Satranç'ta doz var mı?

Bu haftaki yazımız bir konuk yazardan, Dr. Hayrettin Kaya’nın kaleminden geliyor. Hayrettin Bey bizi bu köşeyi yazmak için yüreklendiren dostumuzdur.

SATRANÇ VE HAYAT

Doz denince ilk olarak akla "ilaç" geliyor. Sağlığımız ile yakından ilişkili "ilaç" kavramı neredeyse "doz" ile birlikte anılıyor. Peki, satranç bir ilaç mı ki dozu olsun?

Gerçekten de açık kaynaklarda "doz nedir ?" diye araştırdığımızda esas olarak Tıp, Farmakoloji ve Kimya gibi bilimlerde sözü geçen doz'un tanımına rastlıyoruz.

En sık gördüğümüz tanım şöyle: Doz, hastalıklardan korunma veya tedavi amacı ile yalnız veya karışım halinde kullanılan ilacın bir defada veya bir günde tehlikesizce kullanıldığı miktardır. Ek olarak tedavi dozu, aşırı doz, doz aşımı gibi kavramlar açıklanıyor.

Daha geniş bakarsak doz herhangi bir şeyin ölçülebilen miktarıdır diyebiliriz.

Canlı veya cansız organizmaların maruz kaldığı etkilerin kısmen ölçülebilir bir miktarı vardır. Etkenler, organizmaya büyük oranda dışardan girer. Fiziksel, kimyasal, hatta (insanlar için) psikolojik dahi olabilirler. Etkinin özelliğine göre doz değişir. Örneğin biyolojik bir zehrin , insana zarar vermeyecek bir miktarı yani bir dozu vardır. Öte yandan tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan suyun bile bir dozu vardır. Gereğinden çok fazla miktarda su içildiğinde, Tıpta "su zehirlenmesi" denilen ve öldürücü olabilen bir tablo ortaya çıkar.

Satrancın dozu var mıdır varsa ne olmalıdır?

Bu soru, Satranç'ın hayatımızdaki yerini belirledikten sonra daha sağlıklı bir şekilde yanıtlanabilir. Bilindiği üzere Satranç bir hobi olabileceği gibi bir meslek olarak da seçilebilir. Günümüzde satrancı meslek edinmiş insanların yanında hobi düzeyinde satrançla ilgilenen geniş bir kitle mevcuttur.

Eğer meslek olarak seçmiş isek, diğer mesleklerde olduğu gibi uzmanlığımız ile ilgili tüm bilgileri bilmek ve tüm olanaklara ulaşmak zorundayız. Ayrıca belli bir beceri seviyesine erişmemiz ve bu seviyeyi korumamız gerekir. Bu da zamanımızın büyük bir kısmını satrançla ilgili çalışmalara ayırmamız demektir.

Hobi olarak satrançla ilgileniyorsak ona ayırdığımız zamanı ayarlamamız şarttır. Öncelikle esas işimize/mesleğimize ayıracağımız zaman ve enerjiden çalmamalıyız. Ek olarak sürdürmek zorunda olduğumuz özel hayatımızı ve sorumlu olduğumuz yakınlarımızı da ihmal etmemeliyiz. Bu kolay bir iş değildir. Satranç düşünsel bir spor ve bir bilim olarak kabul edilir. Ayrıca çok çekici bir sanatsal yönü vardır. Bizi içine çeker, çok miktarda enerjimizi ve zamanımızı alabilir.

Satranç insan beyninin gelişmesi ve düzgün düşünebilmesi için çok faydalı bir araçtır. Her insan satrançla tanışmalı satranç düşünce sistematiğini anlamalıdır. Meslek olarak seçmek size ve hayat koşullarına bağlıdır.

Büyük usta düzeyinde profesyonel bir satranççının günde dört hatta altı ila sekiz saate kadar satranç çalışması gerektiği düşünülebilir. Turnuva sırasında ve ya öncesinde sonrasında süreler değişebilir.

İlk, orta öğretim ya da üniversite düzeyindeki bir öğrenci elbette derslerine öncelik vermek durumundadır. Satranca ayıracağı zaman buna ilave bir çalışma süresi olabilir. Satrançtaki başarı düzeyi arttıkça ayıracağı zaman da artabilir. Satranca olağan üstü yeteneği olduğu belirlenen bir öğrencinin satrancın dozunu yükseltmesinde bir mahsur yoktur. Zira böylece dünyaya yeni bir büyük usta kazandırılmaktadır.

Derslerinde başarılı olan bir öğrencinin satrançla ilgilenmesi okuldaki başarısını olumsuz etkilemeyecektir. Çevremizdeki usta satranççıların genellikle okullarında da başarılı öğrenciler olduğunu gözlemlemekteyiz. Her şey bir doz meselesidir.

Satranç hakemleri ve antrenörlerinin durumuna bakalım…

Hakemlik çoğunlukla ek bir iştir. Satranç hakemi, iyi bir oyuncu kadar satrancın inceliklerine vakıf olmasa da, pozisyon değerlendirmesi yapabilecek kadar bilgi sahibi olmalıdır. Bu satranç hassasiyetini kazanmak için yüksek doz çalışmalara gerek yoktur. Yine de düzenli olarak maç incelemeleri, oyun sonu konumlarına aşinalık kazanmaları beklenir.

Antrenörlerin durumu ise hakemlerden farklılık gösterir…

Çoğu antrenör, yetiştirdiği yetenekli bir öğrenciden daha zayıf bir satranç oyuncusudur. Antrenörün görevi öncelikle talebesini motive etmek ve iyi satranç öğretmektir. Başlangıç aşamasındaki öğrencilere ders veren eğitmenin bir görevi de öğrencilerinde satranç sevgisini geliştirmektir. Antrenörlerin hangi düzeyde olursa olsun, sürekli çalışması, kendini yenilemesi gerekir. Öğrencilerinin düzeyine uygun yeni örnekler, etüt ve kombinezonlar bulmalıdır. Büyük satranç okyanusunda her zaman keşfedecek yeni misaller ve güzellikler saklıdır. Bu nedenle antrenörlerin satranç çalışma dozu hakemlerden yüksek olabilir.

Satrancın hayatımızdaki yerini iyi saptayarak ona göre dozunu ayarlamanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Günlük hayatımızda "doz" kelimesini soyut kavramlar için de kullanırız. "Eğlencenin dozunu kaçırdı " cümlesini duymuşsunuzdur. Benzer şekilde çalışmanın, oyunun, samimiyetin bir dozu vardır, hatta sevginin bile. Parmağımızı aşırı sıcak suya sokup uzun süre tutamayız, ancak bir an için değdirip çektiğimizde zarar görmeyiz.

BULMACA KÖŞESİ

Soru 31:

Beyaz Oynar Kazanır

Beyaz Taşlar:

Şg1, Vh8, Ab5, Fe3, Kc8, Pa4, b2, f2, g2, h2.

Siyah Taşlar:

Şe7, Va5, Fb4, Fd7, Kg6, Pa7, b7, d5, e6, f7.

GÜNÜN SÖZÜ

“Satranç kültürün bir parçasıdır ve eğer kültür düşüşe geçerse o zaman satranç da düşüşe geçer.”

Mikhail Botvinnik

MİNYATÜR KÖŞESİ

Monticelli - Prokesh

1926

Vezir Hint Savunması

Bu oyun Vezir Hint açılışında rastlanabilecek en güzel tuzaklardan birini içeriyor. Aklımızda tutarsak internette bilmeyen bir çok rakibimize denk getirerek açılışta maddi üstünlük sağlayabiliriz.

1. d4 Af6 2. Af3 e6 3. c4 Fb4+ 4. Fd2 Fxd2+ 5. Vxd2 b6 6. g3 Fb7 7. Fg2 O-O

8. Ac3 Ae4 9. Vc2 Axc3 10. Ag5

1-0

Siyah oyunu neden terk etti? Beyaz son hamlesiyle öncelikle h7’den mat tehdidi yapıyor. İlginçtir g5 atı boşta, üstelik c3’te de bir at bıraktı.

Eğer 10… Vxg5 11. Fxb7 ve ardından 12. Fxa8 var.

Ek olarak c3’teki atın da geri dönüş yolları kapalı.

BU HAFTAKİ SORUMUZUN ÇÖZÜMÜ

Çözüm 31:

Tal - N.N.

SSR, 1964

1.Fb6!

Güzel bir saptırma fedası. Siyah veziri b4’teki fili korumaktan uzaklaştırıyor.

1… Vxb6

Eğer 1… axb6 2. Vd8+ mat.

2.Vh4+ Kf6

Eğer 2… f6 3. Vh7+ Kg7 4. Vxg7+ mat.

3. Vxb4+ 1–0

Siyah şah kendi taşlarından oluşan bir kafesin içinde sıkıştı kaldı. Bir hamle sonra mat var.

Bize ulaşmak için:

selimaltinok@gmail.com

kerimaltinok@gmail.com

Sonraki Haber