Sendikal örgütlenmede değişen bir şey yok

MELİKE GÜLER KADAN

“6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Gereğince; İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayılarına İlişkin 2023 Ocak Ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ”i Resmi Gazete'de yayımlandı. Önce hemen en sondaki sayfayı açtık, en genel tabloyu orada görüyoruz: 16 milyon 163 bin 54 işçiden 2 milyon 330 bin 98'i sendika üyesi; önceki döneme göre 0,16 artışla işçi kesimimizin hala sadece yüzde 14,42'si örgütlü. Burada bir detaya dikkat çekmek gerekiyor. İşçi sendikalarında toplu iş sözleşmesi (TİS) yapabilmek için yüzde 1 barajı var. Yani aslında, TİS açısından işçilerin yalnızca 1,5 milyonu gerçekten sendikalı. Son istatistiklerde sendika barajını geçenlerin de olması sevindirici.

SIRALAMA DEĞİŞTİ

2022'nin temmuz ayı verileri karşılaştırıldığında, Türkiye'deki toplam işçi sayısı 175 bin 626, sendikalı işçi sayısı ise 49 bin 813 kişi arttı. En fazla üyeye sahip işçi sendikası önceki dönem 256 bin 625 işçiyle Hizmet-İş iken bu dönem üye sayısını 13 bin 326 kişi artırarak 258 bin 928'e ulaşan Türk Metal oldu. Hizmet-İş'in son dönemde bünyesine kattığı üye sayısı da 4 bin 13 kişi arttı. Üye sayısını 5 bin 758 kişi artıran Öz Sağlık-İş ise sıralamadaki yerini korudu. En fazla sendikalı işçinin çalıştığı iş kolları sıralamasında değişiklik olmazken bu iş kollarında çalışan işçi sayılarında artış yaşandı. İlk sıradaki "ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar" iş kolundaki işçi sayısı 125 bin 649, ikinci sıradaki "metal" iş kolundaki işçi sayısı 53 bin 315 ve "inşaat" iş kolundaki işçi sayısı 80 bin 361 kişi arttı.

EN GÜVENCESİZ SEKTÖR NEREDEYSE ÖRGÜTSÜZ

20 iş kolu arasında en fazla işçinin yer aldığı iş kolu, 4 milyon 211 bin 656 işçiyle "ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar" oldu. Bu iş kolundaki işçilerin sadece yüzde 6,61'i yetkili sendikalara üye.

Sonra metal iş kolu geliyor. 1 milyon 919 bin 28 işçinin yetkili sendikalarda örgütlenme oranı yüzde 17,69.

En çok işçinin olduğu üçüncü iş kolu ise 1 milyon 525 bin 729 işçi ise "inşaat" sektörü. Bu iş kolunda ölümlü iş kazasının olmadığı gün yok, en güvencesiz sektörlerin başında geliyor. Kayıt dışı çalışmanın en yaygın olduğu iş kollarından. Bu iş kolunda tek yetkili sendika var. O da Türkiye Yol, Yapı, İnşaat İşçileri Sendikası. Örgütlenme oranı içler acısı: 3,27.

MADENLERDE ÖRGÜTLENME

En tehlikeli iş kollarından madencilikte ise yetkili sendikalarda örgütlenme oranı 18,37'den 19,06'ya yükseldi. TTK Amasra Müessesi'nde meydana gelen faciada 42 madencimizin yaşamını yitirmişti. O iş yerinde örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası'nın örgütlenme oranı ise 4,02'den 3,75'e geriledi.

BİR SORUN VAR

Peki sendikalar ne işe yarar? Sendikalar sadece toplu iş sözleşmesi yapan yerler midir? Şüphesiz hayır. Toplu iş sözleşmeleri ile çözümü mümkün olmayan, çözümün siyasi alanda olduğu temel sorunlarda da sendikal hareketle siyasal alanın birliği şart. Türkiye'nin önünde duran Üretim Devrimi zorunluluğu için de sendika, hükümet ve işveren işbirliği önemli.

İşçi kesimini temsilen asgari ücret görüşmelerine katılan TÜRK-İŞ temsilcileri, bu sene farklı olarak sendikal örgütlenme önündeki engelleri gündeme getireceklerini duyurmuştu. Çalışma Bakanı Vedat Bilgin ise, göreve geldiği günden beri "Emeğin örgütlenmesinin önüne kim çıkarsa karşısında beni bulur" çıkışlarıyla sık sık gündeme geldi. Sendikal örgütlenmeyi teşvik etmek için beyaz bayrak uygulamasına ilişkin gelişmeler de sayfalarımızda yer aldı.

Burada bir sorun var. İşçi kesimi "engelleri kaldırın" diye haykırıyor. Hükümet "karşısına ben çıkarım" diyor. O halde bugün bu sayfanın manşetinde neden anayasal hakkını kullandığı için işten çıkarılan 15 işçinin haberi var? Neden inşaatlarda asansör boşluklarına sıkışan işçiler var? Neden tuvaletlerin dahi kilitlendiği iş yerleri var?

ZOR MU?

Örgütlenme hakkını kullandığı için işten çıkarılan, baskıya uğrayan, ölümlü iş kazalarında yitip giden emekçilerimizin haberlerini yapmaya yetişemiyoruz! En yükseğinden en cılızına duyduğumuz her sese gazetemizin sayfalarını açıyoruz.

Biz istesek de gözümüzü kapatamıyoruz: Kuryeler plazaların önünde nöbet tutuyor, fabrika önlerinde direniş çadırları açılıyor. Konteynerlarda ateşler yakılıyor. Hakkını kullandığı için işinden olan işçinin hakkını alması için işten atılması, iş mahkemelerinde yılların geçmesi gerekiyor. Öte yandan işçi sınıfının yapısı ve sorunları da değişiyor.

Çalışma Bakanımızın gayretini görüyoruz. Ancak yapılacak çok iş var. Emekçiler somut adımlar bekliyor.

Sonraki Haber