'Salgınla ilgili Çin’i suçlamak, KOVİD-19 tarihini yeniden yazmak demek'

ABD yetkilileri, aralık sonunda ilk olarak Vuhan’da tespit edilen ve ardından hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını ile ilgili tartışmaları devam ettiriyor.

Tayvan ziyareti sırasında Çin’in salgınla mücadelesini eleştiren ABD Sağlık Bakanı Alex Azar “Çin, salgınla mücadelede uluslararası topluma karşı şeffaf olmadı. Eğer bu salgın burada, Tayvan’da ya da ABD’de ortaya çıksaydı kolayca kontrol altına alınırdı” açıklamasında bulundu.

ABD Sağlık Bakanı’nın açıklamalarına Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian’dan cevap geldi. Sözcü Zhao “Çin’in salgın karşıtı önlemlerini ve bunun tüm detaylı zaman çizelgesini defalarca dünya kamuoyu ile paylaştık. Çin, uluslararası sağlık düzenlemelerinde öngörülen görev ve yükümlülükleri açık, şeffaf ve sorumlu bir şekilde yerine getirmektedir. Salgının yayılmasını önlemek ve uluslararası salgınların önlenmesinde aktif olarak işbirliği yapmak için en kapsamlı, en katı ve kapsamlı önleyici ve kontrol önlemlerini benimsemiştir. Salgınla en kötü mücadeleyi veren ülke aranıyorsa, sanırım Bakan Azar’ın kendi ülkesine bakması gerekir.” açıklamasında bulundu.

LANCET: BATI DEMOKRASİLERİ ÇİN'İN UYARILARINI DİNLEMEDİ

Dünyaca ünlü İngiliz tıp dergisi The Lancet editörü Richard Horton, tekrardan artan salgınla mücadele tartışmaları üzerine The Guardian gazetesine verdiği röportajda önemli vurgular yaptı. Dr. Horton “Covid-19 durumuyla, Çinli bilim adamları Çin halkının sağlığını korumak için kararlı ve sorumlu davrandılar. Viral bulaşma yollarını kesmek için erken karantina uygulamalarını tavsiye ettiler. Sosyal hayatta teması azaltmak için katı fiziksel mesafe politikaları uyguladılar. Yatak kapasitesini genişletmek ve hastalık seviyesi yüksek insanların yoğun bakıma erişimini sağlamak için geçici hastaneler inşa ettiler. Bunun yanında Çinli doktorlar, yerel yöneticileri ve hükümetlerini hızlıca uyardılar. Aslında tüm dünyaya yönelik bir uyarıydı bu. Batı demokrasileri ise bu uyarıları dinlemedi. Tüm bunlara rağmen Çin’i suçlamak, KOVİD-19 tarihini yeniden yazmak ve Batı ülkelerinin büyük başarısızlığını maskelemek demektir. Pandemi, dünya için bir fırsat sunuyor. İşbirliği ve karşılıklı uzlaşma adımları fırsatı. Tıp bilimi de Batı ile Çin arasında yeni bir soğuk savaşı hızlandırmak yerine, uluslararası düzende yeni bir uzlaşının sağlanmasına yardımcı olabilir. Jeopolitik kırılma anlarında kişisel ve kurumsal ilişkileri zayıflatmak yerine tam tersi tutum alınması gerekir. Şu anda Batı’da oluşturulan Çin karşıtı dalga, ırkçı bir sinofobiye dönüşmüş durumda. Pandemi hükümetler arasında çatışma dönemi değil, halklar arasında dayanışma anıdır.” açıklamalarında bulundu.

Sonraki Haber