Satrançta romantizm

Romantizm daha çok sanat dünyasında yerini bulan bir akımı ve dönemi ifade eder. Kişisel olarak düşündüğümüzde ‘ne romantik adam’ diye cümleler kurabiliriz. Romantik insan duygularını, sevgisini farklı bir coşkuyla yaşayan biridir.

SATRANÇ VE HAYAT

Sanat tarihinde Barok, Klasik, Romantik ve Modern olmak üzere dört ana dönemden bahsedilir. Bu dönemler, sanat anlayışındaki değişimleri ve farklı eğilimleri temsil eder.

Örneğin 1750 ila 1825 yılları arası müzikte klasik dönem olarak kabul edilir. En büyük klasik besteciler Mozart, Haydn ve Beethoven'dır.

1825 ila 1875 yılları arasında müzik dünyasında romantik dönem yaşanır. Bu dönemde duygular daha coşkulu biçimde ifade edilir. Müzikte nüanslar, ses gürlüğü arasındaki bariz değişiklikler kulağa çarpar. Doğa tasvirleri ağırlık kazanır. Hayal gücü iyice dışa vurulur.

İlk akla gelen önemli romantik besteciler Chopin, Liszt, Brahms ve Çaykovski’dir.

TAHTA TUVAL TAŞLAR FIRÇA

Peki acaba bir yönüyle sanat kabul edilen satrançta romantizmden söz edilebilir mi? Satrançta da romantik dönem yaşanmış mıdır? Elbette, satrancın geçmişine baktığımızda sanat dünyasında yaşanan dönemlerin burada da karşılığı olduğunu görürüz. Satrancın klasik döneminde oyun, mantıksal düşünme ve stratejik planlama becerilerine dayalı olarak gelişmiştir. Satrancın romantik döneminde ise duygusal yoğunluk ve yaratıcı hamleler öne çıkmıştır.

Satranç, sadece iki kişilik bir zihin mücadelesi olmanın ötesinde, estetik ve duygusal boyutlar da barındıran karmaşık bir evrendir. Bu evrende, mantığın ve stratejinin soğuk hesaplamaları, tutku ve yaratıcılığın ateşli kıvılcımlarıyla harmanlanarak "satranç romantizmi" adı verilen eşsiz bir olgu ortaya çıkar. Romantik satranççı, keskin taktikler, cesur fedalar ve sürprizlerle dolu çarpıcı oyunlar oynama eğilimindedir. Bu tarz oyuncular, uzun vadeli stratejiden ziyade, etkileyici hamlelere öncelik verirler. Romantik satranç ustaları, satranç tahtasını tuvalleri, taşları fırçaları ve hamlelerini renkleri gibi kullanarak izleyicileri büyüleyen oyunlar sergilerler.

ROMANTİK AKIMIN TEMSİLCİLERİ

Romantik akımın en önemli temsilcilerinden biri olan 19. yüzyılın satranç dâhisi Adolf Anderssen, "satranç şiirleri" olarak nitelendirilen oyunlarıyla hafızalara kazınmıştır. Fedalarla dolu cesur hamleleri, izleyenleri hayran bırakırken, oyunlara estetik bir boyut kazandırmıştır.

Aynı yüzyılın önemli ustalarından Paul Morphy de keskin taktik oyun tarzıyla romantik satranççıların en büyüklerinden kabul edilir.

1888 - 1942 yılları arasında yaşayan büyük şampiyon José Raúl Capablanca ise satrancın klasik ustaları arasında sayılabilir. Onun oyunu duygusal fedalardan değil, dengeli stratejik hamlelerden temellenir.

Satrançta romantizm sadece geçmişe ait bir olgu değildir. 20. yüzyılda da Mihail Tal ve Bobby Fischer gibi sıra dışı yetenekler, romantik satrancın bayrağını zirveye taşımayı başarmışlardır.

Agresif ve yaratıcı oyun tarzlarıyla satranç severleri büyülemişler, oyuna yeni bir soluk getirmişlerdir.

Romantik dönemde rakibin yaptığı bir taş fedasını kabul etmemek centilmenliğe aykırı bir davranış sayılırdı. Kendisine karşı feda yapılan oyuncu fedayı kabul ederdi, rakibi de bulduğu ustaca hamleleri sergileyerek tahtada bir sanat eseri ortaya koyar ve partiyi kazanırsa oyun tarihe altın harflerle yazılırdı.

Kaybeden taraf da bu eserin bir parçası olarak tarihe geçerdi. Günümüzde bu anlayış terk edilmiştir.

Satranç tekniğindeki gelişme ve ustaların oyun güçlerinin artması karşısında seyredene keyif veren oyunlar azalmaktadır.

Büyük turnuvalarda sıkıcı beraberlikler çoğalmıştır. Fazlasıyla teknik, hatta kuru oyunlar görülmektedir.

19. Yüzyılda yaşamış ustalar ve şampiyonlar satrançtan büyük bir maddi kazanç elde etmemişlerdir.

1972'de dünya şampiyonu olan Robert James “Boby” Fischer satrancın profesyonelleşmesine önemli katkı sağlamıştır.

Bu dönemden sonra satrancın elitleri olarak kabul edilen en üst düzey ustalar yüz bin dolarlara varan turnuva ödülleri ile oynamaktadırlar.

Dünya şampiyonluğu unvan maçının getirileri de milyon dolarlara kadar yükselmiştir.

Acaba bu durum satrançta romantik fedalar yapmayı engelleyebilir mi?

İşin gerçeği günümüzde satranç o kadar gelişmiştir ki, üst kategoride oynayan ustaların hepsi teknik açıdan birbirine yakın düzeylere gelmişlerdir. Bazen bu oyuncuların katıldığı turnuvalarda art arda sıkıcı beraberlikler görülebilmektedir. Satranç seyircisi ise her zaman tahtada hareket görmek ister.

İlginç oyunlar daima izleyene heyecan verir.

Modern dönemde satranç, bilgisayar bilimi ve yapay zekadan destek alarak yoluna devam etmektedir. Modern sanatı anlamak gibi bazen modern satrancı anlamak da zordur.

Modern müzik eserlerini dinlemek ve anlamak, modern resim ve heykellere baktığımızda onların neyi çağrıştırdığını sezmek kolay değildir. Bunun gibi, modern satranç partilerini incelediğimizde kavramakta zorluk çekeriz. Çoğu satranç sever bu nedenle klasik ve romantik dönem oyunlarını tercih etmekte ve o dönem ustalarına hayranlıklarını sürdürmektedirler.

Oyunu yeni öğrenen satranççıları motive eden örnekler çoğunlukla romantik partiler olmuştur.

Tabi günümüzde de zaman zaman romantik çağları hatırlatan renkli satranç partileri oynanmaktadır. Sanatta romantik dönem klasik dönemden sonra gelmiştir. Kanımızca satrançta ise bundan farklı olarak, önce romantik dönem yaşanmış, akla ve mantığa dayanan klasik anlayış bundan sonra ortaya çıkmıştır.

Satrançtaki romantizmin satranç üzerine yazılan şiirlere, romanlara ve filmlere de ilham kaynağı olduğunu söyleyebiliriz... Stefan Zweig'ın "Satranç" adlı kısa romanı ve satranç teması üzerine çekilen çok sayıda film, bu romantik tutkunun farklı mecralarda nasıl yansıdığının güzel örnekleridir.

Değerli okurlarımız, bu haftadan itibaren sizlerden izin istiyoruz. Program yoğunluğumuz nedeniyle yazılarımıza ara veriyoruz. Umarız ilerde tekrar buluşuruz.

BULMACA KÖŞESİ

Beyaz Oynar Kazanır

Beyaz taşlar:

Şe1, Vc2, Ac5, Ae5, Fb1, Fg3, Kd1, Kg1, Pa2, b2, d4, e3, h2.

Siyah taşlar:

Şg7, Vd8, Ab8, Ag5, Fe7, Fh3, Ka8, Kf8, Pa6, b5, c4, e6, f3, f7, h5.

GÜNÜN SÖZÜ

"Satranç, hayatın bir metaforudur. Her hamlede bir seçim yaparsın ve her seçimin bir sonucu vardır."

Nelson Mandela

MİNYATÜR KÖŞESİ

Adolf Anderssen – Lionel Kieseritzky

Londra 1851

Bugünkü oyunumuzu satrancın romantik çağının en romantik oyuncularından Adolf Anderssen’den seçtik. Bu parti satranç tarihinde “ölmez oyun” ya da “her dem yeşil parti” olarak anılır.

1. e4 e5 2. f4 exf4 3. Fc4 Vh4+ 4. Şf1 b5 5. Fxb5 Af6 6. Af3 Vh6 7. d3 Ah5 8. Ah4 Vg5 9. Af5 c6 10. g4 Af6 11. Kg1 cxb5 12. h4 Vg6 13. h5 Vg5 14. Vf3 Ag8 15. Fxf4 Vf6 16. Ac3 Fc5 17. Ad5 Vxb2 18. Fd6 Vxa1+ 19. Şe2 Fxg1 20. e5 Aa6 21. Axg7+ Şd8 22. Vf6+

Bu güzel vezir fedasıyla siyahın atı zorunlu olarak yerinden saptırılıyor.

22… Axf6 23. Fe7+ mat. 1-0

BU HAFTAKİ SORUMUZUN ÇÖZÜMÜ

Çözüm 40:

Lamparter - Green

Avustralya 1988

  • Ac6 Axc6 2. Vh7+ Axh7 3. Fe5++ Şh6 4. Fg7 mat 1–0.

“g1” kalesinin gizli gücünü keşfeden beyaz, bu gücü ortaya çıkarmak için birisi vezir olmak üzere üç aletini feda ediyor. Gerçek bir satranç estetiği!

Sonraki Haber