Sendikalıya iftiranın bini bir para!
‘Kod-29’un adı değişti zulmü bitmedi. Kötü çalışma koşulları nedeniyle sendikalı olan Atılım Desen Tekstil işçileri TEKSİF’e üye olunca işveren e-Devlet şifrelerini topladı, tek tek tehdit etti. Tehdide boyun eğmeyenler iftiralara maruz kaldı, kapının önüne kondu.
Bursa Kestel'de faaliyet gösteren ve 460 kişinin çalıştığı Atılım Desen Apre Boya Tekstil işletmesine ait iki işyerinde TEKSİF Sendikası’na üye oldukları için işten çıkarılan işçilerin sayısı 20’ye ulaştı.
Bursa’da bir tekstil fabrikasında sendikaya üye olan işçilere baskı uygulandı. İşçilerden önce çalışma izin belgesi alma bahanesiyle e-Devlet şifreleri toplanarak sendikaya üye olanlar tespit edildi. Daha sonra bir işçiye işbaşı yaptırılmadı. Mesaideki diğer işçiler işverene üretimi durdurarak yanıt verdi. Ardından işbaşı yaptırılmayan arkadaşlarına üretimi durdurarak destek olan işçiler de işten çıkarıldıklarını öğrendi.
7 Mayıs’ta işbaşı yaptırılmayan Serap Yumuşak süreci Aydınlık’a anlattı. 6 yıldır bu fabrikada çalıştığını belirten Yumuşak, 1.5 yılı aşkın süredir sendika üyesi olduğunu son üç aydır da örgütlenme çalışması yürüttüklerini aktardı. Yumuşak, “E-devlet şifrelerimizi aldıktan sonra kimin sendikalı olduklarını tespit ederek işçileri tek tek kenara çektiler. ‘İşveren işi kapatır, siz bu şekilde bir yere varamazsınız. Bu yanlıştan dönün, sendikadan istifa edin’ diyerek işçileri zorladılar. Ben de öncü işçilerden olduğum için sürekli hakkımda tutanak tutma peşindeydiler” dedi. İşveren ve vekillerinin sendikalı işçileri bölerek örgütlenmeyi engellemeye çalıştığını belirten Yumuşak, şunları anlattı:
USTALAR ALINDIVARDİYALAR DEĞİŞTİ
“Ustalarımızı ustalıktan aldılar, başka usta getirdiler. Arkadaşlarımızın vardiyaları değiştirdiler; bizi bölerek örgütlenmenin önüne geçmek istediler. 1 haftadır maske dağıtılmıyor. Verdikleri iş ayakkabıları ortopedik değil. Bazı arkadaşlarımız aile hekimlerinden rapor aldı ‘bu ayakkabılar sağlığa uygun değil’ diye. Bu arkadaşlarımız hakkında tutanak tutuldu, savunmaları istendi. Benim de işyerinde fotoğraf çektiğime dair bir kare yakalamışlar. 1 sene önce ‘fotoğraf çekimi yapıp, sosyal medya paylaşımları yapılabilir’ denerek imzamız alındı; ancak buna rağmen beni ‘fotoğraf çektin’ diyerek işten çıkardılar. 6 Mayıs’ta benden savunma aldılar, 7 Mayıs’ta herhangi bir gerekçe belirtmeden işbaşı yaptırmadılar. Sonra birkaç arkadaşımızın daha başına geldi. Uydurma gerekçelerle işçilerin iş akitlerini feshettiler. 2 arkadaşımız da benim gibi kapıdan çevrildi. Ben 6 senedir buranın emekçisiyim. Ben onca zaman bir şey yapmamışım da son 2-3 aydır beni sürekli savunmaya çağırıyorlar. Diğer arkadaşları da anlaşmayla işten çıkmaya yönlendiriyorlar ama Kod-29’dan çıkarılıyorlar. Yakup Mayda arkadaşımızı da gündüz vardiyasındayken, Kod-29’la yaka paça çıkardılar. İşveren, arkadaşımıza ‘sen benim ekmeğimi yiyorsun bana ihanet ediyorsun’ dedi. İşçi kesimi o kadar merhametlidir ki; arkadaşı gelmez onu idare eder, makinesini kapatmaz. Ustası gelmez, yıllık izninden fedakarlık eder; müdür gelmez, yine çalışır. Biz 16 saat mesaiye de kaldık. Yeri geldi patronumuzu da idare ettik. Bizim amacımız vurmak kırmak değil.”
İŞVERENE TOPLU SÖZLEŞME ÇAĞRISI
İşverene seslenen Serap Yumuşak “Hakkımıza saygı duymasını istiyoruz. Biz sessiz çığlığız bu kadar insanı mağdur etmesinler. Biz birlik içinde işimize devam etmek istiyoruz. Tek maaşla yaşayan dar gelirli aileler var, işten çıkarmak bu kadar kolay olmamalı. Yaşananlar çok üzücü; kaç gündür uyku bile uyuyamıyorum. Yıldırma politikasıyla bir yere varılamaz, biz toplu sözleşme istiyoruz. Bu insanlar olmasa orası yürümez, orası yürümezse bu insanlar aç kalır” ifadelerini kullandı.
‘7 YILDIR YILLIK İZNİMİ İSTEDİĞİM GİBİ KULLANAMADIM’
Serap Yumuşak’a destek eylemine katılıp, iş durdurduğu için işten çıkarılan işçilerden Murat Enser de 7 senedir bu fabrikada çalışıyor: “7 senedir yıllık izin konusunda hep sorun yaşadım. İznimi istediğim zaman hiç kullanamadım. İş güvenliği yetersiz. Eylem günü sözde 5 kez işbaşı yapmak için uyarılmışız ama öyle bir şey yok. Ama attıkları mesajda ‘5 kez uyarılmalarına rağmen içeri girmediler’ diye yazmışlar. Muhasebeci Esen hanım var; ‘Biri beddua ediyormuş, küfür ediyormuş Allah belasını verdi ayağını kırdı’ diyomuş. İftira atmakta bunların üzerine yok.”
‘İFTİRALARA ARTIK KATLANAMADIK’
İşçi Ömer de vardiya ustalarının görevleri değiştirilince bu haksızlığa dayanamadıklarını belirtti. Ömer, şöyle konuştu: “Fabrikanın en iyi ustalarından birine iftira atılınca biz artık buna göz yumamadık. Sendikaya başvurduk. Artık bu haksızlıklara kimse katlanmak istemedi. 3 senedir iş kıyafetlerimiz verilmedi. Bu yazın ortasında iş ayakkabısı olarak kışlık ayakkabıyı zorunlu kıldılar; biz 40 derecede çalışıyoruz. Bazı arkadaşlarımız ‘bu ayakkabıyı giyemez’ diye rapor aldılar. İşveren vekilleri, ‘sağlık ocağından alınan rapor geçersiz’ diyerek heyet raporu istediler. Bu baskılarla bir arkadaşımızı çıkardılar. Bir arkadaşımızı 2-3 arkadaşı soyunma odasında kapıyı kilitleyerek sendikaya üye olma baskısı yaptığı iftirasıyla işten çıkardılar. Soyunma odasının anahtarı bile yok. Bir arkadaşımızı kumaşın fotosunu çektiği için çıkardılar. Herkesin telefonunda kumaş fotosu var, hatalar olunca ustadan ustaya gönderiliyor, bu çok normal. Bu haksızlığa artık dayanmıyoruz.”
‘MASKE BİLE VERMİYORLAR’
Serap Yumuşak’a destek eylemi sırasında işverenin işçilere “Biz bize yeteriz” diyerek fabrikanın kapılarını kapattırdığını söyleyen işçi Ömer, şöyle devam etti: “Müdürleri geliyor önce hakaret ediyorlar, sonra çalışmaya davet ediyorlar. Biz arkadaşımızı yalnız bırakmadık. Bir tutanakla nasıl işten çıkarılıyor? Kod-29 diye tutturmuşlar, emeği hiçe sayıyorlar. Ekonomi işçiler sayesinde dönüyor, ama bir tutanakla işten atıyorlar. Anayasal hakkımızdan bizi mahrum ettiler. Kendilerine gelince hemen her yasal haklarını savunuyorlar. Bir patron işinin iyi gitmesini istiyorsa çalışanını mutlu etmeli. Altındaki araba 2 milyonluksa işçilerin sayesinde. Bunu söylediğimizde biz suçlu oluyoruz. Salgında bile işçileri işten çıkarıyorlar. Maske aldığımıza dair imza attırdılar ama maske bile verilmemeye başlandı.”