Sel felaketlerinin nedenleri Sayıştay raporunda: Taşkınlara yönelik tedbirler uygulanmıyor
Sayıştay, 2022 raporunda taşkınlar konusunda kurumların yeterince tedbir almadığı, bütçe ayırmadığı, yaptırım uygulanmadığını bildirdi. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünden ulaştığımız kaynaklar, belediyelerin DSİ’nin uyarılarını dikkate almadığını, taşkınların da bu nedenle oluştuğunu söyledi
Sayıştay’ın Türkiye’deki taşkınlara yönelik hazırladığı raporda, su havzaları ve yerleşim yerleriyle ilgili tedbirlerin uygulanmadığı, çalışma yapılması için yeterli bütçenin ayrılmadığı ve bu konuda da herhangi bir yaptırımın olmadığı vurgulandı. Türkiye’de her yıl yoğun yağışlar ve taşkınlar nedeniyle çok sayıda maddi kayıp ve can kaybı yaşanıyor. İstanbul, Ankara başta olmak üzere Karadeniz bölgesi ve diğer bölgelerdeki bazı illerdeki taşkınların önüne geçilemiyor. Sayıştay’ın 2022 yılına yönelik hazırladığı Taşkın Risk Yönetimi Raporu’nda çarpıcı tespitler yer aldı. Raporda taşkınların engellenmesi için tedbirlerin uygulanmadığı, riskli bölgelerdeki yapılaşmaların önlenmediği ifade edildi. Aydınlık’ın Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünden ulaştığı kaynaklar, “Belediyelerin bir yeri imara açarken ‘Burası taşkın alanı mı, risk var mı?’ diye sorması lazım. Ama DSİ uygun görüş vermese bile bazen yapılaşmaya açılan alanlar oluyor.” şeklinde konuştu.
TESPİTLER
-
Sayıştay raporunda taşkın riski bulunan alanlarla ilgili şu tespitler yapıldı:
-
Dere ıslahı projelerinde ihtilafsız yer teslimlerine ilişkin etkin bir kaynak planlaması yapılmaması nedeniyle projeler havza bazında bütüncül olarak planlanamamakta ve gercçekleştirilmesi gecikmektedir.
-
Yerleşim alanlarının fiziki olarak planlanmasında taşkın riskinin yeterince dikkate alınmadığı durumlar bulunmaktadır.
-
İmar planları DSİ’den taşkın riski konusunda görüş alınmadan veya verilen görüşlere aykırı olarak hazırlanabilmektedir.
-
Taşkın koruma alanlarında yapılaşmaların olduğu ve zirai faaliyetlerin yürütüldüğü yerler bulunmaktadır.
-
Dere yataklarının üzeri taşkın riskini artıracak şekilde kapatılmaktadır.
-
Dere yataklarının üzerine inşa edilecek köprü ve menfez gibi sanat yapılarının projelendirilmesinde taşkın riskinin yeterince dikkate alınmadığı durumlar mevcuttur.
-
Dere yataklarına taşkın riskini artıran müdahaleler yapılmaktadır.
ÇOK AZI YAPILMIŞ
Raporda Yeşilırmak ve Antalya taşkın yönetim planlarının uygulama sonuçlarına göre tedbirlerin çok azının yapıldığı belirtildi. Yeşilırmak taşkın yönetim planında yer alan 83 tedbirden, 9’unun Antalya taşkın yönetim planındaki 73 tedbirden ise sadece 5’inin hayata geçirildiği açıklandı. Tamamlanan bu 5 tedbirin de yapısal olmayan önlemler olduğu aktarıldı.
BÜTÇE VE İŞBİRLİĞİ SORUNU
Raporda taşkın yönetim planlarının uygulanmasında yaşanan sıkıntıların bütçe ve sorumlu kurumların işbirliği yapmaması gösterildi. Öte yandan sorumlu kurumların düzenlediği toplantılarda kurumları bağlayıcı kararların alınmadığı, son 5 yılda DSİ tarafından hazırlanan 709 dere ıslah projesi, mahalli idareler tarafından yer teslimi yapılamadığından yatırım programına alınamamış veya alındığı halde tamamlanamadığı da ifade edildi. Raporda kamulaştırma maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle DSİ’ye ihtilafsız yer tesliminin güçleştiği de vurgulandı.
TEDBİRLERİ GÜNDEME GETİRMİYORLAR
Rapordaki çarpıcı ifadelerden biri de su yönetimi ile ilgili ulusal seviyedeki problemleri gündeme alma görevi olan Havza Yönetimi Merkez Kurulunun 2017’deki toplantısında taşkın yönetimi konusunun gündeme gelmemiş olması. Raporda bu konu şöyle kaydedildi: “2019 yılı itibarıyla HYH’lerden HYMK’ya taşkın konusunda çözüme bağlanmak üzere iletilen yalnızca iki konu bulunmaktadır. 2018 yılındaki HYMK toplantısında iletilen bu konularla ilgili herhangi bir karar alınmamıştır.” Ayrıca havza yönetim heyetlerinin de yeterince toplantı yapmadığı, planların uygulanmasının takibine yönelik çalışmaların ise yeterli düzeyde yapılmadığı belirtildi.
SEYHAN NEHRİ’NDEKİ KANUN İHLALLERİ
Raporda verilen iki örnekle tedbirlerin ve uyarıların dikkate alınmadığı ortaya konuldu. DSİ’nin daha önce risk uyarısı yaptığı ve tedbirlerin alınmadığı Ankara’nın Mamak ilçesinde 2018 yılında meydana gelen taşkında çok sayıda maddi kayıp yaşandığı belirtildi. Ayrıca Adana’daki Seyhan nehri için de risk uyarılarının yapıldığı ancak nehir havzasında kanun ihlallerinin yapıldığı şu sözlerle ifade edildi:
“Yapılaşma ve tarımsal faaliyette bulunmak yasak olduğu halde aralarında resmi bina, tesis, mesken, otel ve ibadet yerlerinin de bulunduğu 2479 adet yapı 4373 sayılı Kanun kapsamında koruma altında olan alanda inşa edilmiştir. Kanun ihlalleri yalnızca yapılarla da sınırlı olmamakta, Kanun’da açıkça yasak edildiği halde taşkın alanında meyve bahçesi, fidanlık, sera gibi tarımsal faaliyetlerin yapıldı̆ğı da görülmektedir.
‘DERE YATAĞINA ŞEHİR KURULURSA TAŞKIN OLUR’
DSİ’den ulaştığımız kaynaklar, Sayıştay raporundaki tespit ve uyarılarla ilgili kurumun yetersiz kaldığını, belediyelerin DSİ’nin uyarılarını ciddiye almadığını belirtti. Kaynaklar, dere yataklarının imara açılmasını eleştirerek şunları söyledi:
“DSİ taşkınlara yaklaşık 2 milyar lira para ayırdı 2022 yılında. Yaptırım konusunda DSİ’nin kolluk kuvveti yok. En fazla dere yataklarına yapılaşma yapmayın diyebilir. Yaşanan taşkınların çoğu yapılaşma sebebiyle meydana geliyor. Örneğin 2021 yılında Kastamonu’da meydana gelen taşkından sonra alınan tedbirler sayesinde 2022 yılında meydana gelen yağışta sıkıntı olmadı. Ayrıca DSİ derelerde makinalı çalışmalarını yıl içinde aralıksız devam ettiriyor. Makina parkına 600 yeni araç aldı. Bu önemli bir olay. Bu araçların maliyeti yaklaşık 2 milyar lira. Son olarak bütçe artırımı hükümetin vereceği karar. DSİ yıl içinde kendine tahsis edilen bütçe dışında ilave bütçe almak için gerekli her yolu deniyor.
“Normalde belediyelerin bir yeri imara açarken ‘Burası taşkın alanı mı, risk var mı?’ diye sorması lazım. Ama DSİ uygun görüş vermese bile bazen yapılaşmaya açılan alanlar oluyor. “2021 yılındaki Kastamonu taşkını örnek... Normalde 70-80 metre olması gereken dere yatağı genişliği 25 metreydi. DSİ taşkından sonra bu genişliği 70 metre yaptı. “Yani taşkın olayı DSİ ile alakalı değil sadece. Şehirleşme konusu ele alınmalı. Şehri ilçeyi dere yatağına kur, sonra burada taşkın oluyor de. DSİ hangi birine yetişsin.”
2019 RAPORLARINDA UYARDI
Ağustos 2021’de Kastamonu, Bartın, Sinop’ta meydana gelen taşkınlarda çok sayıda can ve mal kaybı yaşandı. Tarım ve Orman Bakanlığının 2019 raporları, Batı Karadeniz’deki sel felaketlerini 2 yıl önceden haber vermişti. Bakanlığın Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüklerinin 2019’da hazırladıkları planlarla olası felaketler için alınması gereken tedbirler açıklanmıştı. Planda yer alan “Yerleşim Yerleri Risk Değerlendirme Tablosu”nda Bozkurt’ta bulunan 22 yerleşim yeri de incelendi, 21 merkez için “RİSK YOK”, Bozkurt ilçe merkezi için “RİSK VAR” tespiti yapıldı. 2020’de hazırlanan “Doğu Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı”nda bölgenin 2600 yerleşim yerinden 354’ü için “RİSK VAR” ifadesi kullanıldı.
Raporda Doğu Karadeniz’deki ilçelerin olası taşkınlarda etkilenme oranları şu şekilde belirtiliyor:
-
Giresun Tirebolu yüzde 88,81
-
Rize İkizdere yüzde 74,43
-
Trabzon Çaykara yüzde 63,93
-
Trabzon Araklı yüzde 55,47
-
Artvin Arhavi yüzde 46,03