Sağlıkta devrim gibi düzenleme 'Kamu hekimi' statüsü geliyor

Sağlık Bakanlığı’nın 2003 yılında uygulamaya koyduğu performansa dayalı ücretlendirme yerini devlet güvencesinde temel ücrete bırakıyor. Performans geliri ücretin belirleyicisi olmaktan çıkıyor. 14 Mart Tıp Bayramı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacak olan reform paketi ile hekimlere devlet güvencesinde makul bir temel ücret düzenlemesi içeren yasal düzenleme bekleniyor.

IMF ve Dünya Bankası destekli Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın performansa dayalı ücretlendirme sisteminin yerini sabit ödeme alıyor. Hekimlerin, yaptıkları işlem başına puan toplayarak ücret almasını dayanan sistem esas olarak tarih oluyor. Ücretlendirme sisteminin değişmesi sağlık sisteminin de kamu yararını daha çok gözetmesini beraberinde getirecek. Daha çok tetkik, daha çok ameliyat daha çok ücret diye özetleyebileceğimiz sistemin yerini kamu hekimliği alıyor. 

Cumhuriyetçi Hekimler Grubu İkinci Başkanı Dr. Hikmet Çevik, sağlık sisteminde hekim ücretlendirme politikasının belirleyici olduğunu söyledi. Dr. Çevik, “Performansa dayalı ücretlendirmenin ana işlevi sağlık sistemini piyasaya uygun hale getirmekti. Yan unsur olarak da hekimlere performans havucu gösterilerek aşırı hasta baktırılıyordu. Ücretlendirme de performansa göre yapılıyordu. Artık performansın yerini sağlam bir temel ücret alıyor. Zaten performans ödemeleri uzun süredir aksıyordu. Hastanelerin yarısı performans dağıtamaz hale geldi” dedi. 

SAĞLIK HİZMETİNDE KALİTE DÜŞTÜ

Performansa dayalı ücretlendirme, çok sayıda sorunu beraberinde getirdi. Sağlık sistemine olan talep arttı. Polikliniklerde, acil servislerde yoğunluk oluştu. Benzer şekilde tetkik sayıları da arttı. Sağlık Bakanlığının 2017 yılında açıkladığı verilere göre Türkiye en fazla MR çektiren ülke oldu. Daha fazla hasta, muayene süresini kısalttı. Sağlık sistemi hekimlere 5 dakikada bir hasta bakmayı dayattı. Muayene süresinin kısalmasıyla hata riski arttı. Sağlık hizmetinin kalitesi düştü. Üçüncü basamak eğitim araştırma hastaneleri ile üniversite hastanelerinin eğitim ve araştırma ayağı aksadı. Daha fazla tetkik daha fazla hasta derken asistan hekimlerin eğitimine ayrılan süre azaldı. Yeni düzenleme bu bakımdan da önemli.

KAMUDAKİ ERİMEYE ÇÖZÜM

Ücretlendirmenin değişmesi kamudaki hekim kaybını da engelleyecek. Dr. Çevik, “Geçmişte özel sektördeki uzman hekimlerin kamudakilere oranı yüzde 25’ti. Kamu eridi. Kamu özel arasındaki oran neredeyse yüzde 50 oldu. Ücretler makul hale gelince kamudaki sorun da çözülecektir” dedi. 

HEKİMLERE KORUMA

Dr. Hikmet Çevik, performansa dayalı ödeme sistemini özetle, “Hekimler mahkemede birinci sınıf tüccar statüsünde yargılanıyordu. Artık kamu hekimi statüsüne geçiyoruz” diye özetledi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da hekimlerin tıpkı hakimler gibi uygulamadan kaynaklanan tazminat davalarında devlet koruması altına alınacağını açıklamıştı. 

YENİ DÖNEMİN 9 KAZANCI

• Hekimler, temel sabit ücret alacak, performans belirleyiciliğini kaybedecek.  
• Performans sisteminin sonucu hastanelerdeki hasta yükü azalacak
• Hasta yükü nedeniyle yaşanan şiddet olayları azalacak
• Performans dayatması nedeniyle yaşanan hata riski azalacak
• Sağlık harcamaları azalacak
• Üniversiteler asli görevleri olan tıp eğitimine daha fazla zaman ayırabilecek
• Hekimlere tazminat koruması sağlanacak uzmanlık alanlarındaki kan kaybının önüne geçilecek
• Hastanelerdeki yük azalmasının sonucu sağlık hizmetinde kalite artacak
• Kamu hekimi statüsüne uygun makul bir emeklilik ücreti geliyor.

HEKİMLERDEN ‘BU VATAN HEPİMİZİN’ ÇIKIŞI

Uzmanlık dernekleri yaptıkları açıklamalarla hekimlik mesleğine sahip çıktı. Derneklerden yapılan açıklamalarda özlük haklarına ilişkin talep sıralandı ve “Bu vatanın evlatlarıyız, bu vatan hepimizin” mesajı verildi.

Türk Cerrahi Derneği’nden yapılan açıklamada hekimlerin tek isteğinin güvenli bir ortamda daha kaliteli bir hizmet sunabilmek olduğu vurgulandı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Ülkemizin her bir köşesinde bıkmadan usanmadan çalıştık. Yorulduk, hastalandık, meslektaşlarımızdan yitirdiklerimiz oldu, ama asla vazgeçmedik. Acımızı, üzüntümüzü içimize gömüp sağlık hizmeti sunmaya devam ettik. Bu ülke bizim. Bu vatan bizim. Kapıda bekleyen de, ameliyat masasında yatan da, ameliyat eden de, klinikte, poliklinikte sağlık hizmeti sunan da hepimiz biriz. Tek isteğimiz insanımıza daha güvenli bir ortamda daha kaliteli bir hizmet sunmak, ve hakkettiğimiz değeri görürken elbette ki emeğimizin karşılığını da almak. Türk Cerrahi Derneği olarak binlerce üyemizle birlikte gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz ve takipçisi olacağız. Kırıldık ama. küsmeyiz. Bu ülkenin evlatları. gerçek sahipleriyiz. Bu vatan hepimizin. Ona derinden bağlıyız. Hep buradaydık, Buradayız, Hiç bir yere gitmiyoruz.”

‘DÜZENLEMELER BİR AN ÖNCE YAPILMALI’

İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği’nden yapılan açıklamada, “Bugün maddi manevi çok zor şartlar altında çalışmak durumunda bırakılsak da hiç bir yere gitmiyoruz. Görevimizi büyük bir sorumluluk duygusu ile yerine getirmeye devam ederken yetkililerden beklentimiz sağlıkta şiddeti caydıracak yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması, meslek onurumuzun korunması ve özlük haklarımızın iyileştirilmesidir” denildi.

Türk Nöroloji Uzmanları Derneği de, “Fedakarca çalışan nöroloji uzmanları olarak ülkemizi her gerçek vatansever kadar seviyoruz. İsteğimiz ülkemizdeki sağlık ortamının hem çalışanlar hem de hastalar için iyileştirilmesi, özlük haklarımızın olması gereken düzeye getirilmesidir. Yurtsever hekimler bu ülkenin gerçek sahipleri ve öz evlatlarıdır” açıklamasında bulundu.

Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği yönetim kurulu adına yapılan açıklamada, hekimlerin talebinin insanca yaşam, bilimsel gelişmeleri takip edebilecek ve sağlık hizmeti sunumu sırasında iyi çalışma ortamının sağlanması talepleri sıralandı.

Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği’nden yapılana açıklamada, “Bizim meslektaşlarımız adına vurgulamak istediğimiz mesleğimize tüm makamlar tarafından saygı gösterilmesi, hekimlik onurumuzun korunması ve özlük haklarımızın verilmesidir” ifadelerine yer verildi.