Sektör kuralsız, set işçileri güvencesiz
Set işçileri, kuralsız çalışma düzeni ve güvencesizlikten şikayetçi. Günlük çalışma sürelerini düzenleyen ‘12 saat kuralı’na uyulmasını talep eden set işçileri, dijital platformların rekabet yarattığını belirtti
Her akşam onlarca kanalda evlerimize giren televizyon dizileri, ekranlara görünmez bir emekle geliyor. 120 dakikalık televizyon dizileri, reklam ve sinema sektöründe arkada çalışan set işçileri, düzensiz, esnek ve güvencesiz çalışma koşullarında işin mutfağında.
Geçen günlerde oturduğum apartmanın hemen yanında 1 hafta boyunca set işçilerinin çay ocağı ve çadırları kuruluydu. Sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar devam eden bu mesaiye katıldığımda, hepimizin bildiği, her hafta milyonları ekrana kilitleyen bir dizinin seti olduğunu öğrendim. Dizinin geçmişe dönüş sahnelerini çeken set ekibi 70 kişiden oluşuyor. Bir de ekibin sorumluluğunun ait olduğu bir set sorumlusu var.
12 SAAT KURALINA UYULMUYOR
Çoğu zaman çalışma koşulları ve çalışma sürelerinin uzunluğu ile gündeme gelen set işçileriyle ilgili olarak ilk sorum, çalışma saatleri oldu. Sorumlunun verdiği yanıt “90 dakikalık dizilere itiraz edildi. Oyuncular ve set işçileri yürüyüşler yaptı. Herhalde böyle bir protestonun ardından dizi süresinin 120 dakikaya çıktığı tek yer olabiliriz. Bu süre bazen 20-30 dakika kadar da uzayabiliyor.” oldu.
‘DENETİM YOK’
Ekip başına, “en büyük taleplerinin ne olduğunu” sorduğumda, “12 saat kuralı”na uyulmasını istediklerini söyledi. Dizi setlerinde günlük çalışma saatinin 12, haftalık çalışma saatinin de en fazla 72 saat olabileceğinin düzenlendiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Bir işte, 40 saat uyumadığımı biliyorum. İş sadece mesai saatinizle ilgili değil. Çekimlerde maliyetli olduğu gerekçesiyle platolar tercih edilmiyor. Plato olsa iş bittiğinde, ekipman ve eşyaları da bırakır çıkarsınız. Ancak iş bitince bir de ekipmanların taşınması var. Bütün eşyaları indir bindir. Bu bir yandan fiziksel güç de gerektiriyor. Kaç yaşınıza kadar bunu yapabilirsiniz? Bu işin denetimi de yok. Sektörde büyük bir hak gaspı var.
“Yani siz İstanbul’un farklı yerlerinde gün içinde çekim yapabilirsiniz. Ekipmanları topladığınızda bir de eve gitmeniz gerekiyor servislerle. Önceden 1 servis 17 kişiyi bırakmak için tüm yakayı dolanırdı. Şimdi biraz daha iyileşti 2 servis olabiliyor. E şimdi ben eve gidiyorum, ne yapabilirim ki? 3 saat uyu, ertesi gün yine gel.”
‘MESLEK HASTALIKLARI ARTIYOR’
Günlük çekim saatlerinin uygun koşullara çekilmesinin yapımcı için fazladan çekim günü ve maliyet anlamına geldiğini, bu nedenle bu yükün çalışanlara yüklendiğini belirten ekip başı, bu koşullarda kısa süre içinde fıtık, kas ve sinir hastalıkları gibi meslek hastalıklarıyla tanıştıklarını söyledi. Sigortalarını sorduğumda ise bu durumun sıkıntılı olduğunu ifade etti. Sektördeki taşeron çalışma sisteminin de set çalışanlarının üzerine geldiğini, ortalama 15-16 saat çalıştıklarını ancak fazla mesainin hayal olduğunu belirtti.
Son yıllarda artan dijital platformlarda, bölüm sürelerinin kısa olmasının sektöre etkisi olup olmadığını sorduğumda aldığım yanıt “Dijital rekabet yarattı. İnsanlar hakkını istemeye başladı. İyileştirmeler oldu. 2 yıldır durum daha iyi.” oldu.
‘YAPIMCI PARAYI DÖVİZE YATIRIYOR’
Ücretlerini düzenli alıp almadıkları konusunda ise son zamanlarda karşımıza sıkça çıkan dolar vurgunculuğunu hatırlatan ifadeler kullandı:
“Yapımcı parayı kanaldan alıyor. Normalde aldığı gibi dağıtması gerekir. Ancak ben bu sektörde şunu gördüm. Yapımcı kanaldan aldığı parayı dövize veya faize yatırıyor. Üzerine masraflarını çıkardığında ücretlerimizi veriyor. Yani ana para kalıyor, karını bize dağıtıyor. Bekle ki alasın!”
‘İŞ GÜVENCESİNİ REYTİNG BELİRLİYOR’
Ekip başı, iş güvenliği önlemlerinin alındığını, paramedik ve ambulans bulundurmakta sorunlar yaşanmadığını bildirdi. Ancak iş güvencesi konusunda oldukça dertli olduklarını şöyle aktardı:
“İş güvencesi asla yok. İş güvencenizi reyting belirliyor. Sezon başında iş bulursanız şanslısınız. Gerisi çevrenize ve girişimciliğinize bağlı bu sektörde. İşin bir de şu yanı var. Biz bölüm başı ücret alıyoruz. Kanal, reklam ve program anlaşmalarına göre bölümleri erteleyebilir, iptal edebilir. Örneğin yen yılda 1 bölüm iptal. 3 hafta kaşe yok demek. O sırada iş de bulamazsınız.”
‘YERLİ DİZİ YERSİZ UZUN’ EYLEMLERİ
Televizyon dizilerinin süresinin 90 dakikadan 45 dakikaya düşürülmesini isteyen dizi oyuncuları ve set çalışanları 2010 yılında Taksim’de eylem yaptı. Senarist, yönetmen, oyuncu ve set çalışanlarından oluşan bir grup, dizi sürelerinin kısaltılması ve setlerdeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi taleplerini dile getirdi. Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünde, “Yerli dizi yersiz uzun” sloganıyla düzenlenen eylemde, sektörün her kesiminden katılımcılar, “8 saatlik iş günü istiyoruz”, “Dizi süreleri 45 dakikayı geçmesin”, “Emeklilik hakkımız gasp edilemez”, “Taksim sözleşmesi istiyoruz” ve “Özel sinema yasası istiyoruz” yazılı pankartlarının taşındığı eyleme yapımcılar da destek vermişti. Ancak, o günden bugüne dizi süreleri 150 dakikayı aşmaya başladı.