Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anıldı
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, 46 yaşında, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'ndaki makam odasında, görevi başında terör örgütü DHKP-C üyelerince şehit edilmesinin üzerinden 6 yıl geçti.
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın görev yaptığı Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda, koronavirüs salgını için tedbirlerin alındığı, mesafe kurallarına uyulduğu bir anma töreni düzenlendi.
Milli şair Mehmet Akif Ersoy'un, "Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana avucunu açmış duruyor peygamber" sözlerinin yazılı olduğu dev bir pankartın asıldığı c kapısı atrium alanında düzenlenen törene, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz ve İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Okan Albayrak ile adliyede görevli cumhuriyet başsavcı vekilleri, savcı ve hakimler katıldı. İstanbul 1 ve 2 nolu Baro Başkanları ile adliye personelinin de yer aldığı törende, şehit savcının babası Hakkı Kiraz da her sene olduğu gibi hazır bulundu.
'BAŞARAMADILAR BAŞARAMAYACAKLAR'
Mehmet Selim Kiraz ile birlikte İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuduklarını ve sınıf arkadaşı olduklarını da aktaran Başsavcı Şaban Yılmaz, terör örgütleriyle ilgili şunları dile getirdi:
"Hangi ad altında faaliyet gösterirse göstersinler, terör örgütleri en nihayetinde korku ve panik oluşturarak, nefret ve düşmanlığı körükleyerek birliğimize ve kardeşliğimize zarar verdikleri ölçüde başarılı olurlar. Terör örgütleri, beyinlerini yıkadıkları zavallı tetikçiler üzerinden Selim Kiraz gibi müstesna değerlerimizi hedef alarak amaçlarına kısa yoldan ulaşmayı planlamışlardı. Asla başaramadılar, başaramayacaklar. İşte görüyorsunuz, burada İstanbul Adalet Sarayı'nda hep birlikte, bir ve beraberiz. Bizler bugün burada toplandık ve el ele vererek daha da kenetlendik. Onların hain planlarına asla alet olmadık, kardeşliğimizi bozmalarına izin vermedik, bundan sonra da izin vermeyeceğiz."
'HER BİRİNİZİ BİRER SELİM GİBİ GÖRÜYORUM'
Şehit babası Hakkı Kiraz da, 6 yıl önce bugün yine burada beraber olduklarını ve ama o günün kendileri için, bütün Türkiye için çok karanlık bir gün olduğunu belirterek, "Fakat elhamdülillah o gün beraberdik, ondan sonra da beraber olduk, bugün de beraberiz. Ne mutlu bizim bu beraberliğimize. Bizler böyle beraber olduktan sonra ölüsüne ve dirisine saygılı bir milletin ferdi olduktan sonra inşallah sırtımız yere gelmez. Rabbim sizleri muhafaza etsin, Allah sizleri korusun, devletimize milletimize zeval vermesin" dedi.
Evlat acısının çok zor olduğunu ancak her şeyin bir bedeli olduğunu aktaran Kiraz, şöyle devam etti:
"Biz bu milletin bir ferdi isek, bu değerli vatanda yaşıyorsak, mutlaka bir bedeli vardır. Herkes bunu iyi bilmelidir ama bu vatanımızın da bir değeri ve bedeli vardır. Nedir o bedel? O bizim şu bedenimizdeki canımız ve damarımızdaki kanımızdır. Söz konusu vatanın bütünlüğüyse, bu milletin birlik ve beraberliğiyse eğer kasıt bunaysa, bizim bedenimizdeki canımızın ve damarımızdaki kanımızın ne değeri vardır? Bir tane Mehmet Selim gelir ama binlerce Mehmet Selim doğarız. Rabbim sizlere zeval vermesin. Ben her birinizi birer Selim gibi görüyorum. Hepinizi seviyorum. Sizler olduktan sonra elbette ki bu vatan için öleceğiz. Söz konusu vatansa ölün bizim için şereftir, gururdur, namustur, onurdur. Ama bu ülkenin birlik ve beraberliğine kast eden o hainler için de herkes bunu çok iyi bilsin ki ölümdür, korkudur, kabustur, namertliktir