacılar ve hastalar arasında zaman zaman, eczacının reçete edilen ilacın aynısını verememesinden kaynaklı tartışmalar yaşanabildiğini ama sağlık okuryazarlığı düzeyi yükseldiğinde bu çatışmanın azalacağını anlatan Aslan, şöyle devam ediyor:
“Eczanelerde dikkat etmemiz gereken şey şu, bize reçete edilen bir ilacın her ne kadar birebiri olmayabilir, aynı markalı olmayabilir ama mühim olan o değildir. İlaca baktığımız zaman, kutusuna baktığımızda ilacın etken maddesi yazar üzerinde. Eğer içerisindeki etken madde aynıysa markasının aynı olması gerekmez. Bu konuda eczacıya güvenebilirler.”
İLAÇ ASLA İNTERNETTE SATILMAZ
Aslan, “İlaç ruhsatı olan bir ürün hiçbir şekilde internette satılmaz. Hiçbir şekilde reklamı yapılmaz. Hiçbir şekilde televizyon pazarlaması, tele pazarlama veya telefonla pazarlama şeklinde bir dağıtım ağıyla satılmaz. İlaç ruhsatı alan bir ürün sadece eczanede satılır” diyor ve ekliyor:
“Biliyoruz ki ülkemizde geçtiğimiz yıllarda, internetten ilaç alarak, ilaç aldığını zannederek tedavi olmaya çalışan ve zarar gören hatta hayatını kaybeden pek çok insan oldu. Yani internetten satılan, ilaç adı altındaki her şey sahtedir. İlacın satıldığı yer, ilacın temin edildiği yer eczanedir.”
GIDA TAKVİYELERİ
Aslan, “Bazı gıda takviyeleri de vardır. Mesela bazı gıda takviyeleri reçetesiz olarak ama eczacının satması gerekir. Yani gıda takviyeleri ilaç olmayan, ilaç dışı ürünlerdir ama üzerinde yazar, mutlaka yazar. Büyük, belli bir puntoyla ‘İlaç Değildir’ diye yazar” diyor.
“Standardize olması için gıda takviyelerinin de bir eczacı tavsiyesiyle alınması önerilir” diyen Aslan, “Bunun gıda takviyesi olduğunu, ilaç olmadığını ve ilacın yerini alamayacağını bilmesi gerekir” diye ekliyor.
Gıda takviyeleri konusunda bir de tavsiyede bulunuyor:
“Gıda takviyelerinde, aroma terapi ürünlerinde, destek ürünlerinde hani mineral, vitamin gibi destekleyici ürünlerde, üzerinde E harfi yazıyorsa kırmızıyla… Sağlık okuryazarlığı açısından insanlar şuna dikkat edebilir, evet bu sadece eczanede satılıyor ve ben buna güvenebilirim diyebilir.”
SAĞLIKLA İLGİLİ GÜVENİLİR BİLGİYE NASIL ERİŞİLİR
Dönmez doğru bilgiye erişim hakkında ise şunları anlatıyor:
“Artık zaten mesela sağlıkla ilgili bilgilere nereden erişiyoruz diye baktığımızda, ülkemizdeki bireylerin yüzde 50’ye yakını internetten sağlık bilgisine erişiyor. Şimdi peki ben internette doğru sağlık bilgisine nasıl erişeceğim? O kadar fazla bilgi karmaşası var ki bunu anlamak gerçekten çok güç. Onun için benim önerim, bazı sağlıkla ilgili kanıt düzeyi yüksek olan kurumlara girip onların sitelerinden yeterli bilgi almaları gerekiyor. Örneğin bizim ülkemizde Sağlık Bakanlığı... Sağlık Bakanlığının sitesindeki bilgilerden… Bireyler için orada çok güzel aydınlatıcı bilgiler var. Halk Sağlığı Müdürlüğünün sayfasında bilgiler var. Yine Dünya Sağlık Örgütünün sitesinde de bireyler için aydınlatıcı metinler yer alıyor.”
SAĞLIK OKURYAZARLIĞININ ARTTIRILMASI İÇİN ÇALIŞMALAR YAPILIYOR
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Çelik, sağlık okuryazarlığı düzeyinin artması için çalışmalar yürüten isimlerden biri.
Çelik, gerçekleştirdikleri uluslararası projede, çevrim içi eğitim ve bilgi platformları gibi alternatif öğrenme ortamları, mobil uygulamalar, dijital eğitim öğretim materyalleri, konferanslar, seminerler düzenlediklerini ve öncelikli hedef grupları olan yetişkinlere ve tüm ilgili sektör temsilcilerine eğitim verdiklerini söylüyor.
Sınırlı sağlık okuryazarlığı olan bireylerde, sağlık okuryazarlığını geliştirmeye yönelik çalışmaların başarılı sonuçlar vereceğini söyleyen Çelik, şöyle devam ediyor:
“ÇOMÜ ekibi olarak bu noktadan yola çıkarak, AB projeleri alanında deneyimli hocalarımızla bir araya gelip multidisipliner bir ekiple ‘yaşlı yetişkinlerde dijital sağlık okuryazarlığının artırılması’ için bir AB projesi gerçekleştirdik ve proje AB tarafında desteklenmeye değer bulundu, projeyi başarıyla tamamladık.” (TRTHaber)