Savunmadan taaruza Filistin: Arafat'ın taş atan 'generalleri' şimdi füze fırlatıyor!

Filistin halkı, İsrail'in 1948 yılındaki kuruluşundan bu yana yurtsuz, Gazze ve Batı Şeria’ya hapis! İnatçı Filistin halkı 75 yıldır çoluk çocuk mücadelede. FKÖ lideri Yaser Arafat, İsrail araçlarına taş atan çocuklara 'Generallerim' derdi. O çocuklar şimdi işgalciye füze fırlatıyor

Tarih şimdiden 7 Ekim’i Filistin halkının Taarruz Günü olarak yazdı. Filistin’in 75 yıllık vatan mücadelesi yeni bir aşamaya girdi. Artık savunmadan taarruza geçtiler. Bu, dünya şartlarına da son derece uygun bir atılım. İsrail’in ve onun hamisi ABD’nin dünyanın her yerinde gerilediği bir döneme denk geldi. Asya’nın yükseldiği ve Arap ülkelerinin yüzünü bu yöne çevirdiği bir dönem.

ABD’nin Afganistan’dan çekildiği, Fransa’nın Afrika’dan kovulduğu bir dönemde bu atılım ayrı bir anlam taşıyor. Zamanlama olarak da mükemmel: İsrail’de hem siyasi hem de askeri krizin zirve yaptığı günler… İşte son derece iyi hesaplanmış ve hayata geçirilmiş plan, stratejik gelişmelere de iyi oturuyor.

Doğu Perinçek, 1979-90 arasında Ankara'da Filistin Büyükelçisi olan Ebu Firas’la görüşürken.

‘BÜYÜK İSRAİL’ KURACAKLARDI

Atılımın önemli bir mesajı da düşmana taş atan Filistinlilerin aradan geçen zaman içinde füze atar hale gelmesi. Büyük başarı. 20 dakikada İsrail şehirlerine 5 bin füze fırlattılar. Karargâhlar işgal edildi, generaller esir alındı… İsrail’in yıllardır gururla anlatmaya doyamadığı “Demir Kubbe Projesi” delik deşik oldu.

Artık bundan sonra İsrail’e bakışlar değişecek. Büyük İsrail’i kurma planları olanlar kendini koruyamaz hale düştü.

VATAN MÜCADELESİ

Çin Halk Cumhuriyeti’nin "Filistin-İsrail çatışmasını önlemenin temel yolu, 'iki devletli çözümün' uygulanması ve bağımsız Filistin devletinin kurulmasıdır." açıklaması anlamlı. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın son Çin ziyareti buralarda anlam kazanıyor. Dünün mazlum bugünün gelişen dünyası Filistin’in arkasında. Onun haklı davasını destekliyor. Davalar mücadeleyle ayakta durur ve destek bulur. Filistin’in mücadelesi zafere dünden daha yakın. Dün savunmadaydı bugün ise taarruzda!

1948, 1967 ve 1973 savaşlarından sonra Filistin davası çok aşamalardan geçti. İsrail, Filistin’in büyük bir kısmını işgal altına aldı. Filistin halkını kendi vatanında esir duruma düşürecek şekilde Gazze ve Batı Şeria’ya hapsetti. Filistin halkı bu baskıları yeni mücadele şekilleriyle alt etmeye ve “ben buradayım” diyerek direnmeye çalıştı. En zor günlerde eline taş alıp sapanla düşmanın üzerine attı. Filistin davasının büyük lideri Yaser Arafat o çocuklara “Benim generallerim” diyordu. Davanın en küçük, geleceğin ise en büyük savunucuları oldular. Dünyaya da çok şey öğrettiler.

Filistin halkı, İsrail devletinin 1948 yılında kuruluşundan bu yana kan ve gözyaşı içinde yaşıyor. Neredeyse bütün kuşaklar bunu yaşadı. Vatanlarının üzerinde siyonist bir devletin kurulması, onları yurtsuz yaptı ve dünyanın birçok yerine göç etmek zorunda bıraktı. Kalanlar da zulme karşı 75 yıldır kahramanca direniyor. FKÖ lideri Yaser Arafat önderliğindeki Filistin direnişini kıramayan İsrail, sivil halka saldırarak teslim olmaya zorladı. İnatçı Filistin halkı da vatan uğruna asla geri adım atmadı. Çoluk çocuk topyekûn mücadele etti.

İNTİFADA GÜNLERİ

Filistin mücadelesi başlangıçta sesini duyurmak için İsrail hedeflerine kişisel eylemler yaptı. Uçak kaçırdı, Olimpiyatlarda İsrailli sporculara yönelik saldırılarda bulundu. En önemli eylem ise intifadaydı. Genel ayaklanmalar… İlk İntifada (ayaklanma), İsrail saldırısına karşı 9 Aralık 1987 günü Cebaliye mülteci kampında başladı. Bir İsrail askeri aracının sivillere çarparak dört kişinin ölümü olayları daha da alevlendirdi. Olayın kasten olduğunu ileri süren Filistinli kadınlar ve çocuklar; tüm halk, İsrail askerlerine karşı ellerine ne geçirdilerse saldırdılar ve onların ilerleyişini durdurdular. Direniş kısa süre içinde Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e yayıldı. İntifada kendisini genel grev, İsrail kurumlarını boykot, ordu emirlerine karşı sivil itaatsizlik, İsrail yerleşkelerinde çalışmamak, İsrail ürünlerini satın almamak, vergi vermemek, Filistinli araçları İsrail ehliyetleriyle kullanmayı reddetmek, barikatlar kurmak ve Filistin sınırları içindeki İsrail’e ait askeri binalara taş ve molotof kokteyli atmak şeklinde gösterdi.

İSRAİL’E AĞIR DARBE

İsrail bölgeye 100 bine yakın asker sevk etti. Milyarlarca dolar zarara uğradı. 1994 Nisan'ına kadar süren ilk ayaklanmada İsrail güvenlik güçleri bin 87 Filistinliyi şehit ederken, Filistinliler, 100 İsrailli sivili ve 60 İsrail güvenlik personelini öldürdü. Bin 400’den fazla sivili ve bin 700 askeri de yaraladı. İkinci İntifada ise 28 Eylül 2000'den 8 Şubat 2005'e kadar sürdü. İsrail bu süre içinde 120 bin kişiyi tutukladı. 2 yıl sokağa çıkma yasağı uyguladı. 30 bin çocuğu dayaktan geçirdi. Bunların üçte biri 10 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyordu.

ÇOCUK GENERALLER

FKÖ lideri Yaser Arafat, direnişte İsrail askerlerine ve araçlarına taş atan çocuklar için “Onlar benim generallerim” dedi. İsrail askerlerine taş atanların yüzde 60'ı çocuktu. Çocukların bu direnişi bütün dünyayı hayran bıraktı. Korkusuzca öne atılan çocuklar, gaz bombaları ve plastik mermilere rağmen bir adım geri atmadı, tankları durdurdu ve yıllarca süren direnişin sembolü oldu. Yüzlerce çocuk şehit oldu. Bir İsrail askerinin, çocuğunun gözü önünde bir babanın kolunu kırması ise hafızalara kazındı. Direnişin simgesi oldu...

DİRENİŞ HALKI BİRLEŞTİRDİ

İntifada, Filistin halkını ve örgütlerini de birleştirdi. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Halk Cephesi (El Fetih), Demokratik Cephe, Komünist Parti, Hamas ve İslami Cihad gibi örgütler bir araya gelerek, Birleşmiş Ulusal Liderliği (UNLU)'ni kurdu ve İntifada bu birliğin yönetiminde yönlendirildi. Halk da bu liderliğin talimatlarına göre hareket etti ve buna güven duydu.

HEP SİVİLLERE SALDIRDI

Bu olay direnişi daha da yükseltti. Ardından gelen yas ve gösteriler sırasında, İsrail askerleri iki camiye müdahale ederek, dua edenleri dövdü, göz yaşartıcı gaz attı ve 16 Filistinliyi öldürdü. 8 Ekim 1990 günü de İsrail polisi El Aksa cami yanında gösteriye katılan 22 Filistinliyi öldürdü. BM ülkelerinin çoğu İsrail'i şiddeti tırmandırmaktan dolayı kınadılar. Filistin'e ise destek verdiler. Bu dönemde BM tarafından önerilen çözüm yolları, İsrail ve destekçisi ABD tarafından reddedildi. İsrail, İnsan Hakları örgütlerinin inceleme ve araştırma isteklerine de izin vermedi.

ARAFAT DA DİRENİŞ ŞEHİDİ

Sovyetler Birliğinin 1990’lardan sonra dağılması, dünya dengelerini bozdu. ABD Kuveyt bahanesiyle Irak’ın üzerine çullanarak bölgeye girdi. 2003 yılında bu ülkeyi işgal etti. İşte bugünlerde Filistin davası zor ve meşakkatli günler yaşamaya başladı. Filistinliler Gazze’ye hapsedilmeye ve Batı Şeria’dan sürülmeye çalışıldı. Bu mücadeleler içinde İsrail’in kuşatması sonucu FKÖ lideri ve Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat karargahında günlerce aç ve susuz bırakıldı. 75 yaşındaki Arafat, rahatsızlandı ve Fransa’da tedavi altındayken 11 Kasım 2004 günü hayata gözlerini yumdu. (Bazı kaynaklar zehirlendiğini iddia etti.)
Büyük liderin ölümü de bu davayı geriletmedi… Onun taş atan ‘generalleri’ şimdi füze atarak davayı sürdürüyor. Vatan devletine kavuşana kadar.

Sonraki Haber