Seyyit Nezir anlattı: Demir Özlü ilkeli ve yurtseverdi
‘Çıkmazdaki insanın bunalımını verirken yapaylığa düşmedi. İlkeli, yurtsever, evrensel değer yargıları sağlam, kapitalizmin eleştirisini hiç ihmal etmeyen bir yazar ve entelektüeldi’.
Türk edebiyatında varoluşçuluğun en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Demir Özlü, 86 yaşında hayata gözlerini yumdu.
‘BİLİNÇALTININ KAPILARINI AÇTIK’
Demir Özlü, dünyayı ve insanı anlamlandırma uğraşı verdiği roman, öykü, anlatı ve deneme türü eserleriyle, edebiyatımızın önde gelen isimlerindendi. Düşünceye dayalı, felsefeyle beslenen edebiyatı savunan Demir Özlü, 1950 kuşağının modern Türk edebiyatına getirdiği yeniliklerden birini “Bilinçaltının kapılarını açtık” diye ifade etmişti.
Yazarın 30 eseri ve altı edebiyat ödülü bulunuyor.
Demir Özlü’nün kızı, gazeteci, yapımcı ve yazar Ayda Özlü Çevik, twitter üzerinden yaptığı açılamada şunları söyledi:
“Sevgili babam Demir Özlü veda etti. Ardından yazılan haberlerde bir hatayı düzeltmek istiyorum. İstanbul’u çok seven ve İstanbul’u çok güzel yazan Demir Özlü İstanbul Vefa doğumludur.”
VAROLUŞÇU EDEBİYAT
Usta edebiyat eleştirmeni Konur Ertop, Özlü’nün eserlerini şöyle değerlendirmişti:
“Bilincine vardığı belli bir amaçla bağlı olmayan, yalnız insanın, yabancı bir ortam içinde hareketsizliğe gömülmesini, sanrılarda bocalamasını, bunaltılara kapılmasını, kendisini hiçleyişini, intihara sürüklenişini üst üste birkaç hikâyede birden anlatıyor, Demir Özlü. Varoluşçu edebiyatın bunaltı, korku, yabancılaşma, değişme, yargılanma, hiçlik gibi kavramları bu hikâyelerin içeriğinde baş yeri kaplıyor.”
‘BOĞUNTULU SOKAKLAR’
Yazar Seyyit Nezir, Özlü’nün yurtseverliğine dikkat çekti, 2000’e Doğru dergisindeki yazılarında, postmodern savrulmaları yeğleyenlere karşı duruşunu anlattı. Nezir, Aydınlık’a şunları söyledi:
“Dün Özkan Mert'in haberiyle öğrendim Demir Özlü'yü yitirdiğimizi...
“Demir Özlü, varoluşçu felsefenin modern Türk öyküsüne yansıtılmasında özellikle Boğuntulu Sokaklar kitabıyla etkili oldu. Çıkmazdaki insanın bunalımını verirken yapaylığa düşmedi. İnsanı toplum dışına sürükleyen marjinal yönelimlere, nihilizme saplanmadı, arka çıkmadı; bunalımı aşmanın olanağını aradı. Marksizmden esinlenen komünizan eğilimleri, sol siyasal yayınlara yazma isteğini canlı, temasını sıcak tuttu hep. Ne ki özellikle 1970'ler ve sonrasında sosyalist mücadeleye örgütsel düzeyde mesafeli durdu. O yıllarda aramızda hoş bir polemik de geçmişti: Milliyet Sanat'taki bir yazısında sanatçıların sosyalist örgütlerde ufkunun daraldığını, veriminin düştüğünü belirtmişti. Ben de Vatan'da, Parti'nin yazara gerçekliği en geniş ufukta yansıtma özgürlüğünün güvencesini sağladığına dikkat çekince, bir toplantıda, "seni de göreceğiz" diye takılmıştı.
“1980'lerin sonlarında ‘yükselen değerler’ iklimine kapılıp postmodern savrulmaları yeğleyenlere karşı İkibine Doğru dergisindeki haftalık nice yazısında çok tutarlı görüşler sergiledi. İlkeli, yurtsever, evrensel değer yargıları sağlam, kapitalizmin eleştirisini hiç ihmal etmeyen bir yazar ve entelektüeldi.”
“Bugün Dünya Öykü Günü... Öyküsever dostlara bu yıl evlerimizden, dijital olanaklarla uzanabiliyoruz. Ben Demir Özlü'nün şiirsel bir metnini okumayı öneriyorum: Ölüm Döşeğinde Yatış.”
EDEBİYATÇI HUKUKÇU FELSEFE HOCASI
Uzun süredir yaşadığı İsveç’in başkenti Stockholm’de, 13 Şubat Pazar günü, geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybeden Demir Özlü, yurtdışında uzun süre yaşayan yazarlarımızdandı.
Özlü'nün kızı, babasının yaklaşık iki aydır kalp yetmezliği tedavisi gördüğünü bildirdi.
Demir Özlü hayatı boyunca öykü, şiir, deneme, eleştiri, çeviri, anlatı ve roman türlerinde eserler üretti.
9 Eylül 1935’te İstanbul’da doğan Demir Özlü, ilk ve orta okulu Ödemiş’te okudu. 1953’te İstanbul Kabataş Erkek Lisesini bitirdi. İlk şiiri Kabataş Lisesi öğrencilerinin çıkardığı Dönüm Dergisi ve daha sonra Türk Dili dergisinde yayımlandı. 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1961-1962 arası Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde felsefe okuduktan sonra Türkiye'ye dönerek İstanbul Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Metodoloji Kürsüsü'nde dört yıl asistanlık yaptı.
‘BURADA ATATÜRK YARGILANIYOR’
1960’tan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi’nin ilk üyelerinden biri olan Özlü, 12 Mart döneminde sıkıyönetim mahkemelerindeki savunmalarıyla da bilinir. O dönem “Burada Atatürk yargılanıyor” diyerek avukatlık cüppesini çıkarıp fırlattığı anlatılır.
Demir Özlü, 12 Mart döneminde Türkiye’ye röportaj gezisi için gelen İsveçli gazeteci Ulla Lundström ile tanışıp evlendikten sonra İsveç’e yerleşmişti. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra vatandaşlıktan çıkarılan yazar, Türkiye'ye 1989'da dönmüş, bu tarihten beri de Stokholm ve İstanbul'da yaşıyordu.
Edebiyatın çeşitli dallarında eserler veren Demir Özlü’nün kardeşi ünlü yazar Tezer Özlü de 1986 yılında yine bir 13 Şubat günü Zürih’te hayatını kaybetmişti. Demir Özlü aynı zamanda çevirmen Ülkü Duru’nun da kardeşiydi.