Satranç ve hayat: Kadınlar satrançta erkekleri yenebilir mi?
Satranç, strateji, zeka ve karar verme becerilerinin ön plana çıktığı bir oyun. Tarihi boyunca, satranç genellikle erkekler arasında popülerlik kazanmış ve erkeklerin hâkim olduğu bir alan olmuştur. Ancak son yıllarda, kadınların da satranca ilgisi artmış ve başarılar elde etmişlerdir.
Erkekler kas gücü yönünden kadınlara göre avantajlı. Bu nedenle futbol, atletizm gibi bedensel sporlarda kadınlardan daha önde olmaları doğal. Peki bir beyin sporu olan, tamamen düşünce ve akıl gücüne dayanan satrançta durum nasıl? Cinsiyetimiz satranç gücümüz üzerinde etkili olabilir mi?
İlk bakışta erkek ve kadın satranççılar arasında bir fark olmaması gerektiği geliyor akla değil mi?
1886 yılından itibaren resmi dünya şampiyonaları düzenleniyor. Bu turnuvalara çoğunlukla erkek satranççılar katılıyor. Kadınların katılmasına bir engel yok. Peki, neden şimdiye dek Steiniz'den Ding'e hep erkekler şampiyon?
Niçin kadınlar dünya şampiyonası ayrı kategoride düzenleniyor. Kadın olmak fiziksel farklılıklar getiriyor elbette. Bedensel sporlarda erkeklerle kadınları ayrı yarıştırmak normal olabilir. Peki ya satrançta hangi kaslar çalışıyor?
Düşünceyi neler etkiliyor? Kadın sporcu da erkek gibi satranç tahtasının başına oturuyor. Bilek güreşi değil ki bu, rakibinize yumruk atmıyorsunuz, topa vurmak yok, koşmak yok. Herşey zihinde olup bitiyor.
Öyleyse hâlâ neden dünyanın en iyi ilk yüz satranççısı arasında bir tek kadın usta yok. Bunun tarihteki tek istisnası Judid Polgar. Judid 2005 yılında dünya klasmanında 2735 ELO puanına kadar yükselerek sekizinci sıraya yerleşmişti. Onun dışında yirminci yüzyıldan günümüze dek dünya kadınlar şampiyonları 2600 ELOnun bile üzerine çıkamadılar. Şu anki dünya kadınlar satranç şampiyonu Wenjun Ju 2566 ELO puanıyla ilk 300’ün gerisinde.
Kadınlar erkekler kadar iyi oynayamıyor mu? Kadınlar iş dünyasında başarı elde edebiliyor, başbakan hatta devlet başkanı olabiliyorlar. Fiziksel farklılıklar buna engel değil. Peki neden satrançta dünya şampiyonu olamıyorlar.
Erkeklerin üst düzey turnuvalarında günümüzde tek bir kadın büyük usta göremiyoruz. Dink Liren'e, Nepomniachtchi'ye, Magnus Carlsen'e kafa tutacak kadın satranççı çıkacak mı?
Polgar gibi bir hanımefendi ne zaman şampiyonlara meydan okuyacak? Polgarlar üç kız kardeşti. Üçünü de babaları özel olarak yetiştirdi. Hepsi de iyi satranççılar oldu. Ancak en isteklileri belki de en yeteneklileri olan Judit hızla ilerledi ve önce kadınlar dünya şampiyonu oldu. bir süre sonra kadınlar ile rekabet etmek Judit'e yetmedi. Bu alanda yarışmayı bırakıp zamanın dünya şampiyonları Kasparov, Karpov, Anand gibi isimlerle boy ölçüşmeyi tercih etti. Peki yeni Judit'ler niye yetişmiyor?
Biz kadınların satrançta yeterince ilerleyememesi konusunda sosyal yaşantının etkili olduğunu düşünüyoruz. Ekonomik düzeyi ilerlemiş de olsa, entellektüel anlamda yol kat etmiş de olsa dünya üzerindeki tüm ülkelerde kadına biçilen bir rol var. Bu üç aşağı beş yukarı her yerde aynı. Eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına atılmak ama bu arada evlenmek, anne olmak, çocuklarını büyütmek, kendini aile fertlerine adamak. Profesyonelce ilerlediği bir alan bile olsa gerekirse onu ötelemek ve hatta vaz geçmek.
Erken yaşta satranca başlayıp başarıyı yakalayan birçok kız evladımızın üniversiteye geldiğinde hızını kestiğini, işti evlilikti derken satrancı bıraktığını görüyoruz. Erkekler de benzer endişeleri yaşamaktalar. Ama muhtemelen hayata atılırken kadınlara göre risk alma oranları daha yüksek. Dolayısıyla satranç yarışmalarında yer alan erkek sporcu sayısı kadınlardan fazla oluyor. Bu durumda istatistiki açıdan da kadınların erkeklerle rekabet şansı azalıyor.
Satrancın sadece zihin faaliyetine dayandığı tam olarak doğru değildir. Tahta başında uzun saatler oturup düşünebilmek için güçlü bir fiziğe de sahip olmak gerekir. İyi satranç sporcuları mutlaka düzenli bedensel spor yaparlar. Bu kadınların tahta başındaki direncinin yetersiz kalmasıyla ilgili bir açıklama olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki kadınların acıya dayanma eşiği erkeklerinkinden daha yüksektir.
Kadınların satranca ilgi duyması ve oyunda başarılı olması, kadınların güçlü ve bağımsız bireyler olarak kendilerini ifade etme fırsatı buldukları bir alan sağlar. Ayrıca, kadın satranççıların başarıları, diğer kadınları da satranç oynamaya teşvik eder ve rol modeller oluşturur.
Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Bize yazın lütfen. Farklı fikirleri köşemizde duyuralım.
Minyatür köşemizde Judith Polgar'ın dünya şampiyonlarından Hintli büyük usta Anand'ı yendiği hamlelerini inceleyebilirsiniz.
BULMACA
Soru 10:
Basman - Balshan
1981
Beyaz Oynar Kazanır
Beyaz Taşlar:
Şg1,Vd4,Kf1,Kf6,Pa3,c5,d3,g5,h6.
Siyah Taşlar:
Şg8,Vd7,Kf8,Ke4,Ad6,Pa7,b7,c7,f7,h7.
Cevap haftaya köşemizde.
Bize ulaşmak için:
GEÇEN HAFTANIN CEVABI
Beyaz Oynar Berabere
1. Vxa7+! Axa7 2. Ab6+ Şb8 3. Axd7+ Şc8 4. Axf6 1-0.
Geçen haftanın bulmaca çözümünü okurlarımızdan Levent Açlan'ın ilginç yorumuyla sunuyoruz.
1.Ke8+ Axe8...
Yapacak birşey yok, siyahlar bu kadar avantajlı bir konumda maçın berabere bitmesini istemezdi herhalde.
2. Vh7+!...
İşte beyazın ilk saptırma hamlesinin asıl nedeni ortaya çıkıyor. Eğer ilk hamlede kale feda edilmemiş olsaydı; siyahlar bu vezir fedasını ille de şahıyla almak zorunda kalmayacaktı.
2... Şxh7 3.Af8+ Şh8 4. Ag6+ Şh7
Oyun sürekli şah nedeniyle berabere oluyor. At ve filin köşeye sıkıştırdığı siyah şah kızmış olsa bile:(smiliface, çaresizdir ve her ne kadar taş önde olsa da o altın kural geçerliliğini bir kez daha göstermiştir: “Ttonla altının olsa ne olur!! eğer gittiğin ülkede geçmiyorsa!”
MiNYATÜR
J. Polgar – V. Anad: 1991
1. e4 c5 2. Af3 d6 3. d4 cxd4 4. Axd4 Af6 5. Ac3 a6 6. Fc4 e6 7. Fb3 Afd7 8. Fg5 Ac5 9. Ve2 Fe7 10. O-O-O Afxe4 11. Fxe7 Axc3 12. Fxd8 Axe2+ 13. Axe2 Şxd8 14. Kxd6+ Şe7 15. Kd2 Axb3+ 16. axb3 Fd7 17. Ad4 Khd8 18. Ke1 Fe8 19. f4 Kd5 20. Axe6 Kxd2 21. Ad4+ Şf6 22. Şxd2 Kd8 23. c3 Fc6 24. g4 h6 25. Ke5 Fg2 26. Şe3 g5 27. Şf2 Fd5 28. h4 gxf4 29. Kh5 Fe4 30. Kxh6+ Fg6 31. h5 1-0