Sahipsiz hayvanlar kanunu iki günde Meclis'ten geçti, milletvekilleri tatile gitti
Sahipsiz sokak hayvanları düzenlemesi önceki gün ve dün yapılan görüşmelerin ardından TBMM Genel Kurulundan geçti. Komisyonda da Genel Kurul'da da tartışmalar öne çıktı. İki günde kanunun yasalaştırılmasının ardından Meclis kapandı, milletvekilleri tatillerine kavuştu.
Sokaktaki bütün köpeklerin toplanması, barınaklara kapatılması ve belediyelere Veterinerlik Kanunu üzerinden geniş bir uyutma yetkisi verilmesini içeren kanun Meclis Genel Kurulundan geçti.
AK Parti’nin kanun teklifinin beş maddesi önceki gün kabul edilmişti. Kalan maddeler de AK Parti-MHP oylarıyla geçti. Saat 03.51'de teklifin bütünü üzerine yapılan oylamaya 500 milletvekili katıldı. 224 'hayır', 275 'evet' oyu verildi.
Genel Kurulda önce teklifin kalan bölümüyle ilgili gruplar adına konuşmalar yapıldı. Kanun teklifinin görüşmelerinin son bölümünü CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tulay Hatımoğulları Oruç da izledi.
Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, teklifin çözüme dönük olmadığını söyledi. "Hayvanların uyutulmasının insani olmadığını" ifade eden Doğan, sorunun çözümü için yeni bir mekanizma kurulması gerektiğini dile getirdi.
'HAYVANLAR KATLEDİLECEK'
İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, teklifin milletvekillerince hazırlanmadığını savundu. CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen Göl, teklifin komisyondaki görüşmelerinde iktidarın sessiz kaldığını kaydetti.
İktidarın veteriner hekimlerin önerilerini dinlemediğini ifade eden Göl, "Bu teklifle hayvanlar katledilecek, çocuklar korunmayacak, muhalefet belediyelerinde cadı avı yapılacak. Biz, bu ülkede hiçbir hayvan boş yere öldürülmesin, her çocuk güvende olsun diye mücadele ediyoruz. Belediyelerle merkezi hükümet, işbirliği içerisinde sorunu çözsün diye uğraşıyoruz." dedi.
AK Parti Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez, konunun insani duygularla düşünülmesi gerektiğini söyledi. Çocukların köpek saldırılarında yaralandığını ya da kaçarken hayatını kaybettiğini belirten Söylemez, şunları kaydetti:
"Bizi dinleyen tüm annelere sesleniyorum: Kendi evladınızın başına böyle bir felaket gelseydi ne yapardınız? Bu acıyı yaşayan annelerin sesini duymayacak mıyız? Evladını kaybeden bir annenin yaşadığı acıyı tarif etmek imkansız. Başıboş sokak köpekleri, acilen çözülmesi gereken sosyal bir sorun haline gelmiştir.”
Söylemez, zor şartlarda yaşayan hayvanları sokaklardan kurtarmayı amaçladıklarını da savundu.
KİRİŞCİ SORULARI YANITLADI
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci de milletvekillerinin sorularını cevapladı.
'MERKEZİN ROLÜ YOK'
Büyükşehirlere veya nüfusu 25 binin üzerindeki belediyelere sorumluluk yüklenirken merkezi yönetime herhangi bir sorumluluk getirilmediği yönünde eleştiriler yapıldığını anımsatan Kirişci, "Her ilde oluşturulan İl Hayvanları Koruma Kurulunda zaten merkezi yönetimin yereldeki temsilcileri yer almaktadır. Dolayısıyla bu katılımcılık ve sorumluluğu paylaşma adına önemlidir." dedi.
Merkezi yönetimin yerel yönetimlere verdiği desteğe de değinen Kirişci, "Tarım ve Orman Bakanlığımız barınak yapımı da dahil olmak üzere yüzde 40 nispetindeki destekleri bu zamana kadar sağlamıştır. Yeni teklifte kapsam biraz daha genişletiliyor. Burada da ilgili bakanlığımız sorumluluklarını daha fazla gerçekleştirmiş olacaktır." ifadelerini kullandı.
‘2028’E KADAR DÖRT DÖNEM BARINAK YAPILACAK’
Barınakların yapımına ilişkin eleştirilere de cevap veren Kirişci, şöyle konuştu:
"2028 yılına kadar sanki yerel yönetim bekleyecek, 31 Aralık 2028 olduğunda barınak yapıp yapmadığı sorgulanacakmış gibi ifadeler kullanılıyor. Bu doğru değil. 2028 gelene kadar dört dönem halinde barınak yapım çalışmaları eksiksiz, aksaksız devam edecek. Ayrıca 'belediyelere bu yükü yüklüyorsunuz ve belediyeler bütçe gelirlerinden bu iş için bir tahsisat yapacak ama siz bir taraftan da tasarruf tedbirlerini gündeme getiriyorsunuz' deniliyor. Tasarruf tedbirleriyle bütçe gelirlerinin bu bahsedilen oranlardaki tahsisatı birbirinden farklı şeyler. Yani burada tahsis edilenlere herhangi bir şekilde bir tasarruf genelgesi, tasarruf tedbirlerinin uygulamasıyla bunu yavaşlatıcı veya bu tür yatırımları önleyici bir adım atılmamış olacak."
MECLİS TATİLE GİRDİ
Ardından Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin kalan maddeleri oylandı ve TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Teklifin yasalaşmasının ardından, TBMM Genel Kurulu tatile girdi. TBMM Başkanvekili Celal Adan, birleşimi, 1 Ekim Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.
Kanunda neler var?
-Kanunla, Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişikliğe gidilerek, Kanun'un amaçlarına "insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla" ifadesi eklendi.
-"Sahipli hayvan" ve "sahipsiz hayvan" kavramları açık şekilde tanımlanacak. Sokaklarda hayvan kalmaması hedeflendiği için kanundaki "yakala-kısırlaştır-sal" metodu kaldırıldı. Hayvan bakımevinin tanımı da "Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis" diye değiştirildi.
-Barınaklar dışında bir hayvana bakmak onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi mümkün olacak. "Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir." ifadesi yürürlükten kaldırılacak.
-Hayvan bakımevlerine alınan hayvanlardan rehabilite edilen köpekler sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Doğru ve güncel veri sağlanabilmesi amacıyla hayvan bakımevlerine alınan hayvanlar Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek.
UYUTMA YETKİLERİ
-Kanun teklifindeki ötanazi ifadesi kaldırılıp yerine aynı tarifi yapan Veterinerlik Kanununa atıf yapıldı. Buna göre belediyeler topladığı köpeklerden “insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden”, “olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, saldırgan olan”, “bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan” ya da “sahiplenilmesi yasak olanları” uyutacak. Atıf yapılan Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 9. maddesi şöyle:
"Hayvanlara ötenazi yapmak yasaktır. Ancak, hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında, akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilir. Ötenazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır.”
Bu madde hakkında belediyeler tarafından suistimal edilebileceği yönünde endişeler var.
-Yerel yönetimler sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili olacak.
-Hayvanlara yapılacak müdahalenin sadece tıbbi gerekçelerle değil Kanunda yer alan diğer istisnai durumlarda da yapılabilmesine imkan sağlanacak.
BIRAKMAYA PARA CEZASI
- Belediyeler ya da vatandaşlar tarafından köpeğin bir yere bırakılması yasaklanacak. sahipli hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi kabahatine ilişkin idari para cezası hayvan başına 2 bin liradan 60 bin liraya çıkarılacak. Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk eden veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakanlara ise hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek.
-İl Hayvanları Koruma Kurulunun görevleri arasına, sahipsiz hayvanların korunmasına yönelik yürütülen çalışmaların yanı sıra insan, hayvan ve çevre sağlığını korumaya yönelik olarak sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirlemek ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üretmek eklenecek.
-Düzenlemeyle başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletilecek. Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak.
- Ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak. Ancak kanun belediyelere ayrı bir bütçe tahsis etmiyor. Kendi bütçelerinin belli bir miktarını harcamalarını şart koşuyor.
-Hayvana zarar veren ya da ihmal eden kişilerin hayvanlarına el konacak ve barınağa konacak.
-Kanunla, sokakta sahipsiz kalmaması amaçlandığı için "yerel hayvan koruma görevlileri"ne ilişkin hüküm yürürlükten kaldırıldı.
BAKIMEVİ KURMA ŞARTI
-Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kuracak. Belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri, sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek.
KAYNAĞI BAŞKA YERE HARCAYANA HAPİS
-Belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, rehabilite etmek veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için harcamayan veya bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.
KAYNAK BELEDİYE BÜTÇESİNİN
-Söz konusu belediyeler 31 Aralık 2028'e kadar belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak.
-Belediyeler, 31 Aralık 2028'e kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5'i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak.
-Belediyelerce bu oranların üzerinde yapılan harcamaların yüzde 40'ı, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belediyeye aktarılacak. Aktarılacak tutar hiçbir şekilde maddedeki oranların yüzde 40'ını geçemeyecek. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak.
SAHİPLİLER KAYIT ALTINA ALINACAK
-Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025'e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak.