Sarsılmayan karargâh!

157 yıllık bina 1908 Devrimi, işgal, kurtuluş ve Cumhuriyet'i gördü. Bir yanımızda Garibaldi, karşımızda Atatürk’ün Pera Palas'ta kaldığı oda, diğer yanımızda Namık Kemal'in tutuklandığı Hazzopulo Pasajı, İbret'in basıldığı matbaa, Jöntürklerin mekânı... 1995'ten sonra Aydınlıkçıların dönemi...

Aydınlık, Ulusal Kanal ve Vatan Partisi’nin yıllarca karargâh olarak kullandığı İstanbul İstiklâl Caddesi Deva Çıkmazı Sokakta bulunan binası emeğin ve fedakarlığın seferberliğiyle bugünlere geldi. 1995 yılında kiralandığında harabe halindeydi. Katlara girmeye korkardınız... Tinercilerin meskeniydi. Koridorlar küf ve rutubet kokuyordu… Sahipsizliğin en çarpıcı örneği olmuştu. Partinin kurduğu inşaat ekibi kısa süre içinde kolları sıvadı ve binayı yeniden inşa etmeye başladı. Tonlarca moloz çıkarıldı. Bağışlarla elde edilen parayla malzeme alındı ve fedakârlar bölüğünün emek gücüyle tuğlalar örüldü, sıvalar yapıldı, kapı pencereler takıldı; kısa süre içinde imrenilecek güzellikte karargâh ortaya çıktı.

Bu süreçte Turhan Özlü, Halil Alkan, Arif Doğan, Orhan Şenoğlu, Erkan Kaya, Uysal Otlu, Ufuk Karaali, Arif Yılmaz, Serdar Üsküplü, Hüseyin ve Birol Mertlerin ortaya koyduğu emekler unutulmaz. Kar kış demeden, bir avuç azığa çalıştılar ve “bana mısın” demeden yarattıkları güzelliğin mutluluğunu bizlere miras bıraktılar. Bizler de orada Türkiye’nin bağımsızlığı ve geleceği için mücadele verdik. Verilen emeği boşa çıkarmadık. Ve mücadele devam ederken daha güçlü karargâh yaratmak için, binayı satın almak için kampanya başlattık.

1950’lerde Merutiyet Caddesi

ÖNÜ ARKASI SAĞI SOLU DEVRİM

İstiklâl Caddesi Deva Çıkmazı’ndaki karargâhımız bir binadan öte tarih! Büyük bir tarihi miras üzerinde oturuyoruz. Sağımız solumuz, arkamız önümüz devrim ve devrimciler tarihi… Önünde eski ismi Pera Caddesi, yeni ismiyle İstiklâl Caddesi, arkasında da Meşrutiyet Caddesinin bulunduğu binamızın tarihi 1865’lere gidiyor. Osmanlı döneminde Sideridis Apartmanı olarak anılan 157 yıllık bina çok şeye şahit oldu. Hürriyet mücadelesi, 1908 devrimi, 1918-1920 işgalleri ve 1922-1923 zaferleri… 23 Temmuz 1908 günü 2. Meşrutiyetin ilanından sonra halk arka caddemizde ve İstiklâl’de günlerce yürüyüş yaptı ve o tarihi zaferi coşkuyla kutladı. Bundan dolayı caddenin ismi Meşrutiyet oldu. 30 Ağustos 1922 zaferinin ardından 6 Ekim 1923 günü Türk ordusunun İstanbul’a girişi bu caddede büyük bir coşku ve gururla kutlandı. Mehmetçiğin ayak sesleri caddeyi inletti… Artık caddeyi işgal ordusu ve işbirlikçilerin bayrakları değil, Al Bayrağımız süslemişti… Pera Caddesi de “İstiklâl” oldu… Taksim Meydanı da 29 Ekim’den sonra Cumhuriyet Meydanı oldu…

Fedakârlar bölüğünün emek gücüyle tuğlalar örüldü, sıvalar yapıldı.

Binamızın arka tarafında ünlü Pera Palas Oteli var. 1918 Mütarekesinden sonra İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Paşa bir süre burayı karargâh olarak kullandı. Yine Mustafa Kemal’in bu caddeye yakın bir evde gizli görüşmelerini yaptığı ileri sürüldü. Yine burada 1934 yılında sürgün gelen Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti kurucusu Josip Broz Tito kaldı. Tito 1937 yılında da yine Meşrutiyet Caddesi üzerinde bulunan ünlü Grand Hotel de Londres’da kaldı.

Binamızın giriş kapısının karşısında bulunan İtalyan Kültür Merkezinin içinde bulunan “Casa Garibaldi İstanbul” opera binası İstanbul kültürüne ayrı bir renk kattı. İtalyan birliği için mücadele eden devrimci General Giuseppe Garibaldi 1828-1831 yılları arasında üç yıl burada kaldı ve özgürlük ve birlik mücadelesinin örgütlenmesini yaptı. Societá Operaia İtaliana (İtalyan İşçi Birliği) derneğinin kurucu başkanı oldu. 1888 yılında Magosa kalesinde ömrünü tamamlayan vatan şairi Namık Kemal’in İbret gazetesini binamıza yakın bir binada 1869-1873 yılları arasında çıkardığı saptandı. İstiklâl Caddesi’nde bulunan Mısır Apartmanında ise milli şairimiz Mehmet Akif vatana döndüğünde kaldı ve 27 Aralık 1936 tarihinde gözlerini yumdu. Daha nice isim bu bölgeden geçti. En son olarak da sosyalist önder Reşat Nuri Baraner bu caddede ömrünü tamamladı. Caddenin kaldırımlarını arşınladı…

Gönüllülerden biri 2 altın bileziğini tarihi bina için bağışladı.

GELECEĞİN KARARGÂHI

Aydınlık’ın bu binada olması işte bu mirasa sahip çıkma açısından ayrı bir değer taşıyor. Devrimci geleneğin, vatan mücadelesinin merkezi olan bu binanın 2000’leri hedef alan devrimciler tarafından sahiplenilmesi boşuna değil. Bir geleneğin devamı… Bu açıdan da binamıza sahip çıkmak ve onu bir karargâh haline getirmek vazife. Onun için Aydınlıkçılar bu tarihi binanın mülkiyetini üzerine alarak bu özelliğini de korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak istiyor. Aydınlıkçıların Deva’daki binaya önemli bir katkısı da binanın mimari özelliğine dokunmaması, onu özenle korumasıdır. Mülkiyeti Vakıflar’a ait olan binayı kontrole gelen görevliler bu korumadan dolayı Aydınlıkçıları kutladı, bunun caddenin tarihine bir katkı olduğunu belirttiler.

Sonraki Haber