'Sanatçı Kadınların Yüzyılı'

Ben-Sen-Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı isimli sergi İstiklal Caddesi’ndeki Meşher sergi salonunda bugün ziyarete açılıyor. 27 Mart 2022’ye kadar açık olacak serginin Küratörlüğü Deniz Artun’a ait. 1850–1950 tarihleri arasında Türkiye’de yaşamış ve eser üretmiş sanatçı kadınların yapıtlarından oluşan sergi, Çiğdem Simavi hamiliğinde düzenleniyor. Meşher’in üç katında gerçekleşen sergide, 117 sanatçıdan 232 eser yer alıyor.

Sergi, çoğunluğu bilinmemiş ve sanat tarihinde kaydedilmemiş kadınları fark etmeyi araştırıyor. Çiğdem Simavi, sanatçı kadınların kendisi için önemini şöyle ifade ediyor: “Her zaman kadın emeğine, gücüne, dayanışmasına ve birleştiriciliğine inanan bir kadın oldum. Türkiye’nin sanatçı kadınlarını tüm dünyaya anlatmak, tanıtmak ve çoğunu içine sıkıştıkları gölgelerden çekip çıkararak gün ışığına kavuşturmak en büyük hayalimdi. Ülkemin kültürü ve sanatına olan hayranlığımın temelindeki sessiz kahramanların her zaman kadınlar olduğu bilinciyle, bu hayalimin peşinden gittim.”

İZLEYİCİYLE SANATÇI ARASINDAKİ DUYGUYU YANSITMAK

Heykel, tablo, fotoğraf, mimari çizimler gibi sanat alanlarından birçok eseri içinde bulunduran sergi için kadınların sanat camiasında arka planda kaldıklarını ve bunun ön plana alınması gerektiğini düşünerek yola çıkılmış. Kadınların bilinmeyen eserlerine de bir dev aynası tutmak istediklerini açıklayan ekip, eser araştırmalarının bir buçuk yıl sürdüğünü belirtiyor. Üç kattan oluşan sergide her kat için Ben, Sen ve Onlar olmaz üzere üç ayrı konu belirlenmiş.

Küratör Deniz Artun, “Ben” katını; kimliğini arayan, kuran ya da parçalayan kadınlar üzerine ayna imgesi etrafında kurdukları bir kat olarak tanımlıyor. “Sen” katında ise otoportrelerin izleyiciyle o kadınların arasındaki duyguları birbirine yansıtma ilişkisi kurmayı umut ettiklerini söyleyen Artun, bu katta çocukları seçtiklerini, anneliğe değil ama doğurganlığa dikkat çekmek istediklerini belirtiyor. Onlar katında ise bu zamana kadar bütün Sümerbank desenlerini yapmış olan, kumaşların hepsini tasarlayan bir kadın olduğunu öğrendiklerini ve bir deseni büyüterek duvara yansıttıklarını söylüyor.

Şükran Aziz

‘KADIN SANATÇI DEĞİL SANATÇI KADIN’

“Kadın sanatçı değil sanatçı kadın” ifadesini vurgulayan küratör Deniz Artun şunları söyledi:

“Yaşayan sanatçı kadınlar Türkiye’de kendilerini gösterme fırsatları yakalayabiliyorlar. Fakat geçmişte yaşamış ve eserlerini nasıl hangi ortamlarda gerçekleştirdiğini bilmediğimiz kadınlar ise bu fırsatı yakalayamıyor. Biz onların isimlerini anmazsak kaybolmak üzereler. Araştırmalarımızı aslında gölgede kalmış sanatçılara yer vererek yaptık. Dolayısıyla bu bir baş yapıt sergisi değil ama bu sanatçı kadınların baş yapıtları olmadığı anlamına gelmiyor. Gördüğünüz her minicik esere bir baş yapıt olarak bakmaya davet ediyoruz sizi.”

Araştırmalar sırasında Batı sanatında olduğu gibi Türkiye’de de sanatçı erkeklerle evlenmiş sanatçı kadınların varlıklarının gölgede kaldığını fark eden ekip, kadınların potansiyellerinin çok altında üretim yaptıklarını dolayısıyla o kadınları ayrıca anmak istediklerini belirtiyor. Küratör Artun'un son vurgusu ise şöyle: “Bu eserlerin her birini ailelerden ödünç aldık. Çevrenizdeki sanatçı kadınlara başka türlü bakmaya ve değer vermeye başlarsanız biz amacımıza ulaşmışız demektir.”

Sonraki Haber