Savaş ve yoksulluğun hastalığı: Tifüs

DOÇ. DR. FEHMİ KATIRCIOĞLU

Tifüs, savaşın ve yoksulluğun getirdiği tehdit edici bir hastalıktır. Lekeli humma adı ile de bilinir. Çünkü ciltte ufak kırmızı ve kaşıntılı lekelenmelere neden olur. Humma ise, ateşli hastalıkların ortak adıdır. Her yaştan ve cinsiyetten bireyde görülebilen bir hastalıktır. Tifüse sebep olan bakteri Riketsiya, bakteri olmasına karşın virüsler gibi yalnızca canlı hücrelerin içinde yaşar. Bu sebeple insandan insana damlacık, temas gibi yollarla bulaşmaz. Riketsiya bakterileri, bit, pire, kene gibi eklem bacaklı parazit hayvanların hücrelerinde yaşar, onları enfekte eder. Enfekte olmuş bit, pire, kene gibi canlıların insanları ısırması sonucu da insana bulaşır. Buradan çıkarılabileceği gibi, tifüs hijyenle ve yaşanan ortamla doğrudan alakalı, önlenebilen bir hastalıktır.

HASTALIĞIN ÜÇ TİPİ

Tifüs yayılım düzeni ve neden olan etken bakımından 3 ana gruba ayrılır:

Epidemik tifüs: Büyük salgınlar yapan, bit ısırması ile geçen tip

Endemik tifüs: Belirli bir bölgede yayılan, pire ısırması ile geçen tip

Çalılık tifüsü: Riketsiya değil, Orientia tsutsugamushi adı verilen başka bir bakteriden kaynaklı, kene ile geçen tip

Tifüs, gelişmiş ülkelerde ender görülen bir enfeksiyondur. Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin, özellikle hijyen sağlamak için uygun alt yapının bulunmadığı, geri kalmış, maddi yetersizliklerin ön planda olduğu ve insanların iç içe yaşayıp birbiriyle çok yakın temasta bulunduğu bölgelerinde görülmesi tipiktir. Ayrıca, gelişmiş ülkelerin vatandaşları da seyahat ettikleri ülkelerde bit, pire, kene gibi hayvanlar tarafından ısırılırsa tifüs kapabilir. Tarihi olarak da, büyük cephe savaşları esnasında askerlerin birbirine çok yakın olması ve hijyene ulaşamaması nedeniyle büyük salgınlara ve sonucunda ciddi can kayıplarına neden olduğu bilinmektedir.

BELİRTİLER

Tifüste üç tip için de ortak belirtiler şunlardır: Ateş, ateşe bağlı üşüme-titreme hissi, baş ağrısı, cilt döküntüsü, ufak cilt kızarıklıkları, kaşıntı. Epidemik (bit kaynaklı) tifüs belirtileri aniden ve şiddetli şekilde ortaya çıkar. Sık görülenleri ise şunlardır:  Ciddi baş ağrısı, yüksek ateş (39 derece ve üzeri), göğüs ve sırttan başlayıp tüm vücuda yayılan cilt döküntüleri, konfüzyon (bilinç bulanıklığı) tablosu; hastalar günü, tarihi ve bulunduğu yer gibi basit bilgileri karıştırmaya başlar, dikkat azalır, hafıza bulanıklaşır. Uykuya eğilim ve donukluk hali; hasta gerçeklikten kopmuş gibidir. Parlak ışığa bakamama, ışık hassasiyeti, tansiyon düşüklüğü, nabız zayıflığı, ciddi kas ağrıları. Endemik (pire kaynaklı) tifüste belirtiler 10-12 gün içinde yavaşça ortaya çıkar. Epidemik tifüse göre daha yumuşak seyreder.

Çalılık tifüsünde (kene kaynaklı) ise sık görülen belirtiler şunlardır: Vücudun çeşitli yerlerinde ele gelen şişlikler (hastalıkla mücadele etmek için boyutu artan lenf bezlerinden kaynaklanır). Halsizlik, yorgunluk, kaşıntılı, kızarık geniş cilt alanları (özellikle ısırık bölgesinin etrafında görülür), öksürük.

Tifüs belirtileri genellikle 5-14 gün arasında ortaya çıkar. Bu süreçte hastalık belirti vermeden vücutta yayılır. Bu sebeple turist olarak tifüsün yaygın olduğu bölgelere giden bireyler genelde eve döndükleri zaman belirtileri göstermeye başlarlar. Hekimlere yakın zamanlardaki seyahat öyküsü vermek bu açıdan çok önemlidir çünkü ülkemizde oldukça nadir bir hastalık olduğundan akla gelmesi zor olabilir.

Epidemik tifüs için, Rickettsia prowazeki adlı bakteri etkendir ve vücut bitleri ile yayılır. Yüksek nüfus yoğunluğu ve düşük hijyen koşullarının olduğu her yerde görülebilir, en sık görülen tifüs alt tipidir.

Endemik tifüs için, Rickettsia typhi adlı bakteri etkendir ve etkeni pirelerdir. Pireler genelde kedi ve köpeklerde konaklayan parazitlerdir. Fakat fare/sıçan gibi hayvanların da pire taşıdığı unutulmamalıdır. Hayvanlarla yakın temas sonucu insanlara bulaşır ve insandan insana da çok kolay yayılır. Her yerde görülebilse de genelde bir ülkenin belirli bir bölgesinde yayılma eğiliminde, bölgeye özgüdür.

Çalılık tifüsü (çalılık ateşi- tsutsugamushi hastalığı) için ise, Orientia tsutsugamushi adlı bakteri etkendir ve etkeni kenelerdir. Hastalığı bulaştıran keneler larva (tam olgunlaşmamış) formlarında olur. Asya, Pasifik Bölgesi, Avustralya gibi egzotik bölgelerde görülen bir hastalıktır, ülkemizde rastlanmaz.

Yatak, çarşaf, havlu gibi ev eşyalarının ortak kullanımı da bir bulaşma yoludur. Çünkü parazitler bu eşyalar üzerinde yerleşebilir.

KAŞIDIKÇA YERLEŞİYOR

Taşıyıcı parazitin ısırdığı yerde ciddi bir kaşıntı oluşur. Bunun sonucunda insan sert bir şekilde sürekli bölgeyi kaşır. Bölge tahriş oldukça bakteri zengin kan dolaşımı içeren alt cilt katmanlarına doğru ilerlemiş olur, kana karışır ve neticede bireyi enfekte eder.

Tifüs teşhisi için bahsi geçen belirtilerle hekime başvurulduğunda hekim ilk aşamada şikayetleri ve tıbbi öyküyü sorgulayacaktır. Genelde tipik öykü ve şikayetlerin varlığında bu aşamadan sonra tanı konur ve tedaviye başlanır fakat tanıyı kesinleştirmek için şu yöntemlere başvurulabilir.

Kan tahlili: Çeşitli enfeksiyon belirteçlerinin kanda yoğun olması kişide bakteriyel bir enfeksiyon olduğunu doğrular. Cilt biyopsisi: Döküntülü deri bölgelerinden yüzeysel örnekler alınarak laboratuvara gönderilip incelenmesi sağlanabilir.

TEK TEDAVİ ANTİBİYOTİK

Tifüs bir bakteri enfeksiyonu olduğu için antibiyotik ilaçlarla tedavi edilir. Kendi kendine geçen bir hastalık değildir, tedavi alınması şarttır. Tedaviden sonraki önemli bir basamak da yaşam koşullarını iyileştirmek ve tekrar enfekte olmayı önlemektir. Tifüs, bir kere geçirildikten sonra bağışıklık oluşturan bir hastalık değildir tekrar bulaşması mümkündür. Tedavinin yanı sıra, 2.Dünya Savaşı sırasında geliştirilmiş bir tifüs aşısı mevcuttur fakat koruyuculuğu çok yüksek olmadığından yaygın kullanılmaz.

Genelde tedavi almış bireylerde nüks etmez. Fakat bozuk hijyen koşulları devam ediyorsa tekrar bulaş olabilir. Tifüs mutlaka tedavi edilmesi gereken bir enfeksiyondur. Tedavi edilmediği takdirde karaciğer enfeksiyonu (hepatit), sindirim sisteminde iç kanamalar ve bu kanamalara bağlı tansiyon düşüklüğü yapabilir. Bunlar oldukça ciddi ve hayati tehdit oluşturan tablolardır. Fakat nadir ve çok uzun süre tedavisiz kalan ya da bağışıklık sistemi zayıf, ek hastalığı olan hastalarda görülürler. Bu ek hastalıklar arasında, karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği, diyabet, alkolizm, AIDS gibi hastalıklar bulunur. Tifüs bu komplikasyonlarından ötürü öldürücü olabilir. Fakat genellikle tifüsten ölümün görüldüğü bölgeler kişilerin sağlık hizmetine kolay ulaşamadığı çok geri kalmış bölgelerdir. 

Gebelerde genellikle bağışıklık zayıf olduğundan hastalık daha ciddi seyredebilir. Çocuklarda tifüs yetişkinlerle aynı yollardan bulaşır ve aynı belirtileri gösterir. Teşhis ve tedavi de farklılık arz etmez, antibiyotik tedavisi verilir. Çocuklar genelde hastalığı yetişkinlere ve ek hastalığı olanlara göre daha hızlı ve kolay atlatır, tekrar etmesi çok daha nadirdir.

KORUNMA YOLLARI

Hastalıktan korunmak ve tekrar enfeksiyonu önlemek için şu önerilere uyulması gerekir: Kişiler bireysel hijyenlerine mutlaka dikkat etmelidir. Küçük alanlarda kişi yoğunluğu yüksek olacak şekilde yaşanmamalı kişisel alanlar bırakılmalıdır. Bit, pire, kene gibi parazitler kişide ortaya çıktığında mutlaka uygun ilaç ve şampuanlarla temizlenmeli bu parazitlerle yaşanmamalıdır. Yaşanan alan yakınlarında kemirgen özellikle de sıçan ya da fare varsa bu problem çözülmeli, ortam temizlenmelidir. Parazitler yatak, yorgan, çarşaf, şilte, havlu, koltuk gibi pek çok eşyada konaklayabilir ve bunların ortak kullanımı ile bulaşabilir. Bu eşyalar mümkünse tamamen atılmalı ve kullanılmamalı mümkün değilse de kuvvetli ilaçlar ve çok yüksek ısı yardımı ile temizlenmelidir. Tifüsün yaygın olmadığı ülkelerden yaygın olduğu bölgelere mümkünse seyahat edilmemeli zorunda kalınırsa uygun önlemler alınmalıdır.

SORULARINIZI BEKLİYORUZ

Uzman hekimler, sağlık alanında okurlarımızın sorularını yanıtlıyor. Sorularınızı hekimimesoruyorum@aydinlik.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

Sonraki Haber