Savcı eylemlerini bir bir sıraladı

PKK cenaze defni için yardım istedi, KCK üyesine eylem önerdi, PKK propagandası ve devlet yetkililerine ‘muhataplarınız Öcalan, KCK yetkilileridir’ çağrısı yaptı, gençleri PKK için sokağa döktü, öz yönetim talep etti. Kobani davası savcısı, mütalaasında Demirtaş’ın ‘icraatlarını’  gözler önüne serdi

HDP’nin yaptığı çağrılar sonucunda 6-8 Ekim 2014’te meydana gelen

olaylara ilişkin davada, mahkemeye sunulan esas hakkındaki mütalaada çarpıcı bölümler yer aldı. 108 sanıklı davada Cumhuriyet savcısı tarafından açıklanan 5 bin 268 sayfalık esas hakkındaki mütalaada, sanıklardan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yıl yıl gerçekleştirdiği örgütsel eylemlere yer verildi. Mütalaada Demirtaş'ın eylemlerinden bazıları şöyle sıralandı:

  • 13 Temmuz 2008 tarihinde Selahattin Demirtaş ile Ahmet Yıldırım isimli şahsın yaptıkları görüşmeye göre, Demirtaş demokratik özerklikle ilgili çalışmaları bizzat yaptı ve 2008 yılında bu konularda bir akademisyenden yardım aldı.
  • 12 Eylül 2008 tarihinde Selahattin Demirtaş ile Nadir Yıldırım isimli şahsın yaptıkları görüşmeye göre, Bingöl kırsalında ölen örgüt mensuplarının cenazelerinin defni ile ilgili olarak KCK/TM sözcülerinden Nadir Yıldırım, Selahattin Demirtaş'ı arayarak yardım istedi.

ADAYLARA ÖRGÜTSEL EĞİTİM BİLGİSİ

  • 16 Şubat 2009 tarihli Selahattin Demirtaş ile Mazlum Tekdağ isimli şahısların yaptıkları görüşmeden; KCK/TM sosyal alan merkezine bağlı gençlik komitesinde faaliyet yürüten Mazlum Tekdağ'ın belediye başkanlığına aday olan şahıslara örgütsel eğitimler verileceği hususlarında Selahattin Demirtaş'a bilgi verdiği belirlendi.
  • 16 Şubat 2009 tarihli Selahattin Demirtaş ile Ali Şimşek isimli şahısların yaptıkları görüşmeden; KCK/TM üyesi Ali Şimşek'in terör örgütü elebaşısının yakalanmasının yıl dönümünde Diyarbakır'da çıkan olaylarla ilgili basın açıklaması yapmayı planladıkları, bu konuyu Demirtaş'a aktardığı, Demirtaş'ın bu olaylar için basın açıklaması değil meydanda çok fazla geniş katılımlı yürüyüş yapmaları, geniş katılım için herkese ve yerel basına haber vermeleri yönünde talimat verdiği tespit edildi.

ÖRGÜT MENSUPLARININ CENAZESİNE KATILDI

Mütalaada Demirtaş'ın 2010 yılında BDP genel başkanı olduğu, bu dönem içerisindeki eylemleri başkan olarak gerçekleştirdiği kaydedildi.

  • 28 Temmuz 2010 tarihli olay tutanağına göre Selahattin Demirtaş, izin alınmadan ve örgüt çağrısı üzerine düzenlenip PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen ve şiddete dönüşmesi nedeniyle zorla dağıtılan etkinliğe katıldı.
  • Selahattin Demirtaş, izin alınmadan ve örgüt çağrısı üzerine düzenlenen ve dağılma ihtarı yapılmasına rağmen dağılmayan ve bu şekilde yasadışı PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen mitinge katıldı.
  • Demirtaş, milletvekili olmasına rağmen PKK terör örgütü ve illegal uzantılarının yaptığı eylem çağrıları doğrultusunda Tunceli'nin Pülümür ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürülen terör örgütü mensuplarının Diyarbakır'daki cenaze törenlerine katıldı.

KONGREDE ‘KÜRDİSTAN’ PROPAGANDASI

  • Selahattin Demirtaş'ın, 14 Ekim 2012 tarihinde Ankara Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda BDP'nin 2. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmasında sık sık "Kürdistan" ibaresini kullandığı, tutuklu veya hükümlü olan PKK terör örgütü mensuplarını "siyasi rehine" olarak lanse ettiği, devlet ve hükümet yetkililerine hitaben "muhataplarınız Öcalan, KCK yetkilileridir" şeklinde çağrıda bulunduğu, konuşmasında öldürülen bazı PKK terör örgütü mensuplarını övdüğü tespit edildi.
  • 2013 yılında Demirtaş hakkında vatandaşlar tarafından çeşitli ihbarda bulunuldu. İhbarlara konu olayın öncelikle aralarında sanığın da bulunduğu milletvekillerinin Kuzey Irak’taki PKK silahlı terör örgütü mensupları ile birlikte çektirdikleri fotoğraflar olduğu, buna ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda suç isnadında bulunulan sanığın terör örgütünün destekçileri olduğunu belli edecek şekilde hareket ettiği tespiti yapıldı.

KOBANE İÇİN ÇAĞRI

  • 7 Ekim 2014 tarihinde ANF isimli internet sitesinde "Eşbaşkanlar sınır nöbetinde" başlıklı haberde, DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek ile HDP’li milletvekillerinin Dewşen Köyü’nde sınır nöbeti tutan halkı ziyaret ettiği Demirtaş'ın burada, “Kobane her yerdir. Van, Amed, Hakkari, Erzurum’dur. Her yer aynı onurlu duruşla ayaktadır” dediği yer aldı.
  • Demirtaş'ın 19 Eylül 2014 tarihinde, "Gençlere IŞİD'e karşı cephede savunma çağrısı yapıyorum. Bugün herkesin Kobani'nin yanında olma günüdür, Suruç'ta insanlar çadır açacak, Sivil eylem ve etkinlikler yapacaklar ama bununla yetinilmemeli. Bütün gençlere IŞİD'e karşı cephede savunma çağrısı yapıyorum. Bugün Kobani'de insanlık onuru savunuluyor, madem ki uluslararası güçler sessiz kalıyorsa, madem ki Türkiye bu kadar sessiz kalıyorsa, Türk'ü ile Kürd'ü ile Alevi'si ile Sünni'si ile gençler gidip Kobani'de IŞİD barbarlığına karşı direnebilmelidir. Açıkça bu çağrıyı yapıyorum, bu bir insanlık borcudur aynı zamanda." şeklinde açıklamaları basında yer aldı.

ÖZ YÖNETİM ÇAĞRISI

  • ANF'de 15 Eylül 2015 tarihinde yer alan habere göre HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Yüksekova'da yaptığı konuşmada, öz yönetim istediklerini belirtti. Demirtaş, AKP ve Erdoğan'a karşı ortak mücadele çağrısı yaparak, "Omuz omuza, el ele dik duralım ve bu saldırılara geçit vermeyelim" diye konuştu. Demirtaş, "Halkımızın elde ettiği görkemli zafere tahammül edemeyenler, bu iradeye günbegün saldırmaktadırlar. Bu saldırıların en şiddetli olduğu Gever'de halkımız görkemli bir şekilde direniyor. Selam olsun bu direnişe. Cami, kilise ve cemevi ayrımı yapmaksızın, herkes özgürce ibadetini yapacak. Bir de herkes kendisini yerelden yönetecek, öz yönetim olacak. Bu da demokratik özerkliktir. Bu 3 demokratik formülle yola çıktık" ifadelerini kullandı.
  • ANF'de 11 Kasım 2015 tarihinde yayınlanan habere göre Demirtaş, Silvan halkının direnişinin "Kürt halkının statüsünü belirleme direnişi" olduğunun altını çizdi, "Herkes direnişi bu şekilde görmeli ve sahiplenmeli" dedi.

HENDEK EYLEMLERİNİ ‘DİRENİŞ’ OLARAK DEĞERLENDİRDİ

  • HDP'nin 2. Olağan Büyük Kongresinde Demirtaş, "Ülkemizde diktatörlük istemiyoruz, parlamenter rejim de iyi işlemiyor. Meclis'e tanınan yetkilerin bir kısımın yerel yönetimlere verelim diyoruz. Bunu biz de icat etmiş değiliz. Demokratik hiçbir devlette merkezi, tekçi yönetim yoktur; yerinden yönetim vardır. İlle de bir tür öz yönetim vardır." şeklinde konuştu.
  • 21 Mart 2016 tarihinde yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı Bağlar ilçesindeki nevruz mitinginde Demirtaş'ın konuşmasında son dönemde Sur ilçesinde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırılarla ilgili olarak "isyanınız binlerce defa kutlu olsun" demek suretiyle bu eylemleri desteklediği ve sahiplendiği, ayrıca konuşmanın birçok noktasında bölücü terör örgütünün eylemlerini direniş olarak nitelendirdiği tespit edildi.

PKK’YA ‘TERÖR ÖRGÜTÜ’ DİYEMEDİ

  • Demirtaş'ın internet üzerinden yayın yapan haber sitelerinde servis edilen konuşmasında, ”Biz PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz. Ancak, sivilleri hedef alan eylemlerini terör olarak nitelendiriyoruz. Terör örgütü olarak tanımlamak zorunda değiliz. Bu zor değil. Binlerce kez söyledim. Biz PKK şiddetini kabul etmiyoruz. Kesinlikle PKK’nın politik kolu da değiliz. Ancak PKK’yı hükümetin ve devletin tanımladığı gibi de tanımlamak zorunda değiliz. Kürt halkı yüz yıldır devlet terörüne maruz kalıyor. PKK, bu devlet terörüne tepki olarak ortaya çıkmış bir şiddet örgütüdür.” şeklinde beyanlarda bulunduğu tespit edildi.

SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI YALANINI SÜRDÜRDÜ

  • ANF'de 26 Aralık 2017 tarihinde "Demirtaş'tan Roboski mesajı" başlıklı haberde HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, HDP İstanbul il örgütünün düzenlediği Roboski anmasına mektup gönderdiği belirtildi Mektupta, "Ermeni Soykırımı'ndan Dersim Katliamı'na; Maraş, Çorum ve Sivas'tan Roboski, Suruç ve Ankara'ya kadar bütün acıları yüreğimizde hissetmekle birlikte, bu katliamlarla hesaplaşmak için hakikatle yüzleşmeyi mücadelemizin bir gerekçesi olarak talep etmeye devam edeceğiz. Sorumlular tarih ve yargı önünde hesap verinceye kadar çabalarımızı sürdüreceğiz." ifadelerinin yer aldığı kaydedildi.
  • ANF'de 16 Şubat 2018'de yayınlanan habere göre Demirtaş yargılandığı bir davada mahkemedeki savunmasında Demokratik Toplum Kongresinin son derece meşru bir yapı olduğunu savundu.

'ÖCALAN'IN SÖZCÜSÜ VE TEMSİLCİSİ DURUMUNDA'

Mütalaada Demirtaş'a ilişkin, "Sanık (Selahattin Demirtaş) Abdullah Öcalan'ın adeta sözcüsü ve temsilcisi durumunda olduğu çok açıktır. Yaptığı açıklamalar halkı kışkırtan, ayrımcılığı açıkça destekleyen ve PKK-KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşisi içerisinde beyanlarda bulunduğu açıktır. Bu eylemlerin hepsinin tek amacı devletin birliğine ve ülkenin bütünlüğüne kastetmek için kitlesel bir oluşumu harekete geçirmek olup Kobani ve Hendek olaylarında bu örgütsel düşünce ve fikirlerin eyleme dönüştürüldüğü görülmektedir." denildi.

DEMİRTAŞ’A İSTENİLEN CEZA

Mütalaada, Kobani ve Hendek olaylarında bu örgütsel düşünce ve fikirlerin eyleme dönüştürüldüğü kaydedildi

HDP'nin yaptığı çağrılar sonucunda Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin, aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davada dosyaya sunulan 5 mütalaada Demirtaş hakkında "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan 1, aralarında Yasin Börü'nün de bulunduğu 6 kişinin öldürülmesine ilişkin "nitelikli insan öldürme" suçundan da 6 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.

Sonraki Haber