Serhan Bolluk: Aydınlık ufka bakmaktır

Görev Medya’nın düzenlediği ve Aydınlık gazetesiyle Ulusal Kanal emekçilerinin katılımıyla düzenlenen Teoman Alili Aydınlık Gazetecilik Okulu’nun dördüncü dersi Dr. Serhan Bolluk’la yapıldı.

Aydınlık’ın önceki dönem Genel Yayın Yönetmenlerinden olan, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Serhan Bolluk eğitimde, gazeteciliğe başladığı 1987 yılından günümüze yaşadığı tecrübeleri aktardı.

2000’e Doğru dergisinde gazeteciliği öğrendiğini ifade eden Bolluk, her işin başının pratik olduğunu ifade ederek gazetecinin pratik içinde yoğurulduğunu, gazeteciyi dönüştüren şeyin pratik olduğunu söyledi.

‘TARAFSIZ GAZETECİLİK YOKTUR’

Eğitimde “Haber nedir, ne haberdir?” başlıklı dersi veren Bolluk, habercinin kimliğini belirleyen unsurun habercinin çalıştığı gazete olduğunu belirtti. Gazetecilikte “tarafsızlık” söylemine de değinen Bolluk, “Tarafsız gazetecilik diye bir şey yoktur. Haber de tarafsız değildir gazete de. Bugün tarafsız gazeteciyim diyen birine rastlayamazsınız. İki taraf var: Biri Türkiye tarafı diğeri Amerika. Bu noktaya ulaşmada dünya ve Türkiye'nin çok önemi var. Tarafsız gazeteciliğin olduğu zamanlar. ABD’nin dediğim dedik zamanlarıydı. Yani gazeteler tek bir sistemle yönetiliyordu. Sonra Atlantik’in karşısına bir Avrasya dikildi, Türkiye değişti ve tarafsız gazetecilik kavramı artık söylenmez oldu” dedi.

Habercinin çalıştığı gazeteye uymak zorunda olduğunu vurgulayan Bolluk, “haberi yapmaya karar verdiğiniz andan itibaren taraflısınızdır. Bu seçimi ise tuttuğumuz tarafa, kimliğimize ve ideolojik çizgimize göre yapıyoruz. Taraf olursanız iyi gazetecisiniz demektir” ifadelerini kullandı.

‘AYDINLIK GERÇEĞİ OLGULARDA ARAR’

Haberin nesnel olması gerektiğine dikkat çeken Bolluk, Aydınlıkçı gazetecilerin haberde yalan cümle kullanamayacağını vurguladı. Bolluk, “Aydınlıkta haber yazan kişi yalan söyleyemez, haberde yalan cümle kullanamaz. Aydınlıkçı gazeteci gerçeği olgularda arar ve her zaman gerçeği yazar. Buna da nesnellik diyoruz. Aydınlıkçı gazeteci gerçeğin üzerinde durduğu için özgürdür. Başka gazeteci yalanı alır ve doğruların içine bezer. Ama Aydınlık ve Ulusal Kanal bunu yapmaz, her zaman gerçeği yazar” şeklinde konuştu.

Gazetecilikte muhakeme gücünün önemini vurgulayan Bolluk, haberin ne ve nerede olduğunu çıkarabilmenin temel yolunun habercinin ölçülerinin olması olduğunu dile getirdi. Bolluk, çok çalışmanın, tecrübe biriktirmenin ve kolektif çalışmanın habercilikteki ölçüleri sağladığını ifade etti.

Bolluk, haber ölçülerini şöyle sıraladı:

1- Gelen bilginin doğruluğunu teyit etmek. Gazetecilik kolektif çalışmayı gerektirir ve bu doğruyu bulmanın yoludur.

2- Haberde edinilen bilginin kime ve neye hizmet ettiğini sorgulamak. Yapılan haber, Türk milletinin ve insanlığın menfaatine olmalı.

3- Haberin “5N 1K”sı olmalı, unsurlarının tamamı yer almalı.. Bu soruların haberin içinde yanıtları olmalı.

‘AYDINLIK DIŞINDA DEVRİMCİ GAZETECİLİK YAPILAMAZ’

Aydınlıkçıların Aydınlık’ta yoğun siyasal pratikten geçtiğini söyleyen Bolluk, Aydınlık’ın ufka bakmak olduğunu belirtti. “Bunun en iyi örneği Ergenekon duruşmalarında Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in ‘Biz çıkacağız, siz gireceksiniz’ demesidir” diyen Bolluk, “O gün herkesin güldüğü bu sözler, Türkiye’nin son 10 yılının en önemli gerçeğidir” ifadelerini kullandı. Bolluk, gazetecinin bulunduğu yerde duramayacağını ifade ederek gerçeği ileri taşıması gerektiğini vurguladı. Bolluk konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Aydınlık dışında Aydınlık’ın söyleyeceği şeyleri söyleyebilen gazete yok. Aydınlık ve Ulusal Kanal’da devrimci habercilik yapılır. Aydınlık dışında devrimci gazetecilik yapılamaz. Sistemin kucağına düşülür. Aydınlıkçı ‘bunu yazsam ne derler’ diye düşünmez. Habercilikte ve bilimde ‘insanlar ne der’ denmez. Denilirse habercilik diye bir şey kalmaz. Karşınızdaki haberi değerlendirirken üçgeni değil prizmayı görmelisiniz.”

“Aydınlık ve Ulusal Kanal’da çalışarak dünyayı değiştiriyorsunuz. Washington Post veya New York Times’te çalışsaydınız insanlara ölmek dışında bir vaadiniz olmazdı. İşte İsrail’in Gazze’ye yaptığı son saldırı ve Atlantik basının Filistin’i suçlayan haberleri. Onlar ölüyor, onlar kendi karanlıklar boğulup gidiyor, biz ise hayatı temsil ediyoruz.”

Bolluk, haberde fotoğrafın da önemine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Fotoğraf, haberin en önemli unsurlarından biridir. Sizin sayfalarca anlatamadığınız şeyi tek bir fotoğraf anlatabilir. Bu yüzden fotoğraf çok kritiktir. Burada da fotomuhabirin yapacağı iş çok önemlidir.”

Sonraki Haber