Şam görüşmeden memnun, muhalifler rahatsız

Moskova'da Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları arasında yapılan tarihi görüşme Şam'da memnuniyetle karşılandı. ABD ve muhalifler ise rahatsızlıklarını açıkça dile getirdi

Türkiye ile Suriye savunma bakanlarını 12 yıl sonra bir araya getiren Moskova görüşmesi, ABD ve PKK/YPG ile Suriye Milli Ordusu saflarında rahatsızlık yarattı. ABD rahatsızlığını hem bir açıklamayla, hem de Suriye'de sivilleri hedef alan büyük bir saldırıyla ilan etti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün Moskova'daki görüşmeye dair yaptığı değerlendirmede, “Suriye ile atılan son adımlara karşı çıkanlar var. ABD ve bazı Avrupa ülkeleri istemiyor.” demişti. ABD'den de görüşmeye dair ilk tepki geldi.

ABD Dışişleri Bakanlığından bir sözcü, VOA Türkçe’ye gönderdiği açıklamada, görüşme haberlerini gördüklerini fakat Şam'a yönelik politikalarının değişmediğini söyledi. “Ülkelerin Şam ile ilişkilerini geliştirmelerini ve zalim diktatör Beşar Esad’a eski gücünü kazandıracak desteği vermelerini istemediklerini” kaydeden sözcü, şöyle devam etti: “Devletleri, Esad rejiminin son 10 yılda Suriye halkına uyguladığı zulmü ve rejimin, Suriye halkının insani yardıma ve güvenliğe erişimini engellemeye devam etmesini dikkatle değerlendirmeye çağırıyoruz. Kalıcı bir siyasi çözümün ulaşılabilir olmasını sağlamak için müttefiklerimiz, ortaklarımız ve BM ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”

ŞAM'A TERÖRLE YANIT

Diğer yandan dün Suriye'de gerçekleşen büyük bir saldırı, “ABD'nin Türkiye-Suriye yakınlaşmasına sahadaki tepkisi” olarak nitelendi.

Suriye'nin doğusundaki Deyrezor kentinde Suriye Hükümeti tarafından işletilen al-Taym petrol sahasına düzenlenen saldırıda, 10 işçi hayatını kaybetti, 2 işçi de yaralandı.

Suriye Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Bessam Taame, saldırının ardından yaptığı açıklamada, Suriye halkının petrol kriziyle boğuştuğunu ve Amerika’nın terörist grupları aracılığıyla, Suriye halkının asgari ihtiyaçlarını karşılayan mevcut petrolü de kesmek istediğini söyledi. Taame, “Bu sebeple, Al-Taym sahasında vardiya değiştiren işçilerin otobüslerine bu bariz saldırıyı gerçekleştirdiler.” dedi. Saldırıda 3 otobüsün hedef alındığı öğrenildi.

Saldırının kim tarafından yapıldığına dair henüz resmi bir açıklama yapılmazken, Suriyeli çok sayıda analist doğrudan ABD'yi işaret etti. Örneğin Suriyeli yazar ve siyasi analist Mohammed Hawaidi, saldırı haberini paylaşarak üstüne şu notu düştü: “ABD'nin Suriye-Türkiye yakınlaşmasına tepkisi.”

MUHALİF SAFLARDA RAHATSIZLIK VAR

Ankara-Şam normalleşmesine yönelik merak edilen konulardan biri de; Türkiye'nin desteklediği muhaliflerin bu yakınlaşmaya nasıl tepki vereceğiydi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Suriye muhalefeti de normalleşmeye olumlu bakıyor.” derken, şu uyarıyı eklemeyi de ihmal etmedi: “Tepki gösterenler kendi çıkarlarını düşünenler. Muhalifler kendi içlerinde bunlara karşı önlem aldılar. Suriye ile ilişkileri sabote etmek için her türlü provokasyon olabilir. Olası provokasyonlara karşı önlemler alıyoruz.”

Aydınlık, muhalefetin ünlü ismi Mustafa Sejari'ye normalleşme sürecine dair görüşlerini sordu. Sejari'nin yanıtları şöyle oldu:

  • Moskova'da yıllar sonra gerçekleşen savunma bakanları toplantısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk kardeşlerimize olan güvenimiz çok büyük ve Türk hükümetinin Suriye halkını ve Suriye muhalefetini yüzüstü bırakmayacağının farkındayız. Türk liderliği Beşar Esad'a ve onun terör rejimine güvenemez, çünkü Esed, Suriye'de terörün başıdır.

Moskova'daki toplantının amacının, SDG ve ona destek veren düşmanlarının önünü kesmek olduğunu anlıyoruz. Bu görüşme, Türkiye'nin bölgede Batı'ya izin vermeyeceğinin açık bir mesajıdır.

Biz, Türklerin 12 yıldır yanımızda olduğunu biliyoruz. Bu nedenle her ne olursa olsun bizden sadece bir teşekkür sözü duyacaklar, onlara minnettar kalacağız ve bize verdikleri her şey için onlara teşekkür edeceğiz.

  • Sizce Türkiye-Suriye normalleşmesinin muhalefet üzerindeki etkisi ne olur? Bir bölünme gerçekleşir mi?

Herhangi bir etkisi olacağına inanmıyoruz çünkü Türklerin Suriye halkının zararına herhangi bir anlaşma yapmasını beklemiyoruz. Ama Türkler (Allah korusun) Suriye muhalefetiyle ilişkilerini kesmeye ve Suriye halkını terk etmeye karar verirlerse, kararlarına saygı duyacağız ve muhalefet Beşar Esed karşısında birlik olmaya devam edecek. Beşar Esed hepimiz için asla kabul edilemeyecek bir kırmızı çizgidir.

  • Türkiye'nin SMO'ya üç aydır maaş ödemediği biliniyor. Bunun gibi başka yaptırımların da sinyalleri var mı? Türkiye desteğini çekerse muhalefetin planı ne olacak?

Maaşların gecikmesi ile ile son gelişmeler arasında bir ilişki olduğuna inanmıyoruz. Bu tür gecikmeler her zaman oluyor.

  • PKK/YPG'ye yönelik bir operasyonda Suriye Ordusu ile işbirliği yapar mısınız? Kurtarılan bölgelerin (Münbiç, Tel Rıfat vb.) Suriye Hükümeti'ne devredilmesini nasıl görürsünüz?

Esed ile herhangi bir askeri işbirliğini kabul etmeyeceğiz. Esed ve çeteleri bizim için terörün başıdır. Esed çetelerinin Münbiç, Ayn el-Arab ve Tel Rıfat'a girişini reddediyoruz. Türkiye'nin önceliğine saygı duyuyoruz ve Türkler bizim bakış açımızı anlıyor. Bu nedenle bize Esed ile herhangi bir koordinasyon veya çalışma teklif edilmedi.

  • Muhalefet ile ABD ile arasında herhangi bir temas var mı? İlişkileriniz ne durumda?

ABD Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Amerikalılarla temaslarımız devam ediyor ama ne yazık ki Washington'un SDG'yi destekleyen pozisyonu, Suriye halkının acılarına kayıtsız kalması ve Esed'in suçunu sona erdirmedeki ciddiyetsizliği nedeniyle onlara güvenimizi kaybettik.

  • Türkiye'deki Suriyelilerin muhaliflerin kontrolündeki bölgeye gönderilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu geri dönüş muhalefet için sorun teşkil eder mi?

Mültecilerin Suriye'ye dönüşü çok önemli bir adımdır. Biz ve Türk hükümeti bu işin başarıya ulaşması için işbirliği yapıyoruz. Suriyelilerin Türkiye'de kalmasını istemiyoruz. Suriye krizinin çözülmesini istiyoruz.

  • HTŞ ve İdlib'deki diğer gruplarla ilişkileriniz nasıl? Cevlani hakkında ne düşünüyorsunuz?

Heyet-i Tahrir el-Şam ile ilişkilerimiz hem önceki politikaları hem de uluslararası terör listelerinde yer almaları nedeniyle iyi değil. İdlib şehrinin kurtarılabileceği bir çözüm bulmak için her türlü çabayı gösteriyoruz. Halkımızın korunması ise bizim için önceliktir.

ŞAM’DA HAVA DEĞİŞTİ

Yıllar sonra Türkiye ile yapılan ilk resmi temas, Suriye tarafında da olumlu karşılandı. Görüşmenin hemen ardından Suriye Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, “Taraflar birçok konuyu ele aldı ve görüşmeler olumluydu.” ifadelerine yer verildi. Hükümete yakınlığıyla bilinen Al-Watan gazetesi de dün “Atmosfer Olumlu” manşetiyle çıktı. Suriye devlet televizyonu El İhbariye'ye çıkan yorumcular normalleşmenin iki ülkeye de fayda sağlayacağını dile getirdi.  

Aydınlık'a konuşan Suriyeli eski bir subay da görüşmede şu konuların ele alındığı ifade etti:

  • M4 karayolu ile Türkiye-Suriye arasındaki geçişlerin açılması
  • Türk mallarının Suriye pazarına düzenli girişi
  • Suriye güçlerinin Türkiye sınırına konuşlandırılması
  • SDG’nin varlığına kesin olarak son verilmesi
  • İdlib'deki terör gruplarının varlığına son verilmesi
  • Türkiye'deki mültecilerin Suriye'ye dönüşü
Sonraki Haber