‘Sessiz Ayakkabılar’ bireysel silahsızlanma için yürüdü
Polis memuru Şeyda Yılmaz’ın şehit edilmesi olayıyla ‘bireysel silahsızlanma’ yeniden gündeme geldi. Umut Vakfı’nca ‘28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’ nedeniyle düzenlenen ‘Sessiz Ayakkabılar Yürüyüşü’ etkinliğinde, silahsızlanma çağrısı yapıldı. Evlatlarını yitiren aileler yaşadıklarını anlattı
Ateşli silahlarla ölümlerin arttığı son günlerde, duyarlı çevreler tarafından bireysel silahsızlanma çağrıları yapılıyor. Umut Vakfı, ‘28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’ nedeniyle düzenlediği “Sessiz Ayakkabılar Yürüyüşü” başlıklı etkinlikte, bireysel silahlanmanın azaltılmasına yönelik hukuki ve toplumsal mücadele çağrısı yaptı. Bireysel silahsızlanma ve ateşli silahlara erişimin bu kadar kolay olması, geçen hafta İstanbul Ümraniye’de polis memuru Şeyda Yılmaz'ın şehit edilmesi olayıyla yeniden gündeme gelmişti. İstanbul Levent Çarşı Meydanı'nda yapılan etkinlikte Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Giritli İnceoğlu, bireylerin silah taşıma özgürlüğünün, diğer bireylerin yaşam hakkını tehdit ettiğinde sınırlandırılması gerektiğini söyledi. İnceoğlu, şöyle konuştu:
2024’ÜN İLK 9 AYINDA 2 BİN 719 SİLAHLI ŞİDDET YAŞANDI
“2024 yılının 26 Eylül'üne kadar 2 bin 719 silahlı şiddet olayı medyaya yansımış bulunuyor. Bu olaylarda bin 676 kişi öldü, bir kısmı ağır 2 bin 869 kişi de yaralandı. Yaralılardan daha sonra ne kadarı öldü bilemiyoruz elbette. Olayların 430'unda çoğunluğu bıçak olmak üzere satır, pala ve keser gibi kesici aletler, 2 bin 289'unda ise her tür tabanca ve tüfek gibi ateşli silahlar kullanıldı.”
‘TOPLUMSAL BİR İNİSİYATİFE İHTİYAÇ VAR’
Etkinliğe katılan Deva Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen de bireysel silahlanmaya karşı toplumsal bir inisiyatife ihtiyaç olduğunu söyledi. Meclis'te koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması ve ilgili kanunlarda değişikliğe gidilmesi için çalışmalar yaptıklarını belirten Esen, bu çerçevede TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşeceğini dile getirdi.
EVLATLARINI KAYBEDEN AİLELER, YAŞADIKLARI ZORLUKLARI ANLATTI
Trabzon'da ailesinin fındık topladığı bahçede vücuduna isabet eden yorgun mermi nedeniyle 11 Ağustos 2021'de hayatını kaybeden 15 yaşındaki Emir Yuşa Atıcı'nın babası Mustafa Atıcı, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. Atıcı, havaya atılan, "yorgun" adı verilip basitleştirilen ve masumlaştırılan katil bir mermiyle evladını kaybettiğini belirterek, "Evladımız bizden ayrılalı 3 sene 1 ay oldu. Kolluk kuvvetleri de adalet de çalışıyor ama maalesef bir yere varamadık. Ben 1142 gündür evladıma hasretim." dedi. Yorgun mermi vakalarına bakış açısının değişmesi gerektiğini vurgulayan Atıcı, bilinçli taksirle değil olası kastla adam öldürmek suçundan yargılama yapılması halinde bu tür olaylarda gerileme yaşanabileceğini ifade etti.
SİPARİŞ BIRAKIRKEN SALDIRIDA ÖLDÜRÜLDÜ
Balıkesir Üniversitesinde turizm rehberliği eğitimi alan ve motosikletle sipariş bıraktığı adresten dönerken bıçaklı saldırıda hayatını kaybeden 20 yaşındaki Ata Emre'nin annesi Zuhal Akman da bireysel silahlanmanın durdurulması için gerekli adımların atılması gerektiğini söyledi.
YORGUN MERMİ KURBANI OLDU
Tokat Erbaa'da yolda yürürken başına isabet eden yorgun mermi dolayısıyla yaşamını yitiren 17 yaşındaki Büşra Konyar'ın annesi Nakşiye Konyar, kızının kitap almak için kırtasiyeye gittiğini, eve dönerken ilçenin en işlek caddelerinden birinde olayın yaşandığını anlattı. Suçluların hak ettikleri cezaya çarptırılmasını talep ettiklerini vurgulayan Konyar, şunları kaydetti:
"Bizler burada silahın ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Belde, evde, arabada yani kolay ulaşabileceğiniz bir yerde silah varsa, ani öfke ve sevinçle onu kullanma riskiniz de vardır. Silahın tek bir işlevi vardır bana göre, o da öldürmektir. Ama maalesef ülkemizde düğünler, nişanlar, asker uğurlamaları silahsız olmuyor. Bilinçsizce silah kullanıyor insanlarımız."
Konyar, ailelere çağrıda bulunarak, "Lütfen çocuklarınıza oyuncak da olsa silah almayın. Çünkü eğitim çocukluktan başlar. 'Silaha hayır.' diyelim, yaşama hak tanıyalım." diye konuştu. Etkinliğin sonunda, ateşli silahlarla yaşamını yitirenleri temsilen yere serilen kırmızı halıya motosiklet kaskı, ayakkabılar ve karanfil bırakıldı.
ÇETELER KOL GEZİYOR!
Geçtiğimiz hafta önce İstanbul'un Ümraniye ilçesinde 26 suç kaydı bulunan 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti, polis memuru Şeyda Yılmaz'a (27) silahla ateş ederek şehit etti. Tepki çeken olaydan günler sonra Ankara'nın Altındağ ilçesinde de 2 genç, "dur" ihtarında bulunan polise ateş açtı. 12 suç kaydı bulunan 18 yaşındaki Serdar K. olayda hayatını kaybederken, 19 suç kaydı olan 22 yaşındaki Muhammet E. ise gözaltına alındı. Gençlerin belli çete gruplarına dahil edilmesi ve pek çok suça bulaşmaları giderek daha da büyüyen bir tehdit haline gelirken, önceki gece saatlerinde İstanbul'un Büyükçekmece ilçesi Bağcılar 15 Temmuz Mahallesi'ndeki bir iş yerinde, 12 Kasım 2023'te silahla yaralanan 2 kişiden birinin hayatını kaybetmesiyle ilgili yürütülen çalışmalarda 5 şüpheli yakalanırken 3 silah ele geçirildi, şüphelilerden 3'ü tutuklandı.
TÜRKİYE’NİN ŞİDDET HARİTASI
Umut Vakfı’nın verilerine göre Türkiye’de 30 milyondan fazla silah var, bunun sadece 4 milyonu ruhsatlı… 2014 yılından bu yana medyaya yansıyan silalı şiddet haberlerinin günü gününe çetelesini tutan Umut Vakfı, her yıl “Türkiye’nin silahlı şiddet haritası”nı raporlaştırıyor. 2014 yılından 2024’ün ilk 9 ayına kadar geçen 10 yılda; yaklaşık 37 bin silahlı şiddet olayı yaşandı, bunlar yalnızca medyaya yansıyan olaylar. Geçen yıl (2023); 3 bin 773 silahlı şiddet olayı basına yansıdı. Basına yansıyan bu olaylarda 2 bin 318 kişi ölü, 3 bin 820 kişi de yaralandı. Yaşanan silahlı şiddet olaylarının 3 bin 212’sinde yani yüzde 85’inde kaleşnikof, otomatik tüfekler dahil ateşli silahlar (106’sı beylik silahı toplam 2 bin 427’si tabanca ve 784’ü tüfekler), yüzde 15’ine denk gelen 561’inde de bıçaklardan baltalara her tür kesici alet kullanıldı.
RUHSATLI RUHSATSIZ SİLAH ORANI 1/9
Bireysel silahsızlanmaya ve sorunun çözümüne dair görüş bildiren Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan da şu bilgileri verdi:
“Umut vakfının yaptığı Silah şiddeti haritasına göre her yıl maalesef silahlı vaka ve cinayetlerde silah kullanımı yüzde 5 arasında artmaktadır. Ruhsatlı ruhsatsız oranı 1’e 9 dur. Silah şiddeti son zamanlarda özellikle ergenlerde ergen cinayetlerinde ve asayiş uygulamasında maalesef polislerin şehit edilmesinde belirgin hale geldi. Eğitemediğimiz okulda olması gereken çocukların antisosyal davranış çetelerine dönüşmesi sokakta yankesicilik soygun tehditte bulunmaları madde kullanımı, aileden uzak marjinal akımlara kapılmaları; kontrolsüz ve riskli gruplara dönüşmesi. En önemli sosyal konudur. Bu grubun elinde silah varsa ki tamamında vardır ve toplumun huzuru kaçmıştır. Son polis cinayeti ve Serhat Akın a yapılan silahlı saldırı bardağı taşıran son damla gibi düşünülmeli. Artık devlet çözüm üretmelidir. Sorunun sosyal bir güvenlik konusu olduğunu kabullenmek şart. Çözüm otorite olarak TBMM’de yasa koyucularda. Ruhsatlandırmak veya cezayı artırmak çözüm değil. En az 30 yıllık bir kararlılık gerekiyor. Toplumun tüm katmanlarında şiddeti azaltmanın sınırlamanın ilk adımı; sivil silahlanmayı önce zorlaştırmak ve denetim altına almaktır. En uçta yasaklamak. Silah edinmeyi bir hak ve kayıt altına alarak vergi geliri olarak görmek halen taraf buluyor. Bireysel silahlanma toplumun huzurunu kaçırıyor; hukuk işlemez oluyor, korkuyu artırıyor, insanların devlete olan güven duygusunda hasar oluşturuyor. Bu gerçeği kabullenmek. Bu yanlışlar üzerinden hala çözüm aranmakta ve silah şiddeti aynı hazla devam etmektedir. Acil yapılması gerekenler sırasıyla şöyle:
TBMM’de önceki dönemlerde üzerinde çalışılan silah kanunu yasası tekrar gündeme getirilip tartışmaya açılmalı.
Ruhsatsız silah bulundurma veya taşına ile ilgili caydırıcı cezalar getirilmeli. Paraya çevrilmeyen ve ertelenmesi mümkün olmayan hapis cezası, para cezası uygulanmalı
Silah edinim yaş sınırı 21 yaştan 25 yaşa yükseltilmeli.
Ruhsat süresinin 5 yıldan 2 yıla indirilmeli.
Evde silah bulundurma ruhsatı başvurusunda eş rızası veya önereceği kişinin de imzası, referansı getirilmeli.
Silah ruhsatı başvurusunda en az 14 gün bekleme süresinin getirilmesi uygundur. Dilekçesi hemen işleme konulmamalı.
Silah reklam yasağı ve internetten satışı, kargo ile teslimi, teşhir tanıtım yasağı getirilmeli.
Ruhsat öncesi mutlaka silah şiddeti bilgilerini de içeren eğitim zorunluluğu olmalı.
Ruhsat sonrası denetim sistemi olmalı.
Evde kilitli kasada bulundurma zorunluluğu olmalı.
Ciddi sağlık muayenesinde; psikolojik Psikoteknik test zorunluluğu. Özellikle kişilik bozukluğu, bağımlılık düzeyi, öfke kontrol problemi olup olmadığı ve psikopatolojik testler zorunlu hale getirilmeli.
Dizilerde silah görüntülerinin buzlanması veya en azından belli yönetmeliğe bağlanmalı.
Yılda bir kez bu konunun okullarda etkinlik olarak ve cuma hutbesinde gündemde olmalı.
Kamu spotu ile bilgilendirmenin görsel medya ve sosyal medyada yapılmalı.
İçişleri Bakanlığına bağlı silah İhbar hattının oluşturulması ve özelikle açık havada kutlamalarda silah kullanıldığında sonuç alıcı takip ve ceza sisteminin devreye girmeli.
Bireysel silahlanmada ABD ile karşılaştırma yapmak son derece yanlıştır. ABD de bu hak meselesidir. Devlet için hayati bir konudur ve çok önemser. Herkesin silahlanmasını ister. Çünkü yıllık 2.5 trilyon dolarlık silah pazarının 1.6 trilyonunu ABD üretir. İş vicdanı ve ahlakına göre silah karşıtı insanları bu üretimde çalıştıramazsınız. Başta nükleer silahlar biyolojik zehirler ve insanları ve doğayı yok eden kimyasalları üretecek insan bulamazsınız. Japonya Güney Kore örnekleri ile bireysel silahlanma karşılaştırması daha anlamlı…